İnan

Zor zamanlar yaşıyoruz. Herkesin dilinde bir psikolojik rahatsızlığın adı. Mevsiminde yenmeyen sebze gibi tat veriyor günler....

Zor zamanlar yaşıyoruz. Herkesin dilinde bir psikolojik rahatsızlığın adı. Mevsiminde yenmeyen sebze gibi tat veriyor günler. Camı çerçevesi inmiş kalplerin, kiminle konuşsan içerisi ayaz. Görmediğimiz kabuslardan uyanıp üstüne bir bardak su içiyoruz. Geceler, hep bir öncekinden daha koyu. Kimimiz suya ayağını sokmadan boğulmuş, mutfaklarda küflenmiş ekmekler… Düşmüşüz, kalkışlar umurumuzda değil…

Mucizevi bir el bekliyoruz. Şefkatli ve kahraman bir el. Önce bizi şöyle bir tutup kaldıracak; üstümüzdeki haset çamurları da silecek tabii, belki de yeni kıyafetler verecek fiyakalısından… Yahut gökten oldukça hoş bir peri kızı inecek, soracak o insanı büyüleyen sesiyle: “Hayatını yoluna sokmak için ne yapabilirim?” Sihirli bir değnekle ferahlayacak en tıkalı hayat damarlarımız. Umduğumuzdan hep daha fazlası bizim olacak… Peki ama fazla sorumluluk yüklemiyor muyuz bu mucizelere?

İnsanlar birbirinden farklıdır evet, parmak izinden tut da göz rengine kadar… Her hayat hikayesi, kendine özel bambaşka bir hikaye. Ama bizi aynı kılan o kadar çok şey var ki… Şöyle bir bak etrafına, kim söyleyebilir hiç kırılmadığını? Ya da kim almış bugüne kadar her emeğinin karşılığını? Söyleyebilir misin hayal kırıklıkları, yarım kalmış aşkları, sabaha kadar ağladığı geceleri olmayan birini tanıdığını? Sarıl, aynılıklarımıza sarıl!

Yoruldun, biliyorum. Herkes kadar yoruldun. Her zaman günlük güneşlik olmak zorunda değilsin. Fırtına ol, es gürle. Islansın toprağın, korkma. Göreceksin ağaçların yine çiçek açacak. Kaldır başını yukarı, bunca şair boşuna göğe bak demiş olamaz. Aradığın mucize senden başkası değil, inan. İnanabileceğine inan. Turgut Uyar’ın da dediği gibi başka türlüsü güç.

İNANILASILIK

Bir susuşta köpürüverse kahvemiz.

Doldursam içimizdeki inanılmaz boşluklara.

Bir düşüşte kararıverse yükseklerimiz,

Yahut unutsak zavallılığımızı…

Bir dokunuşta gülümsese koca yanaklı bebek,

Bir akşam vakti kayboluverse hırçın kadın.

İçi yanık ozan tekrar gönül verse bir güzele

Vursa teline teline eskimiş sazının,

Anlatsa dize dize.

Sökülse en sevdiğin elbisen ilmek ilmek de

Daha sağlamını diksen çürümüş ipin,

Küflenmiş iğnenle.

Bakmadan Geçme