Kul Hakkı!

Sevgili dostlarım, haftanın bu son gününde birazcık manevi duygularımızdan bahsetmek istiyorum. Hoş, eminim ki bu köşede...

Sevgili dostlarım, haftanın bu son gününde birazcık manevi duygularımızdan bahsetmek istiyorum. Hoş, eminim ki bu köşede benimle buluşan bütün okurlarım, benden daha derin maneviyat içindedirler. Ama olsun! Dilim döndüğünce, yüreğim yettiğince ve de ailemde gördüğüm edep ve adalet neticesinde birazcık ben de bahsetmek istiyorum.

Diyeceksiniz ki “Neden bugün?” ya da “Neden bu konu?” Nedeni şu; uzun süredir bir dizi yazıyı bitirmeye çalıştım. Bunun nazarında gençlere ve işe girmeye çalışan birçok okura yardımcı olabildiysem işin aslı ne mutlu bana. Yazılanlardan bir cümle dahi birilerinin yaşamını değiştirirse benden daha mutlusu olamaz. (konu dışı)

Benimle aynı jenerasyonda olan insanlar bilirler, biz her şeyin en güzelini, en acısını, en değerlisini, en duygusalını ve en akılda kalanlını yaşamış neslin bireyleriyiz. O yüzden biz sonuna kadar dost, hak ederse ölene kadar yaren, edepli ve ahlaklı olduğu sürece ve vicdan minnet duyguları olduğu müddetçe dostlarımızın parası ve mevkisi bizim için önemsizdir. Ya severiz bu sebepten ya da aklımızda yer etmez kendi eksikliğinden. Kısaca iyi insanlarız biz!

Her şeyin en kıymetlisini yaşayan bizlerin tek bir isteği vardır artık; fayda, hayır, destek gibi maneviyatlarımızın daha da tavan yaptığı bu dönemde doğru sinyaller vermek, doğru insanlara yardım etmek, doğru eleştiride, doğru serzenişte bulunmaya çalışmaktır. Zira haksız bir söz dahi birinin gönlünde acıya sebep oluyorsa düşündüğümüze de ağzımızdan çıkana da çok ama çok dikkat etmeliyiz.

E zaman, kötü zaman. Herkesin gözünün birbirinin elinde, cebinde, evinde olduğu şu dönemde birilerinin bazı şeyleri hatırlatmaya çalışması ya da o şeyler uğruna canla başla mücadele etmesi, her platformda dile getirebilme yürekliliğinde olması, bana soracak olursanız çağımız insanının bence şansıdır. Çünkü hala güvenilir, hala sözü özü bir, hala yürekli ve adaletli, kısaca insani değerleri yok olmamış insanların varlığı, umutsuzluğumuzun her daim önündedir. Böyle olunca da gördüklerimizi, bildiklerimizi, insan hayrına olacak tüm doğruları daha çok yaşatma ve paylaşma azmi veriyor.

“İyi insan”… Bu konuyu daha önceki yazılarımın birinde irdelemiştim. “Kime iyi insan demeliyiz ya da diyebiliriz?” şeklinde açıklama yapmıştım. Yinelemek isterim. Bana göre iyi insan; adaletsizlik karşısında direnen, insanların maneviyatları ve faydaları anlamında canla başla yardımcı olan, ahlaklı, erdemli, saygılı, vicdanlı ve kaybetme korkusu olan bir yüreğe sahip olmalı. Yoksa etliye sütlüye karışmayan, kendi çıkarı için haksızlıklara sebep olan ya da olunmasına susan, bencil, kibirli, dilsiz şeytanlarla (eğer o insanı tartıp bu sonuçları elde etmişsem) işin aslı ben görüşmem. Bu da benim insan ayrımcılığım olsun diyelim.

Gelelim kul hakkına, bence en büyük günahtır. Hem dinen hem de insanlık adına. Birisi hakkında doğrusunu bilmediğiniz, emin olmadığınız, kesin gözünüzle görüp defalarca teyit etmediğiniz hiç kimse ya da hiçbir olay için yorum yapmayınız. Kulaktan dolma, çoğunluğun görüşü budur diye asla kesin emin olmadığın şey için net kararlar vermeyiniz. Kişileri yaftalamayınız. Unutmayın! Doğru olan; çoğunluğun da o kanaatte olması değil, o konunun ya da o işin gerçekte doğrusunun ne olduğudur.

Başta benim jenerasyonumdan bahsetmemin sebebi budur işte. Ailelerimiz, bize başkalarının açıklarını ortaya sermeyi değil, örtmeyi; başkalarının arkasından konuşmayı değil, yanlışını yüzüne nezaketle söylemeyi, saygınlık, vicdan içinde olmayı. Bilmediğim şey hakkında yorum dahi yapmamayı öğrettiler. Oysa şimdilerde maşallah bizim topluma bilgileri yok ama fikirleri gani. Üstelik kişi, olay, yer gözetmeksizin, ulu orta, ağızlarına ne geliyorsa söylenmesi de benim rahatsız olduğum durumlar.

Bugün haklı olduğunu düşündüğün durum, yarın gerçekliği ile ortaya çıktığında dikkat et sizi utandırmasın. Bu yüzden aman diyeyim bunların hepsi kul hakkına girer. Sadece para, mal, mülk işleri değil, hakkında konuşmak da kul hakkıdır. Dikkatli olmalı. Bilgili olmalı. Doğru olanı konuşmalı. Ve bu yüzden de sabır, bilgi, teyit gereklidir unutmamamız lazım.

Bugünü de böyle bitirelim. Hafta başı yine görüşmek üzere, huzur ve şansla kalınız.

Sevgiler…

Bakmadan Geçme