Gençliğin oyuncağı “akıllı telefon”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlarım, daha uzağa gitmeyelim. Bir kuşak öncesi, insanlık gelişirken annesinden babasından yani ebeveynlerin aldığı birikimlerle kendini şekillenirdi. Dünya değişti, bu kuşak kendini geliştirirken teknolojiden yararlanıyor. Bu konuyla ilgili araştırmalar yapılıyor. Bu araştırmalardan biri de 537 lise öğrencisi üzerinde yapıldı. Araştırmada gençlerin yüzde 97.4’ünün akıllı telefona sahip olduğu, yüzde 70.3’ünün günde en az üç saat telefonla vakit geçirdiği tespiti yapıldı.

Artık günümüzde teknolojik gençlik geliyor.

Araştırmaya katılan gençlerin sosyodemografik özellikleri; 297 kız, 240 erkek öğrenci araştırmaya dahil oldu. Örneklemin yüzde 46.4’ünün ailesi, asgari ücret ve biraz üzerinde gelire sahipken yüzde 19.9’u ise asgari ücretin altında bir aylık gelirle yaşıyor. Gençlerin annelerinin yüzde 78.4’ünün ev kadını olduğu tespit edildi.

Cep telefonu edinme ve kullanma oranlarıyla ailelerin aylık ekonomik gelirleri karşılaştırıldığında ürettiğinden fazlasını tüketme konusu düşündürücü. Gençler, akıllı telefon teknolojisiyle erken yaşlarda tanışıyorlar ve yüzde 53.4’ü, bu teknolojiyi gelişmelere bağlı olarak yeniliyor. İnternet olanaklarından yararlanmayı önceliyorlar. Kısacası teknolojiye duyarlı ya da bağımlı bir gençlik yetişiyor. “Seni yetiştiren ana babadan” diye başlayan sözcüğü unutturma eğiliminde olduğu kanısındayım.

Araştırmaya dahil olan gençlerin yüzde 97.4’ünün akıllı cep telefonu kullandığını düşünürsek gençlerin yarısından fazlasının evinde dört ve daha fazla akıllı cep telefonu bulunduğuna hesaplanıyor.

Gençlerin yüzde 81.7’sinin 15 yaşına gelmeden bir akıllı cep telefonuna sahip olduklarını ve akıllı telefon sahibi olmayı büyük oranda zorunlu ihtiyaç olarak görüyorlar. Bu zorunlu ihtiyacın karşılanmasında maddi kaynağı öncelikle babalar sağlıyor. Annesine akıllı cep telefonu aldıran gençlerin oranı, sadece yüzde 9.1. Çalışarak veya harçlıklarını biriktirerek bir akıllı cep telefonuna sahip olanların oranı da azımsanmayacak kadar çok. Bunun yanı sıra gençlerin akıllı cep telefonu satın alırken marka ve modelini önemsedikleri görülüyor. Aynı diğer eşyalarda olduğu gibi!

Telefon kullanımı, evde ve okulda sorunlara yol açıyor. Nasıl mı?

Gençlerin aile ortamında akıllı cep telefonlarıyla fazlaca ilgilenmeleri, zaman zaman aile içi sorunlara da yol açıyor. Gençlerin yüzde 77.8’i, ev ortamında akıllı cep telefonlarıyla ilgilenmeleri yüzünden ebeveynleri tarafından uyarıldığını belirtirken bu oran içinde yer alan yüzde 18.6’lık dilim, sık sık uyarılıyor. Uyarıları dikkate almayıp aile içinde ebeveyn şiddetine maruz kalıyor. Bu oran ise azımsanmayacak kadar çok.

Gençlerin akıllı cep telefonu kullanma davranışı, sınıf ortamında da sorunlara neden oluyor. Bu oranın yüzde 36.8’i ders ortamında telefon kullandıklarından dolayı en az bir kez öğretmen tarafından uyarılıyor. Yüzde 16.1’i uyarıları dikkate almadıklarından dolayı öğretmen tarafından cezalandırılıyor. Gençlerin büyük çoğunluğu, sınıfa girdikten sonra akıllı cep telefonlarının açık tutulmasının ders ortamını olumsuz etkilediğine inanmalarına karşın kendileri de ders ortamında akıllı cep telefonlarını kapatmıyor. Akıllı cep telefonlarının ders ortamında açık bırakılması, gençlerin ders ortamından uzaklaşmaları sonucunu beraberinde getiriyor.

Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 70.3’ü, günde en az üç saat akıllı cep telefonu kullandığını ifade ederken bunların 37.2’si ise beş saatten daha fazla akıllı telefonlarıyla vakit geçiriyor.

Gençlerin yüzde 26.3’ü nadiren, yüzde 27.7’si ara sıra, yüzde 15.3’ü ise sık sık kendilerini akıllı cep telefonu bağımlısı olarak düşündüklerini ifade ediyor.

Sevgili okurlarım, böylece kendilerini daha özgür ve daha gerçek dünyaya hazırlıyorlar. Onlara biz de başarılı ve bahtı açık, şansı bol bir yaşam diliyoruz. Öyle değil mi?

Gençliğin oyuncağı “akıllı telefon”