Kitap Kokusu
'Altmış yıllık yaşamın elli yıllık bölümünün birikiminden yola çıkarak oluşturulmaya çalışılan' bir kitap, 'Kitap Kokusu.' Şimdilerde...
“Altmış yıllık yaşamın elli yıllık bölümünün birikiminden yola çıkarak oluşturulmaya çalışılan” bir kitap, “Kitap Kokusu.” Şimdilerde yetmişinde Rahim Gür Öğretmenim, “Otuz yıldır yaşadığı ve kültürüne katkıda bulunmaya çalıştığı Ödemiş halkına” başta olmak üzere kitabın basımını sağlayan dönemin belediye başkanı “yazar dostu Bekir Keskin ve Ödemiş Belediyesi”ne teşekkür ediyor “Sunuş”unda. “Ödemişli olmayan ama Ödemişli yaşayan yazar olarak sanırım doğum yerimizden çok bütünleştik yaşamayı sevdiğimiz kentle” der Rahim Öğretmenim. Kendi Mahmut Makal’ın “Bizim Köy” romanında “anlatılan yüzlerce çocuktan biri.” Edebiyatla erken tanışan ve iyi bir okur olan Rahim Öğretmenim, “1965’ten sonra yazmaya da istek duymaya” başlıyor. Yerel gazete ve dergilerde ürünlerini paylaşıyor okurlarla…
Her nesnenin kendince, kendine has bir kokusu vardır. Kitap kurtları, kitap kokusunu çok iyi bilirler. Sayısal devrimler falan hava cıvadır kitap kurtları için. İlle elleri kitaba dokunacaktır, kokusu koklanacaktır. Taze fırından çıkmış “has ekmek” gibi kokar kitap da! Eğer kitap kurdu değilseniz size çok mu çok yabancıdır bu koku!
Ben de kitap okur, kendimce tanıtmaya çabalarım. Yeni çıkan yayınları izlerim. Kitapçıya gireyim, bir saatten önce çıkmam! Şimdilerde evdeyiz. Malum salgın var. Yaşım gereği de riskli gruba giriyorum. Olabildiğince sakınıyor, koruyorum kendimi…
Gür Öğretmenim, “kitap tanıtmak, eleştirmek, övmek yazınımızın en belalı koludur. Beğendiğimizi söylediğimizde tepki almazsınız da daha iyi olabilirdi dediklerinizden küslükler, sövgüler almaya hazır olmalısınız” dese de bu göreve soyunur. Toplam 117 kitabı bizim için tanıtır. Hepsini satır satır okudum. Her bir yazısında yeni biçemler gördüm. Farklı yaklaşımlar okudum. “Elli Yıllık Menderes İzleri (Menderes’in Dramı)”nı önce okuyun derim. Orada kendi yaşamından çokça söz ediyor. Gerçi yaşamını katmadığı hiçbir yazısı yok ki! Hepsinde birer damlacık damlamış. “Yaramazlık yapamayacak denli sessizdim ve kenara çekilerek okumak daha hoş gelirdi bana” derken maymuncuğu elimize tutuşturuverir. İçtenliklidir. Örneğin; kitabı hiç tanıtmak gelmez içinden. Paylaşır. Yazara hazırlanır okuma öncesi. Zamanını bekler. Eşref saati gibi! “Okumanın sakıncalı görüldüğünü 1967 yılında Demirel siyasetli yıllarda çok acı yaşadım; 71 Mart’ında anam suya attı, sobada yaktı! 82 güzünde Kenan kıyımı yok etti kitaplarımı” cümlelerini okuyunca aslında ülkemizin aydınlığına vurulan darbeleri yaşıyorsunuz içinizde. Şu anda kim bilir kaçıncı yıkılıp yeniden kurulan kitaplığa sahiptir? Gür Öğretmenim; her tanıtımında kendi düşüncelerine de yer verir. Kimi yazarlarla tartışır. Sanki yazar, karşısında oturmuştur! Kimden ne aldıysa, ne kazandıysa açıklar. “‘Okumuyorsanız tartışmayalım’ı sever!” Kuşağındaki -78’lidir- kişiler, okuduklarıyla değer kazanırmış. Dilerim ki siz de okursunuz!
Sizinle Rahim Gür Öğretmenimin özgür aklı ve özgün biçemiyle kurduğu birkaç cümleyi paylaşacağım:
– Kemalizm, bozulan bağdan umudu kesen halkın oluşturduğu yepyeni bir bağdır. Yurttur, yaşama alanıdır, varlık nedenimizdir ve yaşamalıdır. (s.8)
– Ülkemizin toplumsal ve siyasal geleceğinden sorumluluk duyarak olup bitenleri anlamak kaygısındaysanız, siyasal geçmişimizi bilmek ve unutmamak zorundasınız.(s.16)
– Mustafa Kemal Türkiyesi’nde Cumhuriyet yönetiminden mutlu değilmişiz de Osmanlı’yı özlüyormuşuz anlamına Yeni Osmanlıcılık.(s.42)
– Karikatür, özellikle üçüncü dünya sömürge ekonomisi ile ve generalli yönetimlerde, ezilenlerin en etkili sapan taşıdır.(s.58)
– Benim okuma tutkumun arkasında helva sarılmış dergi yaprağı vardır.(s.62)
– Bilirsiniz merak etmek, bilimin temel açkısıdır.(s.67)
– Deneme okumayı sever misiniz? Umarım sevenlerdensinizdir. Okuma alışkanlığınız telvelenmeye başlıyor demektir bence. Artık sizi öyküler, romanlar doyurmuyor demek de istiyorum. (s.78)
– Sayın Mustafa Erdal, bölgenin üretim ilişkilerini teriyle, sıcağıyla soğuğuyla, yoksulluğu ve varsıllığıyla yaşadığı üretici insanlarını “Bahçe arası-Esnaf söyleşisi” destanın yerel bir ağızla belgelendirmiştir.(s.92)
– Hızlı okuduğumda anlayamadım, anladığımda hızlı okuyamadım.(s.99)
– Bir kenti sevmek, kendinden bir şeyler vermekle başlar.(s.118)
– Okumadan yanlış kolay yapılır. (s.127)
– Has okuyucu, okudukları ile aklının, düş gücünün sınırlarını zorlayarak genişletmeye çalışan okuyucudur.(s.144)
– Toplumsal uyanıklık, ancak okunarak sağlanır inancındayım.(s.162)
– İnsanın maymundan ayrıcalığı okuyabilmesidir.(s.192)
– Yaşamın anlamı geleceğin aydınlığı, hâlâ tozlu kitapların arasındadır.(s.240)
“Anlamlı okumalar”, “Okuyan gönensin!”, “Okuduğumuz geleceğimize ışık tutsun dileğimle” gibi içten duygularla sonlandırır yazılarını…
Hemen hemen her tanıtım yazısından yararlandım çokça.
Öneririm size de… Okuyun, zararlı çıkmazsınız!
________________
* Kitap Kokusu, Rahim Gür, Küçükmenderes Yayınları, Baskı:Şubat-2011, Ödemiş, 272 Sayfa.
Bakmadan Geçme





