Gülümse
İnsanın yüzüne en çok yakışan şeydir gülümseme. Soğuk bir havada çıkan güneş gibi bazen feri az...
İnsanın yüzüne en çok yakışan şeydir gülümseme.
Soğuk bir havada çıkan güneş gibi bazen feri az olsa da bazen yeterince ısınmadığımızı hissetmesek de hem ruhu hem yüzü aydınlatan bir durumdur bu.
Gülümseme, biraz da içimizdeki güzelliklerin naif ve hoş düşüncelerin yüze yansımasıdır.
İyi olanı, faydalı olanı, doğru ve güzel olanı meydana getirmek büyüyüp serpilmesini sağlamak her zaman zordur.
Uzun bir süreçte emek ister, çaba ister, sorumluluk duymayı, vicdan sahibi olmayı gerektirir.
Ekilmeyip nadasa bırakılmış tarlaları hepiniz birsiniz. Adını sanını duymadığınız, bilmediğiniz bir sürü ot kendiliğinden boy verir.
On yıl boş bıraksın tarlayı, on yıl boyunca o yabani otlar varlığını sürdürür. Yirmi yıl kalsa yirmi yıl, otuz yıl kalsa otuz yıl vardırlar.
Oysaki bu yıl tarlaya ektiğiniz patates, tarlayı gelecek yıl doldurmaz. Birkaç yıl sonra da tarlada patatesten eser kalmaz.
Birini var etmek için kendiliğinden yetişen yabani otları da temizleyip yetiştirmek istediğinizi güçlendirmek gerekir.
*
Az önce turistik bir ilçede çalışan bir görevlinin kaleminden bir yazı okudum.
Kayıp çocuklardan söz ediyordu. Kaybolan ve sonra da onların çabalarıyla ailelerine teslim edilen çocuklar.
Kendi vatandaşımız olan bir çocuk bulunduğunda ağlamaktan adını bile söylemekte zorlandığını söylüyor özetle. Nasıl davranacağını bilmemesinden.
Neden ağlar insan yahut çocuk?
Ağlamak, çaresizlik ve yoğun korkudan kaynaklanır. Son günlerde çokça bu türden olay yaşadık.
Bu olumsuz olaylarda kendi payımızı da mutlaka gözden geçirmeli ve yanlışlarımızı tamir etmeliyiz.
Biz, daha çok birbirimizi bir şekilde korkutmayı seviyoruz.
Ta çocukluktan başlıyoruz buna. Polisten korkutuyoruz, dişçiden, doktordan. Kendimiz durup “Bu sorunu nasıl çözebilirim?” demek yerine “Akşama baban gelsin, hesabını verirsin” gibi kolaycılığı tercih ediyoruz.
Davranışlarımız, en kolay öğrenilen şeylerdir gençler ve çocuklar tarafından.
Kendimizi olumlu ve olumsuz duygularımızı konuşarak ifade etmenin yolunu bulmak gerekiyor.
Yeryüzündeki sorunların iki temel nedeni vardır. O nedenlerden en önemli olanı da iletişimsizliktir. Bunu geliştirmek, var etmek de bugünden yarına bir iş değil elbette.
Korkunun yerine güven, nefretin yerini sevgi aldığında güzellikler şüphesiz ki çoğalacaktır.
Pek çok kişi bilir. Hafızasında yer etmiştir. Çocukların komşu annelere emanet edilip işe gidildiğini. Ve gözlerinin arkada kalmadığını.
Ki o dönemler, insanların birbirlerine daha çok sevgi ve güven duyduğu zamanlardı.
Bunu yitiriyor isek kabahatliyi uzaklarda aramamalıyız.
Bir tablodaki resmi muhteşem yapan şey, her biri basit bir fırça darbesidir.
Sevgi, dostluk ve umutla.
Bakmadan Geçme





