Hatırlamazsak Faydayı Anlayamayız 5!

Öyle karmaşık ve bir o kadar da disiplin içindeki bedenimiz, her zaman dediğim gibi mucizenin ta...

Öyle karmaşık ve bir o kadar da disiplin içindeki bedenimiz, her zaman dediğim gibi mucizenin ta kendisidir.

Bırakın inanışı, sırf bu yüzden bile bu yüce varlığa Yaradan’a hayran olmamak elde değil… Üstelik hala anlaşılmayan ve de sırrı çözülemeyen birçok ince detaya da sahipken.

Bu kadar disiplin ve ahenk içinde olan bir yaratılmışlığın arızalı durumunda sistemi bozacak, sistemi yavaşlatacak ve en fenası sistemi geçici olarak durağanlaştıracak etkenlere kendimizi teslim etmek ne kadar akıllıca olur bilinmez. Ancak arızanın adı ne olursa olsun, nedenlerinin ana fikirleri hep aynıdır. Bunları artık biliyoruz.

  • Kan akışı düzensizliği
  • Bağışıklık sisteminin çöküşü
  • Hücrelerin bozulması
  • Dengesiz beslenme
  • Su ihtiyacının yeteri manada giderilememesi

Tekrarladığım ve bıkmadan da defalarca tekrarlayacağım gibi;

Paınless Nıght GLU “Hastalık Seçmeden Kullanılan SAĞLIK DESTEK Bandıdır”.

Şimdi yazacağım nüansı kaçırmayalım lütfen!

Soru: Bunca anlatılanlar doğru mu? Bu Organik Kumaş (bant) bunca farklı hastalıklarda kullanıldığında nasıl bu derece etki edebilir.

Cevap: Bazı hastalıklar harici (geçmiş yazılarımda bir ara bahsetmiştim, gelecekte de detaylandıracağım) ki diğer ürünlerden de bahsettiğimde göreceğiz, vücutta kullanılma şekli farklılığına binaen, farklı bileşenler içerdiğinden harici bantlardır.

Oysa bahsi geçen ürünün; kullanılan bileşenlerin ve üretim şeklinin faydası hasebiyle vücudun genel denge ve enerjisini tümüyle sağladığını biliyoruz.

Ve bu etkiyi sağlayacağını bilerek, hastalık adlarını değiştirip değiştirip aynı ürünü defalarca farklı bileşenler içeriyormuş gibi sunmak sizce ne kadar ahlaki olurdu?

O vakit bizim de sürekli şikâyet ettiğimiz sentetik ilaç baronlarından farkımız kalır mıydı?

Ticari kaygı faydanın gerisinde duruyorsa zaten, başarı da fayda da dua da peşinden geliyor. İşte bu yüzden, epilepsi mi, reflü mü, fıtık mı, menüsküs mü gibi gereksiz detaylarda boğulmadık!

Küçük bir hatırlatma yaptıktan sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz.

**************

G- Üreme Sistemi

Nesillerini devam ettirmek için üremek zorunda olan insanların üremesi; mayoz bölünme ile oluşan dişi ve erkek üreme hücrelerinin oluşup döllenmesi ile başlar.

Dişi ve erkek üreme hücrelerinin oluşup, döllenmesi ve büyüyüp bebek halini alması için bazı yapı ve organlar görev alır.

Bu görev alan yapı ve organlar üreme sistemini oluşturur.

Dişi üreme ve erkek üreme sistemleri birbirinden farklıdır. Yeni bir canlının oluşabilmesi için her iki üreme sisteminin de sağlıklı olup birlikte görev yapması gerekir.

  1. Dişi üreme sistemi yapı ve organlar

Kadınsı Üreme Hücresi (Yumurta):

Yumurta hücresi büyük ve hareketsizdir. Çokça besin maddesi içerir ve sitoplazması çoktur. Kamçısı yoktur. Yumurtalar spermlere göre daha az sayıda üretilir.

Kadınsı üreme organı, bir çift yumurtalık, yumurta kanalı, döl yatağı (rahim = uterus), vajina almak üzere dört kısımdan oluşur.

  1. Yumurtalık; bir dişinin kasıklarında, biri sağda, diğeri solda elde etmek üzere iki

tane yumurtalık vardır. Yumurtalıklarda, erginlik çağından itibaren belirli bir yaşa dek, hipofiz bezinin salgıladığı hormonun etkisiyle, sıradan 28 günde bir adet yumurta hücresi üretilir. Ayrıca eşey hormonu salgılarlar.(ovaryum)

  1. Yumurta kanalı; yumurtalıkta üretilen yumurtanın, döl yatağına ulaşmasını

sağlayan bir kanaldır. Döllenme yumurta kanalında gerçekleşir. Döllenen yumurta yani zigot, gelişimine yumurta kanalından başlar. Yani yumurta hücresi, kanaldan rahme, döllenmiş olarak geçer.

