• Haberler
  • ihale
  • Kötü günler geride kaldı daha kötü günler bizi bekliyor

Kötü günler geride kaldı daha kötü günler bizi bekliyor

2020’nin altı ayını geride bıraktık. Zor geçen altı ayın ardından birçoğumuz, 2020’nin hızlandırılmış bir şekilde sona...

2020’nin altı ayını geride bıraktık.

Zor geçen altı ayın ardından birçoğumuz, 2020’nin hızlandırılmış bir şekilde sona ermesini arzu ediyor.

Hayatımız; ölüme uzakken dahi gözümüzün önünden geçen film şeridi, gelecek günlere anı bırakabilmek adına devamlı kayıtta.

Bu yıl düşünmeye çok zaman ayırdık.

Hayatımızın var oluşunu sorgulamaya çok vakit harcadık.

Ve nitekim yaşamın zor olmasına karşın yaşamak arzusuyla dolup taştığımız 2020, bize çok şey öğretti.

2020’nin öğrettiği pratikleri uygulama konusunda olan zayıflığımız, psikolojimize nüksetti. Artık sadece Karadenizliler değil, herkes her an saldırgan, sinirli, atarlı, giderli…

1 Haziran, önceki beş ayın aksine ‘yeni’ kavramının en değerli simgesi oldu.

1 Haziran’dan itibaren yeniden doğmuş gibi yeni bir hayata adım attık. Özlediğimiz ancak hayatımızın sıradan olan şeyleri, 1 Haziran itibariyle hayatımızın rengi oluverdi.

“Meğer ne kıymetliymiş birlikte olabilmek” cümlesini kuran milyonlarca insan doğdu 1 Haziran’da.

Koronavirüs hayatımıza girdiğinden bu yana kaybettiklerimiz, yaşamımızın olağanlarının kıymetini büyüttü.

Ancak kaybetmeye devam ettiğimiz o süreç, halen devam ediyor.

Koronavirüs verilerinin her gün paylaşıldığı ülkemizde çok da önemsemiyoruz artık sayıları, ölenleri, kalanları.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ilk zaman yaptığı açıklamalar, bizi ekran başına kitlerken şu sıralar pek de ilgi duymuyoruz olup bitene.

Oysa Türkiye’de her gün bir sürü insanın canı yanıyor bu hastalıktan.

Ateş, düştüğü yeri yakıyor.

Veriler iyiye gitmiyor. Bu şekilde devam etmesi durumunda sürecin gelecek yıllara da sıçraması bekleniyor.

“Olan oldu” mantığıyla düşüncesizce yapılan her hareket, koronavirüsün aramızda çoğalarak yaşamasına sebebiyet veriyor.

Verilerin paylaşıldığı ilk günden bu yana en çok önemsediğim kategoriler, yoğun bakım ve entübe hasta sayısı oldu çünkü o hastalar, ölüme bir adım kala yaşamaya mücadele eden hastalardan oluşuyor.

Vakaların bir kısmı, koronavirüsü ayakta atlatıyor ancak çevresine bulaştırma kısmında koronavirüse arkadaşlık ediyor. Bu arkadaşlığın sonucunda yoğun bakımda yatan hasta sayıları ile solunum cihazına bağlı yaşayan hastalar, gün be gün artış gösteriyor.

‘Yeni normalleşme’ kavramı, hayatımıza 1 Haziran itibariyle girdi. O günden bu yana yüzümüz gülemedi. Bu köşe yazımda 1 Haziran’dan bu yana oluşturulan günlük verilerdeki yoğun bakım sayısı ile entübe sayısını sizin için derleyeceğim. Siz değerli okurlarım da yazımın sonunda bu sene en çok yaptığı şeyi yapacak, düşünecek.

Aşağıdaki tablo; son bir ay içinde ölümle burun buruna olan, acı çeken insanları temsil etmektedir. Söylenecek fazla söz yoktur. Tablo; giderek artan sayıları, ihmalleri, bencilliği göstermektedir. Bu tablo, verilen çabaların neredeyse tümünün boşa gitmesine mücadele eden kendini bilmez bireyleri temsil etmektedir.

Koronavirüs, dünyayı etkisi altına almış; tüm dünyada eğitime, ekonomiye, sosyal hayata, yaşama hakkına, insanlığa vurulmuş bir darbedir. Bu darbeye ya hep beraber karşı çıkacağız ya da aramızdan yok olup giden daha niceleri olacak.

NE OLUR, TEDBİRİNİ AL.

HAZİRAN (GÜNLER)

YOĞUN BAKIMDA YATAN HASTA SAYISI

ENTÜBE HASTA SAYISI

1

651

283

2

633

271

3

612

261

4

602

265

5

592

269

6

591

264

7

613

274

8

625

261

9

642

281

10

631

280

11

643

266

12

664

282

13

684

284

14

717

290

15

722

291

16

732

303

17

745

306

18

755

311

19

769

310

20

781

318

21

803

327

22

846

345

23

893

362

24

914

356

25

941

369

26

963

382

27

984

366

28

996

381

29

1018

375

30

1026

368

Bakmadan Geçme