Birgi’yi yitirmeyelim…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Birgi’yi yitirmeyelim…

(Müstakbel Belediye Başkanımıza)

Prof. Dr. Veli Sevin

Birgi, hiç kuşku yok ki, bölgemizdeki en önemli tarih ve kültür beldesi. Bozdağ’ın güney yamaçları üzerine kurulmuş kentin geçmişi milat öncesi zamanlara uzanıyor. Tümülüs türü mezar anıtları Lidyalı feodal beylerin egemenliğini simgeliyor. Bizans İmparatorluğu Dönemi’nde Pyrgion adıyla güçlü surlarla çevrilmiş bir kale, bir piskoposluk ve kısa süreli bir metropolitlik merkezi olarak adını duyuruyor. Aydınoğlu Beyliği’nin başkenti olarak parlak günler geçiriyor; kapsamlı bir imar faaliyetine sahne oluyor. Sonra altı yüzyıllık mamur Osmanlı geçmişi ve büyük İslam âlimi İmam Birgivî’nin dünyası…

Birkaç satırla özetlemeye çalıştım kadim kentin tarihini. Küçük Menderes havzasının bu parlayan yıldızı son yıllarda büyük bir turist akınına uğramaya başladı. Günümüze hemen hiç değişmeden kalmış tarihsel doku ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor. Birgi artık camileri, hamamları, evleri ve geçmişin kokusunu aldığınız daracık sokaklarıyla Türkiye’nin uluslararası düzeyde öneme sahip tarihsel yerleşmelerinden biri olmaya yüz tuttu. Geleneksel konut mimarisi ve özgün kent dokusunun günümüze kadar korunabildiği nadir yerlerden biri Birgi. Bu nedenle de 2012 yılında UNESCO’nun “Dünya Mirası Geçici Listesi”ne alındı. Bir gün Bursa-Cumalıkazık ya da Safranbolu gibi Dünya Mirası listesine de terfi edebilir. Akıllı olur ve bu eşsiz kültür mirasına layık olduğu şekilde sahip çıkabilirsek o günleri de göreceğiz inşallah.

Bu gelişmeler çok sevindirici ve Ödemiş’in ekonomisine giderek turizm kalemleriyle önemli katkılar sağlayacak gibi görünüyor. Tabii bu bağlamda yalnızca turizmi düşünmek de doğru değil. Turizmin sağladığı olanaklarla birlikte esas mesele Birgi’deki kültürel mirasın korunup gelecek kuşaklara aktarılması. Bunun için sürdürülebilir koruma politikalarına ve duyarlı bir toplum ve kent yöneticilerine ihtiyaç var. Ödemişliler’e büyük sorumluluk yükleyen bu görevi layıkıyla yerine getirebiliyor muyuz? Benim cevabım, ne yazık ki olumlu değil; ancak bu soruya yalnızca ben değil tüm Ödemişliler yanıt vermeli, iyice düşünüp taşınarak.

Son bir yıldır tarihi kentin girişine ve o güzelim peyzajın önüne teraslar halinde üç katlı betonarme yapıların inşa edilmeye başlandığına içimiz sızlayarak tanık oluyoruz. Tarihi dokuya büyük zarar veren bu çirkin yapılaşma Ödemiş’ten yaklaşılırken daha kilometrelerce uzaktan dikkati çekiyor ve henüz yalnızca küçük bir bölümünün yapımına girişilmiş. Belli ki bu yapılaşmaya mevcut imar planı doğrultusunda izin verilmiş, yani yasal yönden hiç sorun yok. Ancak bu imar planı nasıl ve hangi belediye başkanı döneminde hazırlanmış? Hangi sit kurulu tarafından onanmış? Hiç bilgi sahibi değilim ve her ne olursa olsun büyük bir yanlış yapılmış olduğu kanısındayım. Birçok ziyaretçiyi daha hemen başlangıçta etkileyip kendine doğru çeken tarihi kentin girişine 3 katlı beton yapıları dikmeye kimin gönlü razı olabilmiş? Gelen ziyaretçiler üzerinde ilk bakışta çok olumsuz bir izlenim bırakacak ve geleneksel kent doku özelliklerini etkileyecek böyle bir betonlaşmaya nasıl izin verilmiş? Merak ediyorum doğrusu.

Birgi’nin tek ana giriş-çıkış noktasına hâkim bu saha belli ki kentsel sit alanı sınırları dışında kalıyor; yani yapılan iş kâğıt üzerinde yine yasal görünüyor. Yasal ama doğru mu? Benim cevabım yine olumsuz. Örneğin, inşaat sahasının sit alanı yakın etkilenme bölgesi içinde olduğu hususu hiç düşünülmemiş ve bu kritik bölgeye yönelik muhtemel uygulamalara ilişkin her hangi bir programlamaya da gidilmemiş. Çok yazık!… Bana göre Birgi sit alanı sınırları hatalı çizilmiştir. Nitekim daha birkaç hafta önce bu beton yapılaşma alanının hemen bitişiğinde Osmanlı döneminde Birgi’de yaşamış Ermeni toplumuna ilişkin üç dört yüzyıllık tarihi bir mezarlık olduğu belirlendi. Üzerinde Ermenice yazıtların yer aldığı büyük mezar taşlarının bulunduğu bu alanda Ödemiş Müze Müdürlüğü derhal tescil çalışmalarını başlattı.

Bu bağlamda uzun uzadıya yazıp konuyu dağıtmak da istemiyorum. Ancak sorun bellidir. Birgi’yi, birkaç ay önce listeye alınan Göbeklitepe gibi UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne kazandırmak istiyorsak bu gibi plansız ve vizyonsuz imar faaliyetlerinden zaman kaybetmeden vazgeçmemiz gerekir. Tüm Ödemişliler’i tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkmaya çağırıyorum. Çünkü başka Birgi yok. Bu haliyle kalınırsa, korkarım tren kaçacak gibi görünüyor. Müstakbel Belediye Başkanımızın acilen bu soruna yönelmesini temenni ederim.

Unutmayalım, bize kimliğimizi veren tarihimiz ve anılarımızdır.

Birgi’yi yitirmeyelim…