İSPATLANMIŞ MUCİZELERE HAZIR MISINIZ !
GİRİŞ I: İnsanoğlunun yapısı bilmediğini (araştırma zahmeti bile göstermeden )külliyen REDDETMEK ya da manevi duygularına temas...
GİRİŞ I:
İnsanoğlunun yapısı; bilmediğini (araştırma zahmeti bile göstermeden )külliyen REDDETMEK ya da manevi duygularına temas eden çoğu şeyi, korktuğundan ya da tembelliğinden körü körüne KABULLENMEK ve ya yeniliği bünyesine alma yönünde DİRENMEK üzerine kurgulanmıştır…
Bu yüzden sizlerle paylaşacaklarım (bendeniz tarafından da bizzat araştırılmış olup) konu, mucizelere gebe olduğu gibi tarafımca da uygulanmış ve yüzlerce kişi tarafından da kullanılarak fayda manasında üst seviyelerdeki yerini almıştır.
Gidemediğimiz yer bizim olmadığı gibi ya da yeteri kadar fikir sahibi olamayacağımız gibi paylaşılmayan doğru bilgilerin de bireysel manada hiçbirimize bir faydası olmayacağı kanaatindeyim…
BİLGİ, paylaştıkça ÇOĞALIR ve çoğaldıkça DEĞER kazanır!!!
*************
EK BİLGİ:
Rivayet yönünden zayıf, mana yönünden kuvvetli olduğu savunulan “İlim, Çin’de de olsa gidip alınız” hadis-i şerifi, aslında derin manalar içerir…
İlim, her şeyden önce evrenseldir…
Tanrı, faydalı bilgiyi isteyene verir.
Tanrı, insanoğlunu doğru bilgiyi öğrenme yetkisi ve donanımı ile donatmıştır.
Her Müslüman’a ilgi alanına giren ve istidadının doğru bilgiyi öğrenmek farzdır.
Ve melekler, ilim talebelerine dua ederler, onları tehlikelere karşı Tanrı’nın izni ve emri ile korurlar.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
*************
İnsanların yeni teknolojik bilgilere erişme özgürlüklerine set çekmek ya da bile isteye mevcutları paylaşmamak, benim/bizim haddimize olmamalı…
Hele hele konu SAĞLIK ve varlığımızla alakalı ise işte orada DOĞRU OLAN, bilgimizi paylaşmaya imtina etmek ve /veya kendimiz fayda gördüğümüz halde sessiz kalmaya çalışmak, tanıyan / tanımayan insanlara yapılan sadece bencilliğimizden başka bir şey değildir…
İşte bu yüzden kısa süre içerisinde Türkiye dahil 63 ülkede uygulanan sağlık sektöründeki alternatif bir çözümü sizlerle paylaşmak istiyorum…
Bir duayen der ki; “Tedbir, tedaviden ucuzdur!”
Bu, var olmayanı sunmak ya da insanların sıkıntılarından faydalanmak, hatta hatta doktorculuk oynamak hiç değildir (…ki asla haddim de olamaz)
Bu benim adıma; İNSANI gerçek manada SEVMEK ve Tanrı’nın en kıymetlisine DEĞER VERMEK ve inandığım ispatlanmış faydalı doğruları varoluş misyonum üzerine PAYLAŞMAK isteğimle orantılıdır diyelim!!!
VE İLK HAMLEYİ YAPALIM!
Ürünlerin içerikleri hakkındaki bilgileri günler günleri, yazılar birbirini kovaladıkça zaten paylaşacağım ancak öncesinde üretiliş şekli ve kullanım tarzı hakkında ipuçları vermek istiyorum…
Hepimizce bildiğimiz bir şey vardır ki tıp sektöründeki en etkili ve hızlı tedavi yöntemi, enjeksiyon yöntemidir.
Bunun yanı sıra bizlerin yeni çağı yakalamak ve sağlığımızla alakalı kısa sürede sonuçlar almak adına Tanrı’nın biz insanlara sunduğu doğanın her imkânından da maksimum fayda sağlamanın yollarını araştırmak durumundayız…
Peki, birileri yapmış ve önümüze de evrenin güzelliği diye nitelendireceğimiz yeni bilgiler gelmişse;
REDDETME… Önce DİNLE
KABULLENME hemen… Kendin ARAŞTIR
DİRENME… Dinle, Araştır, Anlamaya Çalış, Anla, UYGULA , UYGULAT ve bu engin bilgilerin sana ulaşmasının da BİR SEBEBİ olduğunu ASLA UNUTMA!!!
Kök bitkilerinden, minerallere, amino şekerlerden ot diye tabir ettiklerimize kadar önümüze sunulan doğanın ürünleri ile mucizelere tanıklık yapmamıza neden olan TTS (Transdermal Dalga Teknolojisi) yöntemini anlatmaya başlayarak ana fikre doğru yavaş yavaş yol alalım…
O halde yarın ki ipucumuz… TRANSDERMAL DALGA TEKNOLOJİSİ olsun bakalım…
Yarın görüşmek ve kaldığımız yerden devam etmek üzere, bugünlük hoşça ve sağlıkla kalın inşallah
Sevgiler…
Bakmadan Geçme





