İYİ HİSSETME STRATEJİLERİ

Anlatmaktan vazgeçtim. Vazgeçişlerimin en büyüğü bu olsa gerek. Kabullenmenin ve onun getirdiği özgürlüğün sonucu bu. Vazgeçtim...

Anlatmaktan vazgeçtim. Vazgeçişlerimin en büyüğü bu olsa gerek. Kabullenmenin ve onun getirdiği özgürlüğün sonucu bu. Vazgeçtim sözcükleri yormaktan. Karşıdakini incitmesin diye itina ile seçtiklerinizin kıymeti bilinmiyorsa anlarsınız ne demek istediğimi. Siz çabaladıkça sözcükler yıpranır, eprir, anlamını yitirir. Zira ne derseniz deyin kendini anlamaya kapatmış birinin bu bariyerini aşamazsınız.

Hani kendini ölü zanneden bir akıl hastası varmış. Bu yüzden yemek yemeyi reddediyormuş. Doktorlar ne yaparlarsa yapsınlar onu yemek yemeye ikna edemiyormuş. Sonunda doktorun biri akıl hastasına sormuş: “Ölülerde kanama olur mu?” Hastanın cevabı “hayır” olunca da iğneyi eline batırmış. Eli kanayan akıl hastası bir süre eline şaşkın şaşkın bakmış ve sonra “ demek ki ölülerin de kanı akıyormuş” demiş. İşte bazı insanların da maalesef siz ne yaparsanız yapın ne söylerseniz söyleyin sabitlediği fikirleri değiştirilemez. Böylelerine bir şeyleri anlatmaya çalışmamak en doğrusu galiba. Zira bir yerden sonra sabırla kurulan cümlelerin yerini sinirle söylenenler almaya başlayabilir. Sabrın zorlanması bunu getirir beraberinde ve duygular denetlenemeyebilir. Öfkeyi, sinirli konuşmayı güç göstergesi gibi görüp bunu huy haline getirenler değil elbette burada söz ettiğim. Sükûneti yapısal olarak üzerinde taşıyanlar bahsettiğim.

Peki, siz kendinizi ne kadar kontrol edebiliyorsunuz? Daha doğrusu duygularınızı nasıl denetliyorsunuz? Böyle durumlarla karşılaştığınızda tavrınız ne oluyor? Bu insanların duygu durumunun ayrımına varabiliyor musunuz? Öfkelenmemek ayrı bir şey, öfkelendiğinizde duygularınızı kontrol edebilmek apayrı. Zihninizde bir trenin çığlık çığlığa büyüyen düdük sesi varken onu yatıştırabilmek de bir meziyet galiba. “Birisi trenle kafamın üzerinden geçmiş” deyip boş rayların sessizliğini içselleştirebilmek çok kolay olmasa gerek.

“Öfkelendiğinde başkasının hikâyesine bir karakter olursun. Öfkenden sıyrıldığında kendi hikâyenin kahramanı olursun” diyordu izlediğim bir filmdeki karakter. Demek ki öfkeyi bastırabilmek büyük bir eylem…

Böyle büyük işlere kalkışmamak için ben vazgeçmeyi seçtim. Cümleleri büyütmeden, çoğaltmadan, baştan önlem almayı, susmayı seçtim. VAZGEÇTİM ve sustum…

Bakmadan Geçme