GÜMÜŞ İYONLARI

Kaldığımız yerden devam edelim, Ürün İçeriği: (Painless Night GLU) Altın Kırmızı Kore Gınceng* Saponin* Glukosamin* Gümüş...

Kaldığımız yerden devam edelim,

Ürün İçeriği: (Painless Night GLU)

  1. Altın Kırmızı Kore Gınceng*
  2. Saponin*
  3. Glukosamin*
  4. Gümüş iyonları*
  5. Germanyum,
  6. Kalsiyum,
  7. Magnezyum,
  8. Potasyum, gibi mineral ve elementlerin karışımıdır.

“Ceviz” ?

Gümüş İyonları, doğadaki en kuvvetli antibakteriyel madde olması ve insanlık tarihinde doğal antibiyotik olarak kullanılması sebebiyle bizler için çok değerlidir.

Beyin sağlığı ve fonksiyonlardaki önemli rolü ve de yaraların iyileşme sürecindeki katkısı açısından, doğanın bizlere sunduğu bir NİMETTİR!

Gümüş İyonları, doğadaki en kuvvetli anti bakteriyel madde olması ve insanlık tarihinde doğal antibiyotik olarak kullanılması sebebiyle bizler için çok değerlidir. Beyin sağlığı (nöronları harekete geçirerek, beyin sağlığının korunmasında en etkili maddedir) ve fonksiyonlarındaki önemli rolü ve de yaraların iyileşme sürecindeki katkısı açısından, doğanın bizlere sunduğu önemli bir NİMETTİR! Demiş,

“Ceviz” ? Şeklinde de yazımıza küçük bir not düşmüştük.

Bakalım ne demek istemişiz..!

“Eski dönemlerde sağlık problemlerinin çözümünde gümüş sıklıkla kullanılan bir şeydi.

Gümüşün faydaları Jül Sezar döneminden beri biliniyordu ve Romalılar, küçük gümüş parçacıklarını yanıkları, kesikleri ve yaraları tedavi etmek için; Grekler yani eski Yunanlılar ise Gümüşü su ve şarap kaplarını bakterilerden temizlemek için kullandılar.

14. yüzyıla geldiğimizde Kara Veba salgını Avrupa’da yaşayanların %25’ini katlederken, tek etkilenmeyenler Çingenelerdi. Bunun sebebi ise Çingenelerin gümüşü enjekte edilebilir hale dönüştürüp, damar yolu ile vücuda vermeleriydi.

Peki, gümüş hangi özelliğinden ötürü insanlar katledilirken, Çingeneleri vebadan dahi koruyabildi?

Gümüş iyonlarının en önemli özelliği, anti bakteriyel olmasıdır ve düşük toksik özelliğe sahip olduğundan dolayı, üzerinde mikroorganizmaların bağışıklık kazanamadıkları ağır bir metaldir.

Bunun yanında gümüş elementi, antibiyotik özelliği gösterir ve bakteriyel enfeksiyonlarda, yanıklarda, yaralarda, kronik ülserde kullanımı oldukça faydalıdır.

Gümüş elementi kolay reaksiyona girebilen bir metal olduğundan dolayı, zehri de hemen belli eder.

Eski dönemin Doktorları, gümüşün faydalarını biliyorlar ve hastalarına eğer sağlıklı olmak istiyorlarsa gümüş tabaklarda ve gümüş çatal, bıçak, kaşık kullanarak yemek yemelerini tavsiye ediyorlardı.

Zehirlenmek istemeyen devlet adamları da genellikle gümüşten imal edilmiş bardak, tabak, çatal vb. eşyaları kullanmaktaydılar.

Buraya Dikkat: Gümüş bunun yanında, 450 tür bakterinin DNA’sını bozarak yok edebilen tek elementtir. Ve düşünebiliyor musunuz gümüş vücutta bulunan sağlıklı hücrelerin hızlıca bölünerek çoğalmasını sağlayarak, günümüzde de halen görülen pek çok hastalığın yayılmasını engelleyebilen bir elementtir.

Peki, ne oldu da gümüş hayatımızdan çıkarıldı ya da adını sanını duymaz olduk?

İşte can alıcı soru bu?

Bu olayın çıkış noktası ta İkinci Dünya Savaşı dönemine kadar gitmektedir.

O dönem hastalıkların ve yaraların tedavisi için keşfedilen sentetik ilaçlara ve var olan düzene yenilmiştir. Yani Patentler konuşmaya başlamıştı;

Anlayacağınız gümüş doğada olduğu için patentlenemez, fakat eşdeğer görülen ilaç, ilaç firmaları tarafından üretildiği için patentlenebilirdi.

İşin özü bu!

Ve böylelikle içine doğduğumuz sistemin getirisi olarak gümüş, bir şekilde sentetik patentli ilaçlar öğütlenerek yenik düşürülüp unutturuldu.

Bu olayların arkasında, önünde yanında hangi aileler var, ve bunların hiçbir zaman neden ilaç kullanmalarına izin verilmedi, konumuz dışı olduğu için girmiyorum. (rica ediyorum araştırınız.)

Pek çok insan şu an için gümüş elementinin sonsuz faydalarından yararlanamıyor, çünkü bunlar bize ne anlatılıyor ne de kullanmamız konusunda bilgi veriliyor ne de teşvik ediliyor.

Aksine sürekli sentetik olarak üretilen ve patentlenmiş ilaçlar satılıyor. Bakalım insanoğlu, yani insanlık bu ilaçlara daha ne kadar dayanabilecek?

(Bazı noktalar Yazar E. Hazer den alıntıdır.)

Ve ne yazıktır ki; İÇERİSİNDE GÜMÜŞ İYONU BARINDIRAN TEK BESİN “CEVİZ”dir.

ANA FİKİR: Doğanın sana verdiği hizmetin bilincinde olmak ve gözünün önüne, ayağının dibine kadar geldiğinin farkına varmalısın. (Painless Night GLU)

Yarın kaldığımız yerden devam etmek üzere, şimdilik hoşça ve sağlıkla kalın inşallah…

Sevgiler

Bakmadan Geçme