ANKİLOZAN SPONDİLİT NEDİR VE FİZİK TEDAVİNİN ÖNEMİ – 1

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ankilozan spondilit kalça ve bel bölgesi arasında yer alan sakroiliak eklemlerin ve omurganın tutulumu ile başlayan romatizmal bir hastalıktır. Ankilozan spondilit ilerleyici bir hastalıktır. Vücutta kronik bir inflamasyon(iltihap) mevcuttur. Ankilozun kelime anlamı kemikleşmedir. Etkilenen eklemlerin çevresindeki ligamentler inflamasyona adapte olabilmek için kemikleşme eğilimindedir. Bu durum omurganın yük taşımasını azaltmak için geliştirilmiş bir koruma mekanizmasıdır. Bu durum zaman geçtikçe eklemlerin hareket kabiliyetini azaltır. Bel bölgesinden başlayarak zaman içerisinde boyun bölgesindeki omurlara kadar ilerler. Boyun bölgesinin etkilendiği hastalarda başını sağa sola çevirmek bile imkansız hale gelir. Yaşam kalitesinde ciddi kayıplar oluşur. Alevlenme dediğimiz akut dönemler ve kronik dönemler şeklinde ilerler.

Erken tanı ve tedavi, geri dönüşümsüz kronik değişikliklerin ve kemikleşmelerin engellenmesi için çok önemlidir. Büyük eklemler diye tabir ettiğimiz kalça ve omuz eklemlerinin etkilenimi, küçük eklemler olarak adlandırılan el ve ayak eklemlerinin etkilenimine oranla daha fazladır. Sistemik romatizmal bir hastalık olduğu için kas iskelet sisteminin yanı sıra eklem dışı tutulumlar da olabilir. Eklem dışı bulgular; göz, kalp, akciğer, böbrek, mide ve cilt gibi organlarda da tutulmalar şeklinde karşımıza çıkabilir.

Hastalığın tanısında Modifiye New York kriterleri kullanılır. Bu kriterler fiziksel muayene ve radyolojik görüntüleme tekniklerinden elde edilen sonuçların bir kombinidir. Bu sebeple hastalar ön tanı, erken tanı ve kesin tanı şeklinde değerlendirilir. Hastalığın etyolojisi (oluşma sebebi) bilinmiyor olsa da bu hastalarda görülen bazı ortak bulgular mevcuttur. Bu bulgular; üç aydan uzun süren egzersizle azalan dinlenmeyle artan bel ağrısı ve bel sertliği, sabah tutukluluğu dediğimiz bel ve sırt bölgesinde ağrı ile uyanma, nefes alış veriş sırasında göğüs kafesinin hareketliliğinde azalma, HLA B27 geninin pozitif olması, manyetik rezonans görüntüleme de kalça ile bel bölgesi arasındaki sakroiliak eklemde inflamasyonun (iltihabın) tespiti, kan testinde CRP değerinde artış şeklinde sıralanabilir.

Yapılan araştırmalarda bel ağrısının başlangıcından ne kadar süre sonra manyetik rezonans görüntülemede inflamasyon bulgularının ortaya çıktığı henüz tespit edilememiştir. En sık 15 – 30 yaş aralığında başlangıç gösterir. Erkeklerde görülme oranı kadınlara göre daha fazladır. Hastalığın ilerlemesi yavaştır o yüzden postürel (duruş) problemler daha ileri yaşlarda karşılaşımıza çıkar. Karşılaşılan postürel bozukluklar bu hastalarda benzerlik gösterir. Lumbal lordoz (belin kavisi) azalır. Trokal kifoz (sırtın kamburluğu) artar. Göğüs kafesi düzleşir. Boyun öne doğru yer değiştirir. Tüm bu değişimler vücudun ağırlık merkezini de değiştirir. Vücut ağırlığını taşıyabilmek ve dengeyi sağlayabilmek için dizlerin sürekli bükülü olduğu bir postüre sebebiyet verir. Ankilozan Spondilit hastaları için fizik tedavinin önemi nedir. Fizik tedavide neler yapılır. Önümüzdeki haftaki yazımda da bu konuları siz değerli okurlar ile paylaşacağım. Sağlıklı günler dilerim.

ANKİLOZAN SPONDİLİT NEDİR VE FİZİK TEDAVİNİN ÖNEMİ – 1