“Değerlerin”- 18- Yaylalar 4

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kayaköy

Her yıl Mayıs ayı sonunda komşu İlkkurşun Mahallesi’nde yapılan İlkkurşun Bayramı, Kayaköy halkı için büyük önem taşımaktadır. 1919 yılındaki Yunan işgal kuvvetlerine Ödemiş’te ilk kurşun atılmasının yıldönümünde yapılan bu bayrama Kayaköy sakinleri “ŞENLİK” demektedir.

Kayaköy, Ödemiş’in batısında ve Bozdağların güney eteklerinde bulunmaktadır. Ödemiş’e 18 km uzaklıkta olan Kayaköy Mahallesi, Ödemiş-İzmir karayoluna 6 km mesafededir. Etrafında bulunan çok sayıdaki kale kalıntısından gelen “Kaleköy” kelimesinin zaman içinde değişmesiyle mahallenin Kayaköy adını aldığı düşünülmektedir.

Kayaköy’ün en önemli kültürel çekicilik unsuru, Çakırcalı Mehmet Efe ve Konağı’dır. “Çakıcı” olarak da bilinen Çakırcalı Mehmet Efe’nin mezarı, Kayaköy Mezarlığı’nda bulunmaktadır. Çakırcalı; ünlü yazar Yaşar Kemal’in deyimiyle Türk ve dünya tarihinin en büyük efelerinden biri, belki de birincisidir. Ege Bölgesi başta olmak üzere Türkiye tarafından bilinen Çakırcalı’nın yaşamı, bazı yabancı araştırmacı ve yazarların bile ilgisini çekmiştir. 1872 yılında Ödemiş’in Ayasurat (Türkönü) köyünde doğan efe, “Çakırcalı” adlı yörük aşiretindedir. Babası Ahmet Efe, birkaç kez dağa çıkınca kolluk kuvvetlerince öldürüldüğünde Çakırcalı 11 yaşlarındaydı. Babasının öcünü almak hırsıyla yetişen Çakırcalı’nın asıl dönemi, Kayaköy’e yerleştikten sonra başlar. 25 yaşında beş kişilik bir çete kurarak dağa çıkan Çakırcalı; İzmir, Aydın ve Muğla yörelerinde yaklaşık 15 yıl kadar efelik yapmıştır. Zenginlerden aldığını fakir köylülere dağıtması, onu halk arasında efsaneleştirmiştir. Bunların yanında köy eşrafından zengin kişilere çeşme, cami ve benzeri şeyleri yaptırması, köy halkı tarafından takdirle karşılanmıştır. 1911’de Karıncalı Dağ’da vurularak bir süre Nazilli’de gömülü kalmış ve daha sonra Kayaköy’e defnedilmiştir. Vasiyeti üzerine ölümü sonrası başının kesilmiş olması, eşleri dışında kimliğini tespit edecek birilerinin bulunmaması, ölümüyle de Çakıcı’yı efsane haline getirmiştir. Dillere destan bir türkünün ruhu olmuştur Çakıcı; “Ödemiş kavakları/Dökülür yaprakları/Bize de derler Çakıcı/Yar fidan boylum/Yakarız konakları………”

Kayaköy’ün en eski yapılarından biri Çakırcalı Konağı’dır. Bu binanın 1890-1900 yılları arasında köyün ileri gelenlerince Rum ustalara yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Belediye tarafından restorasyonu tamamlanarak müzeye dönüştürülmesi planlanan konakta efelik kültürüyle ilgili yazılı, görsel ve etnografik eserler, ziyaretçilerin beğenisine sunulacaktır.

KEMER ve Yılanlı YAYLA

Kemer ve Yılanlı Yayla, Bozdağlar platosu üzerinde bulunan kuzey-güney yönlü oluk şekilli çukurluklardan biri değildir. Gerçekte coğrafi yayla tanımına uyan bir alanda, Bozdağların güney yamaçlarında akarsularca yarılmış yüksek bir sırt ve düzlüğün üzerine kurulmuştur. Kemer Mahallesi, yaylaya da adını vermektedir. Denizden yüksekliği ortalama 1150 metre olan yaylayı çevreleyen ağaçlar, 1400 metre yüksekliğe kadar tırmanmaktadır. Kemer Yaylası’nın yaz ve kış sıcaklık değerleri, çevresindeki ovalara göre düşüktür. Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 19°C, Ocak ayı ortalaması -1°C ve yıllık sıcaklık ortalaması 8°C olarak gerçekleşmektedir. Yıllık yağış miktarı 1000 mm. civarında ve kar yağışlı gün ortalaması 15’tir. Kemer Yaylası Ödemiş’e 20, İzmir’e 131 km. mesafededir.

Yılanlı Mahallesi, Kemer Yaylası’nın doğusundaki vadinin Bozdağ’a doğru uzanan yamaçlarında kurulmuştur. Mahalle, Yılanlı Yayla adı ile de anılmaktadır. Antik dönemden kalan Yılanlı Kalesi, en önemli kültürel çekicilik unsurudur.

Daha çok günübirlikçi yerli ziyaretçilere hizmet veren her iki yaylada serin havası, çevresindeki yeşil dokusu ile dağcılık, yürüyüş, yamaç paraşütü yapılabilmektedir. Yayla doğal ortamı ile rekreasyon, eko turizm ve botanik turizmi için uygun bir ortamdır. Konaklama imkanları bulunmamaktadır. Birgi’den dolmuşla ulaşımı vardır.

Yılanlı Mahallesi, Kemer Yaylası’nın doğusundaki vadinin Bozdağ’a doğru uzanan yamaçlarında kurulmuştur. Mahalle, Yılanlı Yayla adı ile de anılmaktadır.

Hamamköy

Hamamköy, Aydın Dağları’nın doruğu olan Hacetdede Tepesi’nin (1831 m.) batısında yer alan kuzey-güney doğrultulu yayla çukurluğunun orta bölümünde ve batı yamaçlarının eteğinde yer almaktadır. Aydın Dağları’nı aşan Aydın-Ödemiş karayolunda Ödemiş’e 40 km ve Aydın’a 45 km mesafede bulunan Hamamköy, yaylaya da ismini vermektedir. Yaylanın antik dönemdeki adı Pentakoma’dır. Beş köy anlamına gelen bu kelime, Türkmenler tarafından Mendegüme olarak değiştirilmiştir. Günümüzde de yaylada beş yerleşim merkezi bulunmaktadır. Hamamköy dışında yayladaki diğer yerleşimler Demirdere, Çayır, Güney ve Küçükören mahalleleridir.

Denizden yüksekliği 700 m. olan yaylada Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 21°C, Ocak ayı ortalaması 2°C olan yaylada yıllık ortalama sıcaklık 12°C’dir. Yıllık yağış miktarı 850 mm. civarında gerçekleşen Hamamköy’de tarım, başlıca geçim kaynağıdır.

Yaylanın batısı ve doğu yamaçları, gür orman örtüsü ile kaplıdır. Yaylada konaklama imkanları henüz gelişmediği için daha çok kamp ve karavan turizmine elverişlidir. Bozulmamış doğası ve kültürü ile ekoturizm için Aydın Dağları üzerindeki en uygun mekan olarak dikkati çekmektedir. Hacetdede Tepesi (1831 m.) ile yayla arasında doğa yürüyüşü, kros, foto safari, bisiklet ve dağcılık için uygun mekanlar bulunmaktadır. Yaylanın güney ucunda, Hacetdede Tepesi’nin güneydoğusunda yer alan dik yamaçlar ise yamaç paraşütü için uygun mekânlardır.

Gencer Bayramı etkinlikleri, yaylanın görülmeye değer kültürel faaliyetidir. Ayrıca Yunan işgali sırasında 40 vatandaşımızın katledilmesi anısına 1939’da yapılan ve 2005’te restore edilen anıt, Hamamköy merkezinde bulunmaktadır.

Yaylaya ulaşım için Ödemiş ve Aydın’dan düzenli minibüs seferleri yapılmaktadır.

Ve yarın yazı dizimizin sonuncusu ile bu bölüme veda edeceğiz.

Sevgiler…

“Değerlerin”- 18- Yaylalar 4