Bilinmeyenleriyle kollajen

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Genç ve sağlıklı cildi korumak için ne yiyeceğimize karar verirken sağlıklı beslenmenin yaşlanmadaki rolünü belirlemede etkili olduğunu biliyoruz. Şu sıralar dikkat çeken en popüler konulardan olan sağlıklı bir cildi korumanın ve cilt yaşlanmasını geciktirmenin yollarını sizin için araştırdık.

Deri, vücudu dış etkenlerden koruyan birincil engeldir. Cilt yaşlanması, kronolojik yaşlanma ve foto yaşlanma olarak iki gruba ayrılmaktadır. Kronolojik yaşlanma, genellikle belirli bir yaştan sonra ortaya çıkar ve etnik köken, birey ve cilt bölgesi gibi faktörlerden etkilenen, kuru cilt, donukluk, elastikiyet eksikliği ve ince kırışıklıklar ile oluşan çeşididir. Foto yaşlanma ise cilt kırışıklıkları, gevşeme, pürüzlülük ve ciltte nokta oluşumu, olarak ortaya çıkan ultraviyole radyasyona uzun süre ile maruz kalma sonucunda oluşan yaşlanma çeşididir. Peki cildin elastikiyetini ve bağ dokusunu güçlendirmek için neye ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz? Cevabınız kollajen ise bildiniz.

Vücudumuzda bulunan yapısal proteinlerden en önemlisi kollajendir. Kollajen; vücudumuzdaki proteinlerin yaklaşık %25’lik kısmını oluşturan, derimizin %75’lik kısmını meydana getiren önemli bir proteindir.  Kollajen tiplerinden 1, 2 ve 3, insan vücudunda en çok bulunan tiplerdir. Tip 1 ve 3, cildimizde ve kemiklerimizde bulunur. Tip 2 ise çoğunlukla eklemlerde bulunmaktadır. Vücudumuz, doğal olarak kollajeni üretmektedir ancak vücudumuz doğal olarak kollajen üretse de çalışmalar, ciltteki miktarın her yıl %1 azaldığını ve bu da yaşlanan cildi olumsuz etkilediğini göstermektedir. Bu yüzden kollajen kaybı görülmeye başlanmaktadır.

Kolajen takviyelerindeki amaç, cildin elastikiyetini arttırmak ve eklem sağlığını koruyarak kas artışını sağlamaktır. Örneğin bir grup kadın ile yapılan bir çalışmada sekiz hafta boyunca düzenli kollajen kullanımı sonucunda ciltteki kırışıklık miktarının %20 azaldığı sonucuna varılmıştır. Son yıllarda yapılan konuyla ilgili ilk araştırmalar; takviye almanın cildimizdeki kollajen seviyelerini artırabileceğini, kırışıklıkları azaltabileceğini ve cilt elastikiyetini ve hidrasyonunu artırabileceğini göstermektedir.

Hangi tip kollajeni tercih etmeliyiz?

Cildimizin yüzde 75’ini kollajen tip 1 ve tip 3 oluşturmaktadır. Kollajeni cildinize destek vermek ve saç ve tırnaklarınızı güçlendirmek ya da tendonlarınızı yani kasların kemiğe tutunduğu yapıları desteklemek için kullanacaksanız tip 1 kollajen tercih etmelisiniz. Aynı zamanda da osteoporoz yani kemik erimesi gibi rahatsızlıklarda kemiklerinize destek olmak için de tip 1 kollajen tercih etmeniz gerekmektedir.

Eklem kıkırdaklarını oluşturan kollajenin yüzde 70’i tip 2 kollajenden oluşmaktadır. Eklem kıkırdaklarına destek için tip 2 kollajeni tercih etmek çok daha değerlidir.

Tip 3 kollajen; gastrointestinal sistem, vasküler sistem ve deride bulunur.

Kollajen tercih ederken

nelere dikkat edilmesi gerekiyor?

 

İçeriğinde kullanılan ham maddenin güvenilir kaynaklardan elde edilmiş olmasına dikkat etmek gerekmektedir. Kollajen içeriğine ek olarak C vitamini, hyaluronik asit gibi biotin içeren takviyeler, kollajenin etkinliğini artıracaktır. Bir uzmana danışmayı ihmal etmeyin.

Ne kadar kullanılmalıdır?

İhtiyaç olan kollajen miktarı, yaş ve cilt yapısına göre değişiklik göstermektedir. Günlük uygun dozajı hidrolize ya da peptit kollajenleri, günde en az 5-5.5 gram şeklinde alınmalıdır. Daha ileri yaşlarda ise günlük kullanım dozu 10 gram olacak şekilde düşünülebilir. Araştırmalar, kollejen kullanımının yeterli düzeye ulaşımı için üç ay kullanılması gerektiğini gösteriyor.

Neler kollajen içerir?

Kollajen, sığır ve inek etinde bulunmaktadır. Hayvanların kemiklerinde, derisinde ve sakatat bölgelerinde daha fazladır.

 

Bu yazı gazetemizin 21 Mayıs 2021 tarihli sayısında yayınlanmıştır

Bilinmeyenleriyle kollajen