Gübre kullanımına dair
Topraktan değer üretmenin bu denli belirsiz olduğu, bu kadar verimli başka bir coğrafya yoktur sanırım yeryüzünde…...
Topraktan değer üretmenin bu denli belirsiz olduğu, bu kadar verimli başka bir coğrafya yoktur sanırım yeryüzünde…
Tarla, gübre, tohum, iş gücü, tarımsal