İşçilikten patronluğa
“Gençler hayalleri, yaşlılar ise anıları ile yaşarlar” derler ya, benim de aklıma geçmişim geldi. 15 yaşlarında...
“Gençler hayalleri, yaşlılar ise anıları ile yaşarlar” derler ya, benim de aklıma geçmişim geldi. 15 yaşlarında bir genç, iş yerimde bana yardımcı oluyor. Heyecanlı, çalışkan, iyi bir tezgahtar. Bu gençle Ödemiş çevresindeki pazarlara gidiyor ve bu pazarlarda baharatçılık (aktarlık) yapıp yaz aylarında ise dondurma, limonata ve kar helvası satıyoruz. Ben baharat tezgahında çalışırken o da limonata, dondurma ve kar helvası satıyor. Azimli, çalışkan, özgüveni çok fazla idi.
İlk zamanlar tezgahta satacak olduğu ürünleri ben hazırlıyor ve ona satması için teslim ediyordum ancak kısa bir süre içinde bunları kendisi hazırlayıp satmaya başladı. Kim bu genç? Acele etmeyin, söyleyeceğim.
Gençle Tire Pazarı’na gidiyor, burada baharat tezgahı açıyoruz. Tire, tarihi bir yerleşim merkezi olduğundan çok turist geliyor. Bu gelen turistlerin rehberi ile tanışmış, arkadaş olmuştuk. Gelen turistleri rehber, bizim tezgaha getiriyordu. Güzel de satış yapıyorduk.
Bir gün Tire Pazarı’nda bu genç arkadaş, satmış olduğumuz ürünlerin İngilizce olarak müşteriye anlatıyordu. Şok oldum. “Sen bunları nereden biliyorsun?” dediğimde, “Abi, ben bu isimleri aldığım rehber kitaptan öğreniyorum” dedi. Kendisini tebrik ettim.
Kimdi bu genç? Üç gazetenin ve bir televizyonun ve de ayrıca Nokta Reklam Ajansı’nın yani benim de televizyonunda program yapıp gazetesinde yazı yazdığım şirketin sahibi İsmail Atahan Keçeci’den başkası değildi. Gazeteye ve televizyona gittiğimde o 15 yaşındaki genç, bir şirket kurmuş ve onlara insan çalıştıran bir iş adamı olmuştu. Buna rağmen saygısından, terbiyesinden hiçbir şey kaybetmemişti.
Ben, bu gence yani bugünün iş adamı İsmail Atahan Keçeci’ye iş hayatında başarılar diliyorum.
Kalın sağlıcakla…
Bakmadan Geçme





