Günün düşündürdükleri

Son zamanlarda hayatımızdaki en popüler şey, yaptığımız her şeyi sanal ortamda paylaşmak. Olur olmaz her şeye...

Son zamanlarda hayatımızdaki en popüler şey, yaptığımız her şeyi sanal ortamda paylaşmak. Olur olmaz her şeye yer veriyoruz paylaşımlarımızda. Yediğimizden giydiğimize, doğum günlerinden partilere…

Sevinçlerimizi, mutluluklarımızı, başarılarımızı paylaşmak, en doğal hakkımız ve doğamızda bu var. Ama bu paylaşımların dozajı çok önemli.

Artık her gelişmeyi ve gündemi sanal ortamdan takip ediyoruz. Görüşmeden, birebir muhatap olmadan birbirimizin her şeyini biliyoruz. Çoğu zaman yaptığımız paylaşımlarla birbirimizi destekliyor ve yaşadığına ortak oluyoruz. Hani yüz yüze duyguları yakinen paylaşmak ayrı bir şey ve güzel olan da o. Ama günümüz şartlarında galiba yaşanılan hayatların getirdiği yoğunluk, insana bu fırsatı vermiyor çoğu zaman. Bu açıdan teknoloji aracılığı ile birbirimizi desteklemek, “Yanındayım” mesajı verebilmek güzel. Teknoloji, bir nimet böyle baktığımızda.

Ancak üzüldüğüm bir nokta, özellikle çocuklarla ilgili yapılan paylaşımlar. Ne olup bittiğinden haberi bile olmayan masumcuklar, büyüklerinin çoğu görece usulü yaptıkları paylaşımların baş aktörü oluyorlar. Bana çocukları bu kadar çok öne çıkarmak doğru gelmiyor. Siz ne düşünüyorsunuz, benimle aynı fikirde misiniz bilmiyorum.

Bir de sanal alemde yapılan paylaşımların kimlerle paylaşıldığı konusu var. Normalde her paylaşımı umuma açık olan biri, bir bakıyorsunuz engelleyivermiş sizi. Bir bakıyorsunuz, hiçbir paylaşımını göremiyorsunuz. Üstelik çoğu zaman yakınınız sandığınız kişiler bunu yapıyor…

İnsanlar, neden birbirini sanal ortamda engeller? Görülmek istemiyorsan paylaşma. Sana kalsın yaşadıkların değil mi?

*

Geleceği bugün inşa ediyoruz. TOAL ailesi olarak çok güzel bir etkinliğe imza atıyor okulumuz. Her öğretmen ve Okul Aile Birliği üyeleri adına ağaç dikimi yapılacak okul bahçesinde (bu yazıyı perşembe akşamı yazdığım için bu şekilde ifade ettim) yani her öğretmenin kendi adını üzerinde taşıyan dikili bir ağacı olacak. Heyecan verici aynı zamanda. Çok güzel bir etkinlik bu. Bu gibi çalışmaların yaygınlaşması ne güzel olur değil mi?

Sanal ortamda bir yazı gözüme ilişti -hatırladığım kadarıyla- diyordu ki: “Geleceğe iyi bir yatırım yapmak istiyorsanız ağaç dikin. Meyveyi seviyorsanız ağaç dikin. Yeşili seviyorsanız ağaç dikin. Hayvanları seviyorsanız ağaç dikin…” Ben de ilaveten diyorum ki; yarınları inşa etmek istiyorsanız ve çocuklarınızı seviyorsanız ağaç dikin. Yarın artık bugündür, geleceği bugünden inşa edin…

Bakmadan Geçme