Günümüzde çamur kelimesi, argo olarak bilinir. Bununla ilgili pek çok söz vardır. Çamura yatmak, çamura batmak, çamurluk yapmak, çamur kaplıcaları, çamurun da çamurudur, çamur atmak vb. gibi sözler, sıklıkla duyduklarımız arasında yer alıyor.
Bunların içerisinde çamur atmak, başkalarını suçlamak anlamına gelir. “Çamur at, izi kalsın” gibi son zamanlarda bazı kesimler arasında bir muhabbet dolaşmakta. Bu, emekliler için daha çok dile getiriliyor. Güya her emeklinin maaşından 50 TL kesilmiş, bu da Sayın Cumhurbaşkanımızın korona döneminde 65 yaş üstüne hediye olarak gönderdiği kolonya ve maskeler ile ilgiliymiş. Bu da bir çamur çeşididir kanısındayım. Gerçek olduğunu düşünelim. Sonunda 50 TL karşılığında bir hizmet almışsın. Türkiye’de milyonlarca emekli var. Eğer böyle bir şey var ise ve yasalar da buna izin vermiyor ise buyurun, birlik olun. Haksızlığa uğradığınıza kanaat getiriyorsanız toplu olarak adalete gidin, hakkınızı arayın. Burası muz cumhuriyeti değil, kimse kanunsuz iş yapamaz. Bu kişi, cumhurbaşkanı dahi olsa kanun ve anayasa önünde herkes eşittir. Bu, bir komplo gibi geldi bana: “Çamur at, izi kalsın.” Bu cümle, siyasetçiler arasında çokça kullanılır.
Biz tekrar çamura dönelim. Çamurdan da güzel şeyler yapılır; biblolar, testiler, vazolar, büstler… Bunlar saymakla bitmez. Ağrısı sızısı olanlar, çamur kaplıcalarına gidip şifa bulurlar. Bir de eskiden evler, briketten yapılır ve sağlıklı olurdu. Çamurun samanla karışmasından elde edilirdi.
Çamur atarak kimseyi vebal altında bırakmayın, günaha girersiniz. “A bakanının aslı yok yayasında 1500 koyunu varmış” gibi dedikodulara rağbet etmeyin. Haksız kazanç elde ediyorsa bunun vebali ona aittir. Öbür dünyada cevabını verir. “Zenginin parası, züğürdün çenesini yorar”.
Çamur atmayı bırakalım, seçimlerde oy atalım. Seçimle geleni seçimle götürelim. İslam dininde gıybet yapılmamalıdır.
