En büyük fuara sahibiz ama üreticiler nerede?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ilk dört tarım fuarından biri olan AGROEXPO 13, yoğun bir firma ve ziyaretçi katılımıyla gerçekleştirildi. Organizasyon açısından her şeyin dört dörtlük olmasından bahsedebiliriz fakat ülkenin tarımsal geleceği bakımından aynı fikirleri paylaşmak gerçekten zor.

Fuarın açılışında konuşan Bakan Fakıbaba, “Bugün, Türkiye tarımının kalbinin attığı İzmir’de önemli bir organizasyona ev sahipliği yapıyoruz. İzmir, dünyaya açılan bir liman. Tarım, ülkemizde iktisadi bir faaliyet alanı haline gelmiştir. Tarım, sadece yiyeceğimiz değil geleceğimizdir. Türkiye’de en önemli sektörlerin başında tarım gelmektedir. Başlatılan yeni projeler ve verilen destekler sayesinde büyük oranda büyüme sağlanmıştır. Tarımda 2002 yılında Avrupa’da dördüncü sıradayken 2005 yılından beri birinci sıradayız” dedi.

İyi de neden hala şiddetle ithalata yöneliyoruz? Üretmek ve ihraç etmek gerekirken neden eti, samanı, bakliyatı, buğdayı ithal ederek gıda açığımızı kapatmaya çalışıyoruz. Son altı yılda 4.4 milyar dolarlık eti neden ithal ettik?

Türkiye nüfusu, son verilere göre 10 yılda 9.2 milyon arttı.

Buna karşılık köy nüfusu, son on yılda 14.6 milyon azaldı.

Böyle giderse tüm gıda ürünlerimizi çöl ortasındaki Dubai ve Suudi Arabistan gibi ithal etmek zorunda kalacağız.

Ülke nüfusu, 9.2 milyon artarak 79.8 milyon’a çıkarken geçinemeyen, tarım yapamayan köylüler ise şehirlere akın etmeye başladılar. Son on yılda belde ve köy nüfusu, 14.6 milyon azalarak 6.1 milyona düştü. Bu azalma, tarım ekonomisi ve hayvancılıkta gerileme ve üretimde azalmaya sebep oldu.

Baklagil ekim alanı ve rekoltede hızlı bir kayıp yaşanıyor. Kısacası son 20 yılda ekim alanı yüzde 60, rekolte de yüzde 40 civarında geriledi. Ekim alanlarındaki daralmaya karşın verim, birçok bakliyat ürününde artış gösterse de söz konusu durum, toplam bakliyat üretiminin artmasını sağlayamaya yetmedi.

Arzdaki yetersizlik, ithalatın artışına neden oldu.

Ziraat Mühendisleri Odası’nın son değerlendirmesinde, “Ülkemizde 1988’de 20 milyon dekar alanda baklagil ekimi yapılırken şu anda bu alan, yaklaşık 6 milyon dekara geriledi. Üretim ise 1988’de 2 milyon 136 bin ton iken 2017’ye geldiğimizde yüzde 50 düşüşle 1 milyon tona indi. 1988’de 2 bin ton olan bakliyat ithalatı, 400 bin tonu geçerek Türkiye’nin net ithalatçı konuma geldiği görülmektedir. Son iki yılda baklagildeki dış açık, yaklaşık 200 milyon dolar civarındadır” dendi.

Sadece inşaatla kalkınma projeleri sürdükçe gıdada dışa bağımlı bir ülke olmaktan kurtulmak mümkün görünmüyor.

Kısa zaman öncesine kadar kendi etini tüketen ülke konumundan komşularından et alan ülke konumuna geldik…

Tarımın önemini yeniden keşfettik…

Umarım bu fuar, ülkemizin tarımsal kalkınması için kaldıraç vazifesini görür…

Umarım köylümüz, çiftçimiz, hayvancımız üreterek ve çok çalışarak hak ettiği yerde olur.

En büyük fuara sahibiz ama üreticiler nerede?