Korona ve çarşı pazar

Anlaşıldı ki korona virüsü, alışılmış birçok geleneği alt üst edecek… Örneğin, o kadar birbirini tanımayan insanın...

Anlaşıldı ki korona virüsü, alışılmış birçok geleneği alt üst edecek… Örneğin, o kadar birbirini tanımayan insanın katıldığı kalabalık düğünlere de gerek yokmuş. Örneğin cenazeler, kalabalıklar olmadan da kaldırılabilirmiş… Düğün ve cenaze, elbette ki dayanışma ve paylaşma günleridir ama bence aradaki birçok geleneğin de ne kadar anlamsız olduğunu belki de anlamış olacağız… Öte yandan cemaatle birlikte kılınan cuma namazları…

Ben inançlarla ilgili tartışmalara girmek istemem çünkü inançlarla ilgili tartışamazsınız. Adam en sonunda çıkıp der ki, “Bu benim inancım ve kutsalım, sana ne!” Bunca kitle iletişim aracının bulunduğu yaşadığımız teknoloji ve bilgi çağında bir vaazı aynı anda ve aynı ortamda dinlemek…

Dedim ya kutsala dokunmak riskli iştir çünkü karşınızdaki insan tartışmayı veya eleştiriyi hiç istemediğiniz bir yere sürükleyebilir…

**

Bu aralar ben bakla bezelye işine fazla takmış durumdayım ama onu sonraya erteleyip şu pazarlarla da ilgili düşüncelerimi söyleyeyim.

Hafta sonu yapılan sokağa çıkma yasağı nedeniyle biliyorsunuz pazar günleri de değişti. Öncelikle ben de eskiden Cumartesi Pazarı’nın artık kaldırılması gerektiğini söylüyordum ama pazarın Ödemiş için bir değer ve marka olduğunu anladım çünkü özellikle cumartesi günleri Ödemiş’e sırf pazar için gelenler var. Sonra Birgi ve Gölcük derken günübirlik ziyaretçilerin uğrama nedenlerinden birisi. Böyle olunca ilk fikrimden vazgeçip daraltılması gerektiğini savunmaya başladım. İnsanların fikirleri ve görüşleri değişebilir.

Değişti ama bu kez de daraltılması yönünde bir evrilmeye dönüştü. Pazar dediğin, sebze meyve pazarı olmalı. Pazarın yaklaşık iki kilometrelik yayılma metrekaresini düşünürseniz Ödemiş’in cumartesi günü trafik açısından felç olduğunu görebilirsiniz. Ayrıca olası bir yangın ve acil durum karşısında pazar alanına girmenin ne kadar zor olacağını da tahmin edebilirsiniz. Bence Cumartesi Pazarı, hazır korona bahanesi varken daraltılmalı. Cumartesi Pazarı, Bankalar Caddesi olarak bilinen Gazi Caddesi’nden başlayıp Ulus Meydan’ında bitmeli ve bence artık şu giyim kuşam işinin pazarlarda yeri olmamalı. Evet, anlıyorum! Dükkan kirası ve vergiler işi falan var ama… Peki dükkan kiralayanlarla vergi verenlerin suçu ne?

Hatta artık bu pazar işini de manavlara havale etmeliyiz. Her semtte manav olsa ve insan istediği zaman gidip sebze ve meyvesini alsa daha iyi olmaz mı? Büyük marketler öyle yapıyor örneğin ve hepsi de satış yapıyor.

Neyse geçelim diyeceğim ama önemli konu. Ödemiş’in yeni bir pazar yerine kavuşması bence iyi oldu. Cumartesi Pazarı’nın yükü hafiflemiş oldu. Aslında bir pazar da Ödemiş Anadolu Lisesi’nin arkasına kurulsa bence şık olur. Ödemiş’te her gün değişik bir semtte küçük pazarlar… Pazarı kaçırdım derdi yok!

Fakat konuştuğum ve bildiğim kadarı ile pazarcılar bu işe pek taraftar değil. Onlar Tire’ye, Torbalı’ya, Bayındır’a, Kiraz’a ve Beydağ’a da gitmek istiyorlar. Küçük pazarlar onların işine gelmiyor fakat Ödemiş de büyük bir kent oldu. Çevre mahalleleri ile 130 binlik bir nüfus… Çevre ilçelere de gitmeyiversinler. Biraz daha stabil bir yaşam. Zaten bildiğim kadarı ile Tire ve Torbalı’da çevre ilçelerden gelen pazarcılara zorluk çıkarılıyormuş. Bence biz bize yeteriz.

Unutmadan söyleyeyim, madem Cumartesi Pazarı devam edecek o zaman burası biraz da dışarıdan gelenler için biraz da şov (gösteri) amaçlı olmalı. İş Bankası’nın önünden başlayıp Saraçoğlu Caddesi’nde biten Hürriyet Caddesi ile devamındaki Enstitü Caddesi, bence bu gösteri için yeter de artar bile. Kadın El Sanatları ve giyim kuşamcılar da Arasta’daki dükkanları kiralayabilirler.

Ama yine de belediyemiz ve Gıda Maddeleri Odası bu iş için pazarcı esnafını dinlemeli ve gerekirse onlarla anlaşma yoluna gitmeli…

Ortak akıl ve birlikte sonuca varma önemli…

Bakmadan Geçme