- Haberler
- Kalın bağırsak kanserine karşı bunlara dikkat!
Kalın bağırsak kanserine karşı bunlara dikkat!
Genellikle 50-70 yaş arasında görülen kolon kanserinin son yıllarda gençlerde de görüldüğüne dikkat çeken Tınaztepeli Genel...
Genellikle 50-70 yaş arasında görülen kolon kanserinin son yıllarda gençlerde de görüldüğüne dikkat çeken Tınaztepeli Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Kasım Arık, “Son 10-15 yıldır 40 yaş altında kalın bağırsak kanseri görülme oranı arttı. Buradaki en önemli şey, beslenme ve hareketsizliğe bağlı obezite. Gençlerin öz değerlerimizden olan tencere yemeklerine, aile kavramının içinde bulunduğu iyi beslenme özelliklerine dönmesi gerekiyor” dedi.
Tınaztepe Torbalı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Kasım Arık, Türkiye’de en çok görülen ilk üç kanser türünden biri olan kalın bağırsak yani kolon kanserine karşı açıklamalarda bulundu. Yrd. Doç. Dr. Arık, kalın bağırsak kanserinin genellikle her yaşta görüldüğüne dikkat çekerek, “ABD’deki istatistiklere göre 100 insandan altısı, kalın bağırsak kanserinden vefat ediyor. Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde tüm kanserler içerinde kalın bağırsak kanseri, en sık görülen ve en çok öldüren ilk üçte yer alıyor. Çoğunlukla 50 ila 70 yaş arasında görülen bir problemdir fakat 40 yaş altı gençlerde de görülme ihtimali daima vardır. Genç yaşlarda görülme oranı, tüm kalın bağırsak kanserinin çok küçük bir kısmını yani yüzde 10’unu oluşturuyor. Son 10-15 yıldır 40 yaş altı gençlerde kalın bağırsak kanseri görülme oranı arttı. Hala kalın bağırsak kanserlerinin daha azı 50 yaş altında görülüyor ama eskisine göre görülme sıklığı arttı” dedi.
“Batı tarzı sedanter yaşam tetikliyor”
Gençlerde kalın bağırsak kanseri görülme oranının neden arttığına dair kesin bir sebebin bulunmadığına değinen Yrd. Doç. Dr. Arık, şöyle devam etti: “Kalın bağırsak kanserinde diğer kanserlerde olduğu gibi iki tane temel faktör var. Kanser oluşumunu tetikleyen birinci etken, ailevi yatkınlık. İkincisi ise çevresel faktörlerdir. Ailevi yatkınlığa göre bir değişiklik olmadığına göre çevresel faktörlerde değişiklik olmalı. Hangi çevresel faktörler kalın bağırsak kanserine yol açar dersek buradaki en önemli şey, beslenme ve hareketsizliğe bağlı obezitedir. Bu, bizim neden gençlerde kalın bağırsak kanserinin artığına dair bulgularımızı destekliyor çünkü beslenme unsurları, kalın bağırsak kanseri yapıcı hale geldi. Obezite arttı, hareketler azaldı. Daha Batı tarzı yaşam, sedanter hayat bu unsurları tetikledi.”
“Fast food yerine tencere yemeklerine dönülmeli”
Tınaztepeli Genel Cerrahi Uzmanı, özellikle fastfood bağımlılığının kolon kanserine neden olabileceğine işaret ederek şu bilgileri verdi: “Gençlerin bizim öz değerlerimizde olan tencere yemeklerine, aile kavramının içinde bulunduğu iyi beslenme özelliklerine dönmesi gerekiyor. Bilgisayar ve ekran başından kalkıp hayata atılması, koşturması, vücudunun egzersizini tam yapması gerekiyor. Obeziteden kaçınması gerekiyor, bunlar son derece önemli faktörlerdir. “
Tanı aracı olarak kameralı görüntüleme sistemi olan kolonoskopiden faydalanıldığını anlatan Yrd. Doç. Dr. Kasım Arık, “Kolonoskopi, ucunda ışık ve kamera olan bir aletle daha önceden dışkı temizliği yapılmış kalın bağırsağa makattan girilmesi ve hava vererek bağırsağı hafif şişirip bağırsak içinin incelenmesidir. Genellikle 30-45 dakika kadar sürmektedir” dedi.
Bu bulguları ciddiye alın
Tınaztepe Torbalı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Kasım Arık, gençlerde veya ileri yaştaki hastalarda kolon kanseri bulgularının farklılık göstermediğini ifade ederek şu belirtilere dikkat çekti: “Kolon kanserinin en önemli bulgusu, dışkıdaki değişiklik. Yani eskiden her gün dışkı çıkaran hasta, daha sonra kabızlık yaşayabilir. Bunun tam tersi de mevcuttur. İkincisi ise makattan gelen kanama, daima önemli bir bulgudur. Böyle bir durumla karşılaşan kişi ister 30, ister 35 yaşında olsun hekime görünmeli. Şişkinlik ve kilo kaybı durumları da göz önünde bulundurulmalı. Maalesef 2020 yılında hala hastaların yüzde 15’i metastaz olarak karşımıza geliyor. Yani hastalık bayağı ilerliyor ya bulgu vermiyor ya da verdiği bulgular, hasta tarafından anlaşılmıyor. Hastalık, karaciğer ve akciğer başta olmak üzere vücudun başka taraflarına gidiyor, ondan sonra karşımıza geliyor. Bu hastalarda tedaviler çok daha zor oluyor. Çok daha ağır tedaviler, daha büyük ağrılı ameliyatlar, daha ağır kemoterapiler alıyorlar.”
Haber Merkezi
Bakmadan Geçme





