İki gün aç kalmak!
Hayatın rutini aşan genel koşuşturmacası arasında uzmanların ve devletin söylediklerini uygulamaya çalışırken elbette ki aklımıza yatmayan...
Hayatın rutini aşan genel koşuşturmacası arasında uzmanların ve devletin söylediklerini uygulamaya çalışırken elbette ki aklımıza yatmayan ve sorgulamak zorunda olduğumuz gelişmeler oluyor. Öyle her şeye evet demeyen, her şeye de karşı çıkmayan, özetle mantık arayan bir kişiliğe sahip olduğumu düşünüyorum. Benim için bilim ve mantık ön planda geliyor. Bir de ikna olmam gerekiyor… Hiçbir şeye koşulsuz evet demem. Yani kim ve ne derse desin biatçı değilimdir.
Sosyal medyada görüyorum: Kimileri her şeye ‘karşı’ çıkarken kimileri de her şeye ‘biat’ ediyor. Sorgulamayı bile fazlalık ve gereksiz görenlerle birlikte ‘Düşünme; uygula!’ diyenler var.
Örneğin cuma gecesi yaşanan kargaşa. Bakıyorum; ‘Dur bakalım, bir bildikleri vardır’ havasında bekleyen, eleştiri yapanları da devlete karşı olmakla hatta hainlikle suçlayanlar var.
Kutsallaştırmayın! Devlet dediğiniz şey, vatandaşların rızasıyla oluşturulan bir örgütlenmedir beyler! ‘Devlet eleştirilemez’ veya ‘Devlet yanlış yapmaz’ diye bir şey olamaz…
**
Korona salgını ve tehlikesi, sosyal yaşamı derinden sarstı. Kahveler, eğlence merkezleri gibi okullar da kapalı… İnsanlar evlerde…
Bilenler bilir; Kaymakçı’da emekli ilkokul öğretmeni olan babamın tohum ve tarım araç gereçleri işlettiği bir dükkanı var. Babam da 65 yaş dolayısıyla eve takıldığı için yardıma gidiyorum. Nisan ayı, tarım üretimi için önemli. Pas geçemezsiniz… Size güvenen müşterileriniz vardır. Dolayısıyla iki haftadır yeniden günübirlik Kaymakçılı oldum… Anlayacağınız ziraatçı ve üretici ile içli dışlıyım. Şu an bakla mevsimi… Sırada bezelye var.
Bakla, korona önlemleri nedeniyle takla attı. Kilosu 1 TL’nin altında. Bir işçi, günde ortalama 100 kilo bakla toplayabilir. 100 kilosu 100 lira. Yani işçilik maliyetini anca karşılıyor. Üretici, bir gelişme olmazsa bu hafta büyük olasılıkla baklayı bozup yerine mısır ve turşuluk salatalık ekecek. Mısır hayvan yemi olarak ekiliyor; onun için ihracat falan gerekmiyor ama salatalığın durumu belirsiz. İhracat ve talep olmazsa üretici büyük darbe alır.
Kaymakçı Kalkınma Kooperatifi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile anlaşıp baklayı İzmir’e gönderebilme uğraşısında. Başkan Raşit Tatlı, kooperatifin hafta başından itibaren alım yapacağını söylüyor. Çok değil, BŞB bir hafta destek versin üreticinin derdine bir nebze de olsa destek olacak.
Öte yandan bazı arkadaşlarımız, “Bakla alıp Ödemiş’teki kenar mahallelerde dağıtalım” diyor ama onun da riski var. Eskişehir Aşevi’nin bağışlarının bloke edilmesi ve pazarda ücretsiz maske dağıtan Halkevi üyelerinin gözaltına alınması, insanları tedirgin ediyor.
Bu konuda önerisi olanlar varsa beni arayabilirler.
**
Korona günlerinde biz de aile olarak kendi evimizdeki eksik gedikleri tamamlama ve birçok insan gibi ‘evdekal’ uyarılarına uyum sağlama derdindeyiz…
Eski rutin koşuşturma ve dışarıdaki sosyal işleri omuzlama görevi hafifleyince kitaplarımı düzenleme ve sazıma daha çok zaman ayırma fırsatı buldum. Edebiyatçıyız ya… Bence her edebiyatçı biraz müzik, biraz da resimle; kısaca sanatla iç içe olmalı. Liseden sonra ilgilenmeye başladığım sazımın sesini daha yakından tanımaya ve kendi sesime uydurmaya çalışıyorum. Beni Facebook’tan takip edenler görüyordur, arada amatörce de olsa bazı parçalar seslendirip paylaşmaya çalışıyorum.
Neyse… Pek TV izlemiyorum. Cuma gecesi saat 22.00 gibi sosyal medyada sokağa çıkma yasağı geldiği paylaşılmaya başlanınca genelde ekmek tüketmeyiz ama gayrı ihtiyari olarak ‘Bari iki ekmek alıp geleyim’ dedim. ‘Evimizin çevresindeki marketler kapalı ama 100 metre ilerimizdeki mandıra açıktır’ dedim. Fakat o da ne? Herkes de aynı güdü ile dışarıya çıkmaya başlamış. Son kalan ekmeklerden ikisini aldım. Dışarıdan da iki ekmek aldığımı işaret ederek elimle ‘Parasını sonra veririm!’ işareti yaptım. İçerisi aniden kalabalıklaşmıştı.
Eve döndüm, baktım ki sosyal medya ‘telaş ve panik’ görüntüleri ile dolmuş taşmış. Yine benzer bıçak sırtı yorumlar ve paylaşımlar… İki saat önceden açıklanan yasak ile insanların kendilerini dışarı atma refleksi bence normaldir ve çıkanlar da herkesin kendini dışarı atacağını düşünmez. Nitekim dışarıya çıkıp sosyal mesafe eleştirisi yapanların kendileri de dışarıda ama onlar kendilerini saymıyorlar.
Cumartesi Pazarı için alışıldığı gibi bir gün önceden mal alıp sergi açanların feryatları da cabası tabii.
Herkesin tuzu kuru değil. ‘İki gün aç kalamadınız mı beyler!’ demekle çözülmüyor her şey…
**
Pazar günü itibarı ile koronadan ölüm sayısı, dünya çapında 100 binin üstüne çıktı. Buna göre virüs yerinin çıkış yeri olarak ilan edilen Çin, 3000 civarında ölümle krizi iyi yönetti. Ülkeler doğru bilgi veriyor mu bilmiyorum ama Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ABD, İtalya, İspanya, İngiltere ve Fransa’da ölümler 15-20 bin arasında. Sürecin iyi yönetildiği söylenen bizde 1000’i geçti. Batı komşularımız Yunanistan’da 100, Bulgaristan’da 30 civarında. Doğuda Suriye, Irak, İran ve Ermenistan ile Gürcistan ne durumda bilmiyorum.
Bunların bilimsel bir açıklaması olacaktır mutlaka.