Heidi'nin çıplak ayakları!
Bizim gençlik dönemimizde 'soğuk savaş' vardı. Soğuk Savaş, Dünyanın Kapitalist ve Sosyalist Blok olarak bölünmesinin ardından...
Bizim gençlik dönemimizde ‘soğuk savaş’ vardı.
Soğuk Savaş, Dünyanın Kapitalist ve Sosyalist Blok olarak bölünmesinin ardından 2’inci Dünya Savaşı’ndan sonra meydana gelen gerginliğe ve egemenlik mücadelesine verilen addır.
Aslı astarı olmayan türlü hikayeler uydurulur, karşı taraf kötülenmeye çalışılırdı. Örneğin benim lise yıllarından hatırladığım bu tarz hikayelerden biri, ‘sosyalist’ ülkelerde tüm dini mabetlerin yıkıldığı ile ilgili idi. 2016 yılında yaptığım 10 günlük bir Balkanlar turunda bunun gerçek olmadığını anladım. Örneğin Arnavutluk’un başkenti Tiran meydanında Osmanlı döneminde yapılan bir camii sapasağlam ayakta duruyordu. Balkanlardaki çan kulelerini ve minareleri gördükçe, o soğuk savaş yıllarında uydurulan hikayeler aklıma geldi…
Bir de o dönemde “Kızılcıklar Oldu mu?” türküsünün, komünistler arasında bir mesajlaşma anlamının olduğu iddia edilirdi.
Sonraları öğrendim ki türkü Edirne yöresine aitmiş. “Sevgilisi, ‘kızılcıklar oldu mu’ diye sorar mektubunda. Kızılcık, sonbaharı hatırlattığından havalar da soğumaya başlamıştır. Bu yüzden gönderdiği çorapların ayağına olup olmadığını da merak etmektedir!”
Bazı kaynaklar, türküyü Bedia Akartürk de söylediği için Ödemiş yöresi yazmışlar ama sanıyorum Keşan yöresine ait.
**
Dünyaca ünlü Şirinler çizgi filmini bilirsiniz. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük beğeni toplayan ve çocuğundan yaşlısına herkesin sevdiği çizgi filmlerden biridir.
Şirinler çizgi filminin gizliden Komünizm propagandası yaptığı iddia edildi bir aralar.
Çizgi film, bu iddia yüzünden ABD’de uzun yıllar yasaklanmış.
İddialara göre filmin bazı gizli kodları varmış.
Şirinler’in İngilizce yazılımı Smurf’un ‘small men under red flag’ yani ‘kızıl bayrak altında yaşayan küçük adamlar’ın baş harflerinden oluşurmuş!
Smurf aynı zamanda ‘socialist men under red father’ yani ‘kırmızı baba altındaki sosyalist adamlar diye de bilinirmiş!
Şirinler’de para olmadan komünal bir yaşam sürülüyormuş. Köyde para kullanılmaz, ama herkes kendine gerekli olan şeyleri bedava edinirmiş.
Şirin Baba, Karl Marx’a benziyor ve kızıl şapka giyiyormuş.
Herkes kendi işini yapıyor ve çok mutlu imiş.
Şirinler köyünde bir tek bile ibadethane bulunmazmış…
Şirin çileği tarlaları sadece bir şirine ait değilmiş, bütün şirinler bu tarlada hak sahibiymiş..
Şirinler’in düşmanı Gargamel papaz cübbesi giyer ve dini sembolize edermiş. Gargamel de kapitalizmin simgesi olan altın ve para düşkünüdür ve Şirinler’i sürekli yemek istermiş. Bu isteği de misyonerliği ifade edermiş.
Gargamel’in kedisi ise ABD’nin peşinden ayrılmayan küçük ülkeleri sembolize edermiş.. Türkçe çevirisinde Azman adındaki bu kedinin asıl orjinalindeki adı ‘Azrail’ imiş.
Şumdi sıkı durun, Şirinler çizgi filminin yaratıcısı Peyo, gerçek bir komünist imiş…
Peyo, bir çizgi film yapmak, bu çizgi filmle bir mesaj vermek ve emperyalist Amerika’ya karşı bu yolla propaganda yapmak istemiş.
**
Geçtiğimiz günlerde TV’de bir belgesel izlerken, ünlü çizgi film Heidi ile ilgili başka iddialar duydum: “Heidi çıplak ayaklıydı; çünkü çıplak ayaklar, erkek ya da kız bütün ‘köle çocukları’ diğer çocuklardan ayıran keskin uçurumun simgesiydi”
Hikayenin geçtiği İsviçre toplumu köle çocuklar gerçeğiyle yüzleşmeye başlamış. O dönemin köle çocuklarından hayatta olanlar bu tarihsel utanca tanıklık ederek o dönemin hiç olmazsa vicdanlarda yargılanması yönünde güçlü bir kamuoyu baskısı oluşturmaya başlamışlar. Konunun ayrıntılarını internetten bulabilirsiniz.
Doğrusunu söylersem, ‘Verdingkinder’ adı verilen bu köle çocukların hikayesini dinledikçe içim acıdı. Hikayeyi geç öğrendiğim için de hayıflandım…
Bizde de Nezahat ve Kazım Gündoğan kardeşlerin yazdığı ‘Dersim’in Kayıp Kızları’ kitabı var, belki adını duymuşsunuzdur. “Ailesinden, kökünden koparılmış insanların çile dolu hikâyelerinden parçalar… Annelerin çocuklarından, hatta bazen kendilerinden sakladıkları sırların hikâyeleri…”
Ne yalanlar uydurulmuş ve ne çok acılar çekilmiş şu dünyada…
Bakmadan Geçme
                    
                    
                    
                    
                    
                    
                        
                        
                                