“Bu da nereden çıktı, gürültü seven de olur mu?” diyenleriniz olabilir. Maalesef günümüzde yüksek sesle müzik dinlemek, araçların egzozlarıyla oynayarak (bunu özel olarak para verip yaptıranlar mevcut) gürültü çıkarır duruma getirmek modaya dönüştü. Bu tür işlemlerin yasak ve ceza teşkil ettiğini bile bile bunu uygulamak nasıl bir zevk, anlamış değilim. Bu yasaklara en çok gençler uyum göstermiyor. Yazılan trafik cezaları da bu kişileri yıldırmıyor ve günden güne büyük bir artış gösteriyor.
Bazı yerlerden geçerken (hastane, okul, cami, mezarlık vb.) saygılı olup hiç olmazsa müziğin sesini kısmamız gerekir. Yaz mevsiminin sıcak geçmesi nedeniyle evlerin pencereleri açık olduğu için gürültü, direkt olarak içeri girmekte. Burada bulunan çocuğunu uyuması için saatlerce ayağında sallayan bir annenin, okulda sınavda bulunan bir öğrencinin, bir hastanın bulunabileceğinin düşünülmesi gerekir. Senin çıkarmış olduğun gürültü sonrası uyanan çocuğun yakınları veya bir taziye evinde bulunanların yakınlarının senin hakkında ne düşündüklerini tahmin etmek güç olmasa gerek. Bir gün sen de aynı duruma düşersen vereceğin tepki aynı olur. Sana yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkalarına yapma. Çalma kapıyı, çalarlar kapını. Bunu hiç unutma!
Kimi kesim her zaman bu tür olayların başının eğitim olduğunu söylemesine rağmen eğitimlisi de eğitimsizi de aynı uygulamayı yapıyor. Trafik polisleri bu tür kişilere cezai işlem uygulasa bile dikkate alan yok. Polis ceza yazmaktan bıktı, bunlar gürültüden bıkmadı vesselam. Herkesin başına bir polis dikilemeyeceğine göre gürültüden zevk alanların kendilerine çekidüzen vermesi gerecek diyelim. Zevklerin ve renklerin tartışılmadığını ve ayrı olduğunu da belirtirken gürültüsü olmayan zevkler dileyelim.
