Merhamet zenba adaletin tam karşısında bazen de tam ortasında bulunur. Aslında adil yargılamanın anahtarı, bence bu cümlede gizli: Adalet ve merhamet. Türkiye, 2007 yılından beri yargılamanın tiyatro, avukatlarında sözlü figürasyonun parçası olduğu bir yargılama dönemine başladı.
Ergenekon ve Balyoz duruşmalarında avukatlar hakkında sürekli hakaretten suç duyurusunda bulunulduğu, arka arkaya duruşmalardan men cezası verildiği, savunma ayağının kısıtlandığı, kendi ayaklarıyla ifadeye gelen şüphelilerin tutuklandığı ve insani nedenlerden dolayı tahliye isteyenlere ‘Annen ölsün, cenazesine gidersin’ diyen heyetlerin yaptığı yargılama,
Dijital deliller konusunda onca itiraza rağmen esasa etkili değil denilerek onlarca talebin reddedilmesi olmuştur.Gerekçe yargılamanın uzatılmasını sağlamaya yönelik olduğu,esasa etkili olmadığı…
Temel bir hak olan adil yargılamanın bu dönemde en ihtiyacımız olan şey olduğunu hatırlatmak lazım…
FETÖ yargılamalarının çok karmaşık ve girift bir yapının yargılamasından bahsediyoruz. Örgüt şeması, kimin nerede durduğu, isnat elden fiillerin açığa kavuşması, sıradan insanların gazete ve dergi aboneliği, okul kaydı, dernek ve sendika üyeliği, banka hesabı ve hesap hareketi, bylock isimli yazılım listelerinde bulunulduğu gibi konularda tek başına yeterli delil olmadığıdır.
İddianame, bir ceza yargılamasının temelidir ve tüm olaylar hukuki sebepler iddianamede yer alır. Tüm dava bu şablona göre görülür.
Soruşturma aşaması titizlikle düzenlenmeli ve yargılamada tarafların ileri sürdüğü tüm deliller tartışılmalıdır.
Aksi takdirde yapılan yargılamalar her zaman şüphe doğuracaktır.
Tüm bu sürecin sonunda gerçek suçluların ortaya çıkması, adil bir yargılamanın olması ve adaletin ağına sadece güçsüzlerin takılmaması, diğerlerinin de o ağı delip geçmemesi önemlidir.
EKSİK VE GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR.
