Kadınlar, kadınlarımız
'Bir tekstil fabrikasında greve başlayan 40 bin dokuma işçisinin polis tarafından fabrikaya kilitlenmesi ve akabinde çıkan...
“Bir tekstil fabrikasında greve başlayan 40 bin dokuma işçisinin polis tarafından fabrikaya kilitlenmesi ve akabinde çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçinin can vermesiyle sonuçlanan olay, tarihte bir dönüm noktasıdır.
Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonal’e bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 1857’de ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Internationaler Frauentag (International Women’s Day-Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
Anma tarihinin 8 Mart olarak saptanışı, 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşti. Adı da Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak belirlendi.
Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul etti.”
Kadın ve erkek.
İkisi birlikte var olmaya devam ettikçe insanlık var.
Biri çok önde biri çok geride olabilir mi?
Bu sorunun yanıtı: “Asla olamaz”
Kadın çok gerilerde kalmışsa erkek de çok gerilerdedir. Erkek çok geri ise kadın da geri.
Şöyle düşünün bunu. Bir bisikletin iki tekeri. Bisikleti var eden. Lastiklerden biri patlak ise ne kadar gidebilir? Bu lastiğin ön ya da arka lastik olması neyi değiştirir? Elbette ki hiçbir şeyi değiştirmez.
Bir toplumda da kadınların sorunları var ise erkeklerin de ciddi sorunları var demektir. Ve her ikisi de sağlıklı bir yapıya kavuşmadan ilerlemek, yazık ki mümkün değildir. Geri kalmış ve ilerlemiş toplumlara bakıp birtakım çıkarımlarda bulunmak hiç de zor olmasa gerek.
Pek çok insan şunu söyler:
“Kadınlarımızı, kızlarımızı korumalıyız. Onlara özen göstermeliyiz.”
Kimden koruyacaksınız kadınları yahut kızları? Bu düşüncede olan her bir insan, diğer insanları bir tehlike, bir tehdit olarak görüyor olmalı. Aslında bu, kişinin kendine nasıl baktığının net bir göstergesi olsa gerek. Bunlar, biraz kendi düşüncelerine ve yaşama bakışlarına çeki düzen verseler her şey kendiliğinden düzelecek zaten.
Mutsuzluk, yeni mutsuzluklar üretir her zaman.
Mutluluğun yolu da her insanın hakkını teslim etmekten geçer.
Çalışan kadınların, üreten kadınların daha sağlıklı koşullarda çalışabilmelerin yolu aralanmalı ve onların mutluluğunun toplumun mutluluğu olduğunun farkında olunmalıdır.
Kadınların, kızların çalışma yaşamının bir parçası olabilmeleri konusunda eğitimler arttırılmalı ve toplumun her kesimi, bu konuda bilinçlendirilmelidir.
Unutmamak gerekir ki cahil anne, cahil çocuklar yetiştirir. Sakat çocuklar.
Ve yaşamdaki en ciddi iş, analık görevidir.
Anneleri yeterince eğitimli olan toplumlar mutlu kızlar ve erkekler yetiştirebilirler.
Çalışan üreten kadınların gününü kutluyorum.
Sevgi, dostluk ve umutla.
Bakmadan Geçme