  1. Döl yatağı (rahim); zigotun yerleştiği ve geliştiği kısımdır. Zigot gelişimini rahimde

tamamlar ve bebeği oluşturur. Zigotun gelişip bebeği oluşturma süresince, beslenmesi, oksijenlenmesi ve atıkların atılabilmesi için ortam hazırlar.

Buraya gelen yumurta döllenmemişse, bozulan yumurta hücresi ve rahimde oluşturulan doku, vajinadan kanama biçiminde dışarı atılır. Bu duruma adet kanaması (mensturasyon) denir. Bu olay 28 günde bir tekrarlanır.

  1. Vajina; döl yatağı ile dış ortam arasındaki bağlantıyı sağlayan organdır.

Spermlerin dişi vücuduna bırakıldığı organ vajinadır. Ve vajina doğum kanalı olarak da görev yapar.

  1. Erkek üreme sistemi yapı ve organlar

Erkek Üreme Hücresi (Sperm ):

Sperm hücreleri yumurta hücresine tarafından çok küçüktür. Sitoplazmaları azdır. Kamçıları vardır ve kamçılarıyla hareket ederler. Baş, orta kısım ve kuyruk almak üzere üç kısımdan oluşur. Kuyruk kısmı baştan sona hareket edebilir.

Erkek üreme sistemi, testisler (er bezleri ), sperm kanalı, seminal kesecikler (muavin bezler) ve penisten oluşur.

  1. Testisler; erkeklerde vücut dışında bir kese içinde iki adet testis bulunur. Erkek

üreme hücresi olan spermlerin üretildiği kısım testislerdir. Erkek üreme hücresi; baş, boyun ve kuyruk kısmından oluşur. Kuyruk kısmı baştan sona hareket edebilir.

  1. Sperm kanalı; testislerde oluşan spermin penise iletilmesini sağlayan bir kanaldır.
  1. Seminal Kesecikler; prostat ve cowper bezlerinden oluşur. Bunlar seminal

akışkan salgılarlar. Seminal akışkan, spermlerin taşınmasını ve dişi üreme sisteminde kaldıkları kısa bir zaman için beslenmelerini ve korunmalarını sağlar.

  • Prostat bez: erkeklerin üreme sistemlerinin bir parçası olan, şeklen ve boyutsal olarak cevize benzeyen küçük bir salgı bezdir. İdrar torbasının altında ve kalın bağırsağın önünde yer alır.
  • Cowper bez; erkek üreme sisteminde seminal sıvının oluştuğu kese.
  • Seminal sıvı: spermlerin hareketini kolaylaştırır. Spermleri, dişi üreme sisteminin olumsuz koşullarından korur. Spermlerin beslenmesini sağlar.
  1. Penis; spermlerin ve idrarın erkek vücudundan dışarı atılmasını sağlayan

organdır.

Not: Erkeklerde sperm üretimi ölünceye dek sürerken, dişilerde yumurta üretimi yaklaşık 50 yaşından daha sonra biter. Bu döneme menopoz denir.

Üreme Sistemi Hastalıkları;

  1. Prostat büyümesi
  2. Bel soğukluğu
  3. Yumurtalıklarda kist
  4. İdrar yolu enfeksiyonları
  5. Kısırlık
  6. Frengi
  7. Rahim ağzı kanseri
  8. Sistit
  9. Dış gebelik
  10. Urlar, gibi…

Ve evet son sistem olan “İskelet Sistemi” mizi de anlattıktan sonra, daha farklı boyutlara geçeceğimizin müjdesini vermek istiyorum…

Anlatılan “sağlık destek bandı” ve akabinde anlatılacak diğer bantların sizleri nerelerden nerelere taşıdıklarına, nasıl bir değişim geçireceğinize sizlerle birlikte tanık olacağız.

Sizler sağlığınıza bizler de dualarınıza nail olacağız inşallah. Ama önce son sistemimiz.

Hİskelet Sistemi

İskelet sistemi, hareket etmemizi sağlayan, vücuda dış etkilere karşı direnç ve dayanaklılık veren, kemiklerden oluşan bir yapıdır. Kemiklerin içinde bulunan ilikler sayesinde vücudun kan dolaşımının sağlıklı olması açısından görevleri olsa da iskelet sisteminin görevleri temel olarak şu şekilde sıralanabilir:

  • Vücudun kendine özgü şeklinin korunmasını sağlar.
  • İç organların korunmasında görev alır.
  • Kan hücrelerinin üretimine yardımcı olur.
  • Kalsiyum ve fosfor minerallerinin depolanmasında görev alır.
  • Kaslarla birlikte vücuda hareket etme özelliği kazandırır.
  • İç organlara ve kaslara tutunma yüzeyi sağlar.

Vücudun Bölümlerine Göre;

  1. Kafatası: Kafatası, iskelet sisteminin beynimizi kaplayan kısmıdır. Dış etkilere, darbelere karşı son derece dayanıklı kemiklerden oluşur.
  1. Omurga: Omurga iskelet sisteminin; vücut fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmemize yardımcı olan kısmıdır. Boyun kısmından başlayarak sırt boyunca kuyruk sokumuna kadar uzanır. Yumru şeklindeki kemiklerin üst üste dizilmesiyle oluşmuştur. İçerisindeki omurilik sıvısıyla, kemiklerinin vücudun dik durmasında başrolde olmasıyla, iskelet sisteminin hareket, yeme, içme, vs. yaşamsal faaliyetler açısından en önemli kısmıdır.
  1. Göğüs Kafesi: Bir diğer adıyla kaburgalar olarak da adlandırılır. Akciğerleri ve kalbi dış etkilerden korur, tutunma yüzeyi sağlayarak sağlıklı bir şekilde çalışmalarını sağlar. Kaburga kırıkları kemiğin akciğer zarını zedelemesi veya akciğere saplanma ihtimalinden dolayı epey tehlikeli olabilmektedir.
  1. Kol ve Bacak Kemikleri: İskelet sisteminin hareket edebilmek için belki de en çok kullandığımız kısımlarıdır. Ellerimizle yaptığımız her işte veya yürürken, koşarken, vs. bacaklarımızı kullanmamız gereken işlerde kol ve bacak kemiklerimiz rol alır. Kol ve bacak kemiklerinden meydana gelen kırıklar pek ölümcül değildir, fakat kırığın nerede olduğuna ve derecesine bağlı olarak kolda veya bacakta sonrasında bir zayıflık yaratabilir.

Kemik Çeşitlerine Göre İskelet Sistemi

Uzun Kemikler: Kol ve bacak kemikleri uzun kemiklerdir. Yapısı itibariyle hareket uygun dirençlidirler.

Kısa Kemikler: El, ayak kemikleri, parmak kemikleri ve omurilik kemikleri kısa kemiktir. Hareket kabiliyeti uzun kemiklere göre daha fazladır

Yassı Kemikler: Hareket kabiliyeti neredeyse hiç olmayan, birbirine sıkıca kenetlenmiş son derece dayanıklı kemiklerdir. Kafatası, leğen kemikleri yassı kemiklere örnek verilebilir.

Kemik Oluşumu: Hormonlar / Vitaminler / Mineraller / Genetik Faktörler

İskelet Sistemi Hastalıkları:

  • Osteroporoz hastalığı; Kemik metabolizmasındaki protein döngüsünün aksaklığından dolayı oluşan hastalıktır
  • Kırıklar: Şiddetli darbe yada gerginliğe bağlı gelişebileceği gibi osteoporoz, kemik kanseri ve osteogenesis imperfecta hastalıkları sonucunda da oluşabilir.
  • Kemik İltihapları: Bu iltihapların sebebi mikrobik, parazite veya kimyasal kaynaklı olabilir.
  • Ur Hastalıkları: Kemiklerde oluşan urlardan dolayı oluşan bir hastalıktır. Sebebi kemik doku veya başka bir organdan kaynaklanabilir.
  • Eklem Hastalıkları: Herhangi bir travmadan dolayı oluşan hastalıklardır.
  • Artroz: Eklemi saran kıkırdak dokusunda doku yıkımı yapan kronik hastalığa denir. Eklemdeki kemiklerde hasar görülebilir. Kısaca eklem yıpranması olarak tanımlanır. Ayrıca iltihapsız romatizmada denir.
  • Artrit: Sistemik bağ doku hastalığıdır. Diz, ayak ve el bileği gibi küçük eklemlerin iltihaplanmasıyla oluşan hastalıktır.
  • Ateşli Romatizma: Şişmeye, sertleşmeye, eklemlerde ağrıya neden olur. Streptokok bakterilerin eklemleri, kalbi, böbrekleri, sinir sistemini tutan hastalıktır.
  • Kireçlenme; Yaşlanma ile birlikte görülen genellikle kalça, diz, omurga mafsallarında ağrılı sertlikleridir. Sebebi mafsallarda biriken aşırı kalsiyum tuzlarıdır.
  • Bel fıtığı; Bel omurları arasında bulunan disklerin yapısının bozulmasıyla, özellikle bacaklarda şiddetli görülen ağrılı hastalıktır.

Yarın, yeni bir konu ile farklı derinliklerde görüşmek üzere, hoşça ve sağlıkla kalın inşallah

Sevgiler

Bakmadan Geçme