Gönlü ölmek

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“İnsan ne tuhaf! Bedeni ölene ağlar da gönlü ölene ağlamaz. Asıl felaket, gönlün ölmesidir.”

Vehb b. Münebbih

Hz. Hanzala b. Rebi, Hz. Peygamber’e vahiy katipliği yapan sahabilerden birisidir.

Hz. Ebu Bekir, bir gün yolda onunla karşılaşır ve ona nasıl olduğunu sorar…

Hz. Hanzala ona kendisine dair: “Ey Ebu Bekir! Hanzala münafık oldu” der.

Hz. Ebu Bekir: “Sübhanallah! Sen ne diyorsun!” diyerek şaşırır… Hanzala:

“Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yanında olduğumuzda bize cennet ve cehennemden söz edilir ve sanki gözlerimizle cennet ve cehennemi görmüş gibi oluruz. Oradan ayrılınca çoluk çocuğumuza, dünya işlerine karılınca bu önceki halin çoğunu kaybediyoruz. Cennet ve cehennemi unutuyoruz” deyince Hz. Ebu Bekir:

“Allah’a yemin ederim ki bizde de aynı şey oluyor” deyince birlikte Hz. Peygamber’in huzuruna çıkarlar…

Hz. Hanzala: “Ey Allah’ın Elçisi! Hanzala münafık oldu” deyince Allah Resulü:

“Bu ne demek?” diye sorduğunda durumu anlatırlar…

Hz. Peygamber ise, “Eğer sürekli benim yanımda bulunduğunuz hâl üzere olsaydınız yataklarınızda ve yollarınızda melekler sizinle musafaha ederlerdi” diyerek bu durumun münafıklık alameti olmadığını söylemiştir. (Müslim, “Tevbe”, 12-13; Tirmizî, “Ḳıyâme”, 59).

Sahabinin hayatındaki en ufak manevi farklılık durumuna karşı tepkisi/hassasiyeti/duyarlılığı ve Hz. Ebu Bekir’in de aynı şeyi hissetmesi… “Şeytan ve nefis” diyerek topu taca atmaması, kıyamete kadar gelecek biz Müslümanlara güzel bir örnektir.

Dini yönden mahsuru olmayan örnekteki kaygı hali bir kenara, dinin kesin emir ve yasaklarına riayet etmediğimiz zaman aynı duygu bizde oluşuyor mu?

Aynı hassasiyeti “Ben Müslümanım” dedikten sonra iftira atanlarda, haram yiyenlerde, yalan söyleyenlerde, gıybet/dedikodu edenlerde, kul hakkına girenlerde, sadece mal değil itibar da gasp edenlerde görebiliyor muyuz?

Sevap için değil, çıkar için dostluk ve iletişim kuranlar, “Ben münafık oldum” diyebiliyor mu?

Cennet ve cehennem şöyle dursun, biz ahiretteki hesabı da mı unuttuk? Vücudumuzun en ufak ağrılarını hisseden sinirlerimizden gönlümüzün öldüğünü nasıl gizledik?

Kafir, münafık, müşrik, zındık, fasık gibi sıfatları hep başkalarında görmekten/aramaktan kendimize fırsat mı kalmadı?

Eğer biz bu hassasiyete sahip kimselerin gitmeyi umduğu cennete talip isek ve sakındıkları cehennemden sakınıyorsak şüphe götürmeyen hatalar/günahlar karşısında uyanmanın vaktidir… Ölümle uyanmadan…

Gönlü ölmek