Koza-Der'den maden ocağı bilgilendirmesi

Ödemiş Küçük Menderes Havzası Koza Hareketi Derneği bölgede ilçeye bağlı Gerçekli ve Gereli bölgesine yapılması planlanan...

Ödemiş Küçük Menderes Havzası Koza Hareketi Derneği bölgede ilçeye bağlı Gerçekli ve Gereli bölgesine yapılması planlanan maden ocağı ile ilgili olarak ilk toplantı yapılacağının bilgisi alınması üzerine harekete geçti. Ödemiş Koza-Der Başkanı Selahattin Bağlı bu konuda vatandaşları bilgilendirdi.

Koza-Der Başkanı Selahattin Bağlı bölgede Çamyayla, Dolaylar gibi bazı yerlerin yanında son olarak Maden ocağı yapılması konusunda Gerçekli ve Gereli Mahallesini ilgilendiren bölgede yeni bir girişimin olduğunu belirterek, “Bir firma yine 49 yıllığına kiralamak için İzmir Çevre İl Müdürlüğü’ne müracaat ediyor. Bu ocağın çalışıp artı para kazanabilmesi için 1 milyon ton, bin dönümlük araziden o madeni kıracak, eleyecek ve para kazanacak. Bunun çıkarma aşamasında yer altından maden çıkarılırken bazılarında 100-200 metre derinlemesine kesitler alınır. Bazılarında da hızlı bir çalışma olabilmesi için dinamik atılır nitekim sizler de İzmir’e Bayındır’a giderken yol kenarındaki taş ocaklarını görmüşünüzdür. Bu patlatma esnasında özelikle sizlerin tarımsal amaçla kullandığınız yeraltı suları artı içme amaçlı kullandığınız sular yer değiştirecek ve bugün kuraklık nedeniyle zor durumda olan yer altı suları tamamen sizin kontrolünüzün dışına çıkacak. Sadece su değil ifade ettikleri gibi 1 milyon ton üretim kapasitesine ulaşırsa burası, kendi hesabıma göre 1 milyon ton için burada 10 bin kamyon çıkacak bir şekilde bu yollar mahvolacak. Bu ocakta yükleme çıkarma ve dinamik atma esnasında, her ne kadar onlar size branda yapacağız, kapatacağız deseler de günlük ortalama 180 kilogram havada toz oluyor. Sizler ve sizin çocuklarınız her gün o tozları yutmak zorunda kalacaksınız. Günlük 180 kilogram toz 20 gün çalıştığını düşündüğünüz zaman ayda ortalama az 6 ton toz sizin incir bahçelerinizin, zeytin bahçelerinizin, silajlık darılarınız gibi birçok ürünlerinizin tozdan dolayı olumsuz etkilenecektir.

Siz ne kadar temiz yapmaya çalışırsanız çalışın ne kadar yıkamanız da yani buradan Gerçekli köyünde yetişen ürün pazara gittiği zaman para olarak değer etmeyecek. Şayet bu tozlanma esnasında hava rutubetlenirse hava yağmurlu olursa bu sefer ürünler meyve tutmuyor. Bu tozlardan sizin meralardaki otlarını yedirdiğiniz hayvanlarınız da olumsuz etkilenecek. Senin yeraltı suların gittikten sonra meralarındaki otların çamur olduktan sonra sebzelerin kirlendikten sonra ekonomik geçimin burada darbe alıyor. Bizler böyle bir maden ocağının bu bölgeye zarar vereceği düşüncesindeyiz. Yarın benim arkamdan konuşacak olan olacaktır yani karşı taraftan olan, karşı firma ile ilişkisi olan kişiler karşı tarafı bilgilendireceklerdir. Birkaç gün sonra muhtarı ya da jandarmayı arayıp böyle bir durum oldu mu diye soracaklardır. Sakın ola ki kendi aranızdaki dayanışmayı kaybetmeyin. Daha önce biz bunu Horzum, Başova mahallemizde yaptık ve firmayı gönderdik. Ama bu bir sefer de olmadı traktörlerle yürüdük, kadınlar yollara çıktı, Çamyayla’da bu yıl yine buna benzer bir ocak tartışması vardı. Orada da aynı şeyleri yaptık” şeklinde konuştu.

“20 yıldan beri bu coğrafyada kavga veriyoruz”

Ödemişli emekli öğretmen Hamdi Halis “Değerli arkadaşlar bilindiği üzere bu bölgeye bir maden ocağı yapılması söz konusu vardır. Ben de burada bir siyasi partinin başkanı olarak değil ben de bu bölgenin bir insanı olarak maden ocağına karşı sizlerle bir hareket edecek olan biri olarak karşınızdayım. Bizler bu konuda acaba nasıl bir birliktelik oluşturabiliriz? Bu konuda hem fikir olarak hareketle maden ocağına karşı tepkimizi nasıl gösterebiliriz? Bunun için ortak hareket etmeliyiz. Burada hangi partiden olursak olalım hiç önemli değil buradaki konu tamamen bölgemizin tarımdan etkilenmesi söz konusudur.

Biz bu coğrafya ile ilgili yaklaşık 20 yıldan beri kavga veriyoruz. Bozdağlarda başlayan, Kemer yaylasında başlayan altın arama çalışmalarını hatırlayın. Yine geçenlerde Çamyayla’da açılacak olan mermer ocağı ile ilgili, yine aynı şekilde Kiraz’da aynı kavga verildi. Şimdi de Kaymakçı Uzundere için aynı sorun oluştu. Bu bölgede terhuz diye bir maden aranıyor, bu maden nasıl çıkartılıyor derseniz dinamik ile patlatılıyor. Gereli ve Gerçekli arasındaki bu coğrafyada bu madenin izi bulunmuş bu maden burada çıkartılacak. Bu maden buradan toprakla kamyonla çıkartılıp bir yere taşınacak ve ayrıştırılacak. Bu madenin ayrıştırılması sırasında yapılacak uygulamada tozundan, sesinden her şeyinden bu coğrafya etkilenecek. Bu coğrafya etkilendiğinde, ben bizzat kendi gözümle gördüm. İzmir’in Bergama ilçesinde bir altın arama çalışması yapıldı. Şu anda o altın aranan yerde ot bitmiyor. Yarın bu coğrafyada benzer şekilde yapılan çalışmalarla, Küçük Menderes’in iki köşesinde yapılacak olan maden arama çalışmaları bu bölgedeki doğa tahrip edilecek. Suyundan havasına, yetiştirdiğin üründen hayvanına, kuşlara kadar herkes bir bedel ödeyecek. Senin yerin burası benim yerim şurası diye bir şey yok bu bedeli hepimiz ödeyeceğiz. Sadece bu yöre değil birçok yer etkilenecek. Şu anda biz bölgenin yeraltı zenginlikleriyle değil zaten ektiğimiz ürünleri satmakta zorlanıyoruz maliyetler artmış durumda, hayvancılıktan zarar ediyoruz belki burada çalışırız düşüncesiyle bu çalışmaya evet diyenler olur. O arkadaş öncelikle ipi kedi boynuna geçirmiş olur. Çünkü bu çalışmalar bu bölgenin tamamen yaşanamaz hale gelmesi demektir“ ifadelerini kullandı.

“Kendi içimizde dayanışmayı sürdürmeliyiz”

Ödemişli doğasever emekli öğretmen Hamdi Halis sözlerini şöyle sürdürdü, “Burada sadece Gerçekli değil etrafında bulunan bütün köyler hatta Ödemiş etkilenecek, o yüzden Ödemiş olarak bu tür maden çalışmalarına engel olmamız gerekiyor. Bölgemizi hoyratça kullanmalarına izin vermememiz lazım. Bunun için iki yöntem var biri hakiki yol ve diğeri kendi içimizde dayanışma hakiki süreçte dayanışmada önemli, bu bölgede yaşantımıza devam ediyoruz ve emanetçiyiz. Çocuklarımıza, torunlarımıza bırakıp gideceğiz ama giderken bu coğrafyanın bu şekilde kalmasından yanayız. Biz buraya geldik biz de bu yörenin insanıyız, sizin avukatlığınızı yapmıyoruz. Ama bir şeyin altını çiziyoruz. Kendi içimizde dayanışmayı sağlamak zorundayız. Biz bu dayanışmayı sağladığımız sürece buradaki doğanın bu şekilde kalmasını sağlarız, geçmişte oldu. Kemer yaylasında altın aranırken orada aranacak olan altının ayrıştırma suyunda kullanılacak olan asidin bölgenin havasını ve suyunu zehirleyeceğini ve bundan dolayı kanser dediğimiz hastalığın çoğalacağını hepimiz biliyoruz. O zaman yapacak olduğumuz bir şey var. Bu benim bölgem diye bir şey yok ama merkez Gerçekli bu köylerde yaşayanlar olayın ciddiyetinin farkına varmalı bu konuda birlik olmalıyız. Eğer siz tek yumruk olur direniş göresirseniz bütün Ödemiş sizinle olur, İzmir sizinle olur, bütün Türkiye sizinle olur.

Ben buraya siyasi kimliğimle gelmedim ve bunu siyasi bir konu olarak da kullanmıyorum. Bu konu başka bir şey. Farklı bir siyasi partiye gönül vermiş olabilirsiniz fakat bir doğasever olarak bu içinde bulunduğumuz süreçte el birliğiyle sahip çıkmalıyız. Kendi coğrafyamıza sahip çıkacağız ama her şey hukuka uygun şekilde olacak bu konuda çevremizde yol alan, bu tür çalışmaların önüne geçen pek çok örneğimiz var. Karşı taraf size iş vereceğiz şunu yapacağız bunu getireceğiz gibi sıcak vaatler verebilirler, bunların hepsi günlük vaatler, günü kurtarmak için yapılan vaatlerdir. İki, üç ay sonra 3 kişiyle işlerine devam ederler. O oltanın ucunda gösterilen yemi hiç kimse yemesin. Burada hep birlikte hareket ederek kesinlikle maden ocağı açılmaması adına hem fikir hareket etmeliyiz” şeklinde konuştu.

Seher Göçen

Bakmadan Geçme