Gündemde yine doğalgaz var
Ülkemizin genel gündeminde çok şey var ama bizim sınırlarımız biraz dar olduğu için ben, ilçe gündemi...
Ülkemizin genel gündeminde çok şey var ama bizim sınırlarımız biraz dar olduğu için ben, ilçe gündemi ile ilgili karalamaya devam edeceğim.
Malum, geçtiğimiz günlerde belediye meclisinde tartışılıp yanılmıyorsam bir oy farkla geçen 41 milyon TL’lik borçlanma konusunu gazetelerden okumuşsunuzdur. Başkan ve partili üyeleri, alınacak borcun Ödemiş’e harcanacağını belirtirken borcun alınmasına muhalefet edenler de türlü gerekçelerle bu kadar borç yükünün altına girmenin tehlikeli olduğunu ifade ediyorlar.
Bu yazımda bu tartışmanın tarafı olmayacağım ama beş yıl Ödemiş’ten uzaklaşmanın faydalı olacağını düşünüyorum çünkü her yer toz duman altında ve kısa vadede düzelmeyecek gibi.
Elbette Ödemiş’e güzel şeyler yapılsın… Elbette, sokaklarımız temiz ve kullanışlı olsun… Elbette kaldırımlarımız işgal edilmemiş olsun… Elbette otopark sorunu yaşamayalım ama…
Evet ama sayın başkanımızın kendisine tebrik için gelen ziyaretçilere önceki devirden kalan borç miktarını gösterdiğini unutmuyoruz. Buna göre kendisinin de aday olsun veya olmasın daha sonra gelecek başkanlara borç bırakmaması gerektiğini düşünüyorum. Bakın ikinci başkanlığının ilk altı ayında yayınlanan ziyaretçi haberlerine, hemen hepsinde borç miktarı söz konusu…
Neyse, biz belediyemizin hesap adamlarının bu konuda doğru karar vermesini diler, vatandaş ve hemşehri olarak kamu kaynaklarının ülkemizin her yerinde şeffaf ve sağlıklı harcanmasını isteriz.
Şehirde yaşayan bir vatandaş olarak neler istemeyiz ki!
Örneğin Birgi Çayı, doğudan akan çay ile birleştirilip Küçükavulcuk köyünün üstünden Ahrandı’ya doğru kaydırılsa… Gölcük’ün fazla suyu açılacak bir tünelle güneye de akıtılsa… Ahrandı altında birleştirilip oradan da Salı Pazarı ve Ulus Meydanı üzerinden tren yolu boyunca akması sağlansa… Çevresinde de yeşillikler olsa…
Hayali bile güzel değil mi!
Ama hayalden gerçeğe dönelim ve sokaklarımızda gezelim…
Ben başkan olsaydım ilk yapacağım işlerden biri, iki kişilik bir ekip oluşturup sürekli Ödemiş’in sokaklarında gezmelerini ve her türlü aksaklığı ilgili birimlere yazıyla bildirmelerini isterdim.
Sonra ise gelen bu yazılarla ilgilenir, gereğinin yapılıp yapılmadığını incelemek için gezinti yapardım. Gezerken de esnafın birer çayını içer, bir isteklerinin olup olmadığını sorardım ve göz ucuyla park, sokak ve caddelerin durumunu gözlemlerdim.
Köşe başlarını kimler tutmuş…
Kaldırımlar yayaların mı…
Yollarda çukurlar var mı…
Parklar temizleniyor mu…
Araçlar yollarda rahatlıkla ilerleyebiliyor mu…
Görüntü kirliliğine neden olan unsurlar göze batıyor mu…
Soru cümlelerinin sonuna soru işareti konur ama ben üç nokta koymayı tercih ettim…
Yani ‘sorular çok’ ve devam ediyor anlamında.
Hele bir de doğalgaz borularının nasıl döşendiğini yerinde inceler şartnameye uyulup uyulmadığını incelerdim.
Acaba çok hoyrat çalışıyorlar da evlerin önündeki elektrik ve su borularını patlatıyorlar mı diye teftiş ederdim.
Yolların kazılmasından sonra kilit taşları doğru bir şekilde mi döşeniyor yoksa gelişigüzel mi konuluyor bakardım.
Gezerken de projeler hakkında birinci ağızdan bilgiler verirdim.
Benim başkan olacağım falan yok da Birgi Çayı’nın Ödemiş içinden geçirilmesi gibi hayaller kuruyorum kendi kendime.
En iyisi mi tayin istemeli deniz kenarında bir sayfiye şehrine ve Ödemiş’e beş yıl uğramamalı! Beş yıl sonra şöyle bir gelip acaba hayallerim gerçekleşti ve doğalgaz borularının döşenmesi bitti mi diye kontrole gelmeli…
Neden olmasın!
Tabi bu arada gözün üstünde kaşın var diyerek tekme yemezsek!
Her şey bizim için…
Su da toprak da hava da…
Hatta kavga da aşk da…
Nar gibi kızarmak da…
Aşk odundan yanmak yerine
Utançtan olsa da…
NOT: Bu yazı, gazetemizin 5 Ekim 2016 tarihli sayısında yer almıştır.
Bakmadan Geçme