Geçtiğimiz yıl 1 Haziran’da bambaşka bir döneme başlamıştık.
*
Hemen haziran öncesi var olan seyahat kısıtlamaları kalkmış, tüm işletmeler tam zamanlı olarak faaliyete başlamıştı. Hafta içi sokağa çıkma kısıtlamasına dair en ufak fikrimizin olmadığı günlerdi, hafta sonu kısıtlamaları da tamamen kalkmıştı. Haziran, temmuz, ağustos ayları böyle geçti ancak artan vakalar nedeniyle eylül döneminde yeni tedbirler çaldı kapıyı. O dönem aşı yeni konuşuluyordu. Tüm dünyanın mücadele ettiği bir salgın, toplu bir şekilde sosyal hayatı engelliyordu.
*
Aşı hayatımıza girdiğinde onlarca farklı fikir çalındı kulaklarımıza. İlk zaman çoğu insan, aşıya karşı duruyordu. Sonrasında vaka sayıları kontrolden çıkınca ve yasaklar her geçen gün artınca insanlar, aşıya yaklaşımlarını değiştirdi. Hemen hemen her gün aynı bilim insanlarının suratını gördük ekranlarda. Çoğu da aşılama hızının öneminden bahsediyordu, aşılamanın kıymetini anlatıyordu. Bu kez aşının kendisini sorgulamak yerine aşı sayısı konuşulmaya başladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın kamuoyu ile paylaştığı tarihlerde gelmeyen aşılar gündem oldu. İki doz yapılması gereken aşılama, “Aşı sayısının az olması nedeniyle çok az kitleye hitap ediyor” tartışmasını doğurdu. Bugün hala yüzleştiğimiz bu durum, 17 günlük tam kapanma sürecinde de çok eleştirildi. Tam kapanma döneminde artması beklenen aşılama, tam aksine ivme kazanmadı ve 1 Haziran dönemi, böylece biraz esnetilmiş yasaklarla başladı.
*
Milyonlarca işletme sahibinin ekonomik çalkantılarla boğuştuğu son bir buçuk yılın bilançosu, aynı işletmecilere ve haliyle zincirin diğer halkalarını oluşturan çalışanlara yine ağır oldu. Bugün müzik sektörü ve eğlence sektörü yine açıkta kaldı. Düğünlerin ve diğer merasimlerin az sayıyla yapılacak olması, insanların merasimlerini sürekli olarak ertelemesine yol açtı. Haliyle düğüncülerin bu bekleyişleri, beraberinde çok sayıda sektörü de etkiledi. Şimdi ise uzun zamandır bir arpa boyu yol alamayan bu işletmeler, yaklaşık üç hafta daha beklemek durumunda. Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenler dışında koronavirüse yakalanmayan ama ekonomik buhrana yakalanan birçok insan canına kıydı. Bir notla yitip gittiler hayatımızdan.
*
Bu hastalık; ben, sen, o ayrımı yapılmaksızın hepimizin sırtında büyük bir yük oluşturdu. Elbette hükümetten beklediklerimiz var. Daha fazlası için beklemedeyiz. Haziran, Süryanicede sıcak anlamına geliyor. Sıcakların başladığı bu ayda sadece fiziksel olarak değil, ruhen de ısınmamız gerekirdi.
Peki benim ruhum, niye hala yeterince sıcak değil?
