KILIÇ: ÖDEMİŞ OVASINDA TÜTÜN PAMUK BİTECEK DENSE İNANILIR MIYDI

HAYVANCILIK DA BİTEBİLİR

Gündemden bir türlü düşmeyen kırmızı ette Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tavan fiyat uygulaması getirirken kasaplar ve üreticiler kara kara düşünmeye devam ediyor. Türkiye’de hayvancılığın kendi haline bırakılması durumunda 1 yıl içinde piyasaların düzeleceğini iddia eden Ödemiş Güven Et Galerisi yetkilisi Güven Kılıç, ithal ete karşı olduklarını ancak ithal danaya karşı olmadıklarını ifade etti.

Sektördeki sorunlar ile ilgili konuşan Güven Kılıç şunları ifade etti: “Bugün Ödemiş’te et ile kıymanın kilo fiyatı 38 TL. Biz kıymayı etten müşterinin gözü önünde çekiyoruz. Etin kilo fiyatı ile kıymanın kilo fiyatının arasında bize göre fark olmamalıdır. Bugün sektörde ciddi sorunlar yaşanıyor kırmızı et üretiminden, fiyatlarına kadar sürekli olarak gündemden düşmüyor. Türkiye’de hayvancılığı kendi haline bıraksak üreticiyi ciddi anlamda desteklense yaşanan bu sorunların yok olacağına eminim.

Ancak ülkemizde en büyük çalışma ithal ürün elde etmede oluşuyor geçtiğimiz yıllarda hayvan ithalatı yapıldı ve gelen hayvanlar hemen kesilerek ete dönüştürüldü. Et ithalatına bizler karşıyız çünkü vatandaşımız da ithal edilen eti tüketmiyor. Ancak ithal dana ya karşı değiliz. İthal edilen dana buzağısına çiftçimiz burada 6-8 ay baktığında hayvan zaten yerelleşiyor bu durumda tüketime yansıyor. Onun için ithal danaya karşı değiliz ve buradaki en önemli faktörde üreticimizin daha çok üretmesini sağlamak ve piyasası rahatlatmaktır.

“TÜRKİYE’DE ETİN ÜZERİNDEN ÇOK PARA KAZANILIYOR”

Kılıç şöyle devam etti: “Avrupa’nın ortasında tarım ülkesi olmayan iklimi gereği çetin kış şartları yaşayan bir ülke de ya da çölün ortasında olan bir dünya ülkesi de eti bizim gibi tüm koşulları uygun ayrıca dünyada tarım ve hayvancılık ülkesi olarak geçen Türkiye’den daha ucuza tüketiyor. Bunun en büyük sebebi ise Türkiye’de etin üzerinden çok ama çok para kazanılıyor.

İş ranta döküldüğünde sektördeki herkes kendince bir şey yaşıyor. Örneğin et fiyatları yükselecek konusu gündeme geldiğinde üretici elindeki malını tutuyor satmak istemiyor. Ama et fiyatları düşecek konusu gündeme geldiğinde ise günde en az 20 üretici benim malımı kes diye telefon ediyor. Kısaca yukarıdan yapılan küçük ayarlar alt piyasalarda sürekli dalgalanma yaratıyor.

Bakanlığımızın açıklamasına göre kuşbaşı etin kilosu 34 TL, kıymanın kilosu ise 32 TL tavan fiyat olarak noktalanmış durumda. Ödemiş’te kuşbaşı etin kilosu ve etten elde ettiğimiz kıymanın kilosu 38 TL. Bizler hayvanı aldım karkas olarak çengele astım dediğimiz de 28 TL harcama yapıyoruz. 28 liranın üzerine nakliye, mezbaha, iş yeri giderleri, SGK’larımız, işçi ücretlerimiz, elektrik, su, dükkân kirası ve vergilerimiz girdiğinde işin içinde nasıl çıkacağız bilmiyorum.

“PERAKENDE SATIŞTA DA KDV %1 OLSUN”

Madem düşüş yaşanıyor eti işleyenlere et satıldığında %1 KDV uygulanırken perakende satışta uygulanan %8 KDV de %1’e düşürülsün.

İthal dana konusunda 100 baş besi hayvanı olanlara %20’si kadar verilecek dendi. Bende ithal hayvan almak istediğimde 88 adet besi hayvanım vardı o yüzden alamadım. Yani sistem tamamen büyük şirketlerin kazanılması üzerine kurulu gidiyor. Böyle olacağına köylü üreticimiz talep ettiği kadar hayvan verilirse beslese büyütse her kesim ekmeğini kazansa çok daha fazla hem üretim hem de kazanç sağlanır”

“ETİN UCUZ OLMASINI BİZ DE İSTERİZ”

Kılıç, “Etin ucuz olmasını örneğin 25 liradan satmasını biz de çok isteriz. Ama üretici ne olacak? Ben ucuza mal edersem ucuza satarım. Ancak üreticimiz malını pahalıya mal ediyor. Girdiler yüksek yemde KDV gitti dendi örneğin ama yerine peş peşe zamlar geldi. Bakanlığımız eti bu şartlarda şu fiyattan satacaksın diyor ise benim hayvan alıp kesmemem gerekiyor.

“ET VE SÜT KURUMU HER İLÇEDE ŞUBE AÇSIN”

O zaman Et ve Süt Kurumu her ilçede şubesini açsın biz gidelim etimizi oradan alalım gelelim dükkânımız da işleyelim satalım. Bugün karkas etin kilosu danada 23-24 TL. 34 liraya et satmamız için karkasın 20 lira olması gerekiyor bu durumda da üretici mağdur olur. Üreticimiz işin içinden çıkamaz.

Bugün Türkiye genelinde bana göre en büyük sorun ise üreticimizin tam anlamı ile sahip çıkılamamasından kaynaklanıyor. Hayvancı Anadolu’da para kazanamaz hale geliyor üretimi bırakıyor büyükşehirlere göç ediyor. Sonra da hayvan sayısı azalıyor sorunlar yaşanmaya başlanıyor. Politikamız üreticimizi yerinde, köyünde mutlu etmek ve para kazanmasını sağlamak olmalıdır. Dişi hayvanlarımızın kesilmemesi üretime katkı vermesini sağlamak olmalıdır.

“HAYVANCILIK DA BİTEBİLİR”

Örneğin kendi Ödemiş ovamızda bir tarihte tütün bitecek, pamuk bitecek denirse inanılır mıydı? Soruyorum tüm ova tütün ve pamuktu. Bütün Ödemiş’te çırçır fabrikaları vardı. Böyle giderse şimdi söylemesi zor belki ama hayvancılıkta tütün ve pamuk üretimi gibi 5-10 sene sonra bitebilir. Devamında da kasaplar mahallerde yok olur, vatandaşımız AVM’lerdeki, marketlerdeki bugün ithal pamuk kullandığı gibi o günde ithal et tüketir.

Onun için üretimin daha ucuza mal edilmesi için çalışma yapılmalı, kendi ırklarımıza hayvanlarımıza çoğaltmak ve üreticimize sahip çıkmak gerekmektedir. Devamında da küçük esnafımızın sahiplenmesi gerekiyor. İnsanoğlunun tarihine baktığımızda esnaflıkta ilk olarak marangozluk ve kasaplık oluşmuş onun için kasaplar da mağdur edilmemelidir diye düşünüyorum” diye konuştu.

“HALKIN %75’İ KASAP SUCUĞUNU TERCİH EDERKEN!”

Sucuk konusunda da değerlendirmeler yapan Kılıç şunları söyledi: “Kasapların sucuk yapıp satması yasaklandı. Kasaba sen sucuk yapma satma demek dükkânı kapa git demek gibi bir şeydir. Kasap sucuğu halkımızın en çok tercih ettiği üründür. Yapılan istatistik araştırmasına göre halkımızın %75’i kasap sucuğunu tercih ediyor geriye kalan %25 ise market sucuğunu tercih ediyor.

Burada da sistem bana göre büyük şirketler için çalışıyor %75’e yasak getirirsen %25 büyüyecek yani şirketler büyüyecek, küçük esnaf yine mağdur olacak. Onun için yapılan çalışmanın yeniden gözden geçirilmesini gerektiğini inanıyorum.

Biz Ödemiş’te onaylı, ruhsatlı bir sucukhane açacağız. Burada gıda mühendisi gibi gerekli kişileri çalıştırmamız gerekiyor. Ancak şöyle bir sıkıntı çıkıyor günde 15 ton üreten bir şirket ile günde 300 kg üretim yapacak olan küçük esnaf yine aynı kefede değerlendiriliyor. Umarım önümüzdeki günlerde yaşanan bu sorunlar adım adım çözülür.”  

 Kerem Karamanlıoğlu