‘’Korkma,
Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz
Bu yol ki Hak yoludur,
Dönme bilmeyiz, yürürüz.’’
M.A.ERSOY’un Çanakkale Savaşı için kaleme aldığı şiirin ilk dizesi aynı zamanda İstiklal Marşımızın da bir ön hazırlığı gibiydi. ‘’Korkma’’ hitabında düşman ne kadar güçlü ve donanımlı olursa olsun endişeye hele hele ümitsizliğe asla yer olmadığını anlatmak istemiştir.
Savaş şartları ne kadar ağır olursa olsun büyük Türk milleti için yılgınlık söz konusu olmazdı. Bunu Tevbe suresinin 40. Ayetini hatırlatarak dizelerine yansıtmış gibiydi.( Korkma, üzülme’ Allah bizimle beraber.)
Birinci Dünya Savaşı sonrası işgal edilen yurdumuzun her yanı ateş topuna dönerken Akif, Türk milletine yine aynı uyarıyı bu kez Milli Marşımızda yapıyordu: ‘’ Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.’’ Bu uyarı tıpkı Köktürk Yazıtlarında Bilge Kağan’ın ‘’Ey Türk, titre ve kendine dön!’’ sözünde olduğu gibi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ‘’Ya istiklal ya Ölüm!’’ parolasında hayat bulmuştur.
İstiklal Marşımız; küllerinden yeniden dirilen Anka kuşu gibi, Ergenekon’dan çıkıp yeniden tarih sahnesindeki şanlı yerini alan Köktürkler gibi, Çanakkale’de muştusu verilen Türkiye Cumhuriyeti gibi Türk Milletinin bağımsızlığına olan düşkünlüğünü sonsuza kadar anlatmaya devam edecektir.
Bengü TÜRKŞEN
11/A Sınıfı Öğrencisi
İMAM BİRGİVİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
Yorumlar kapalı.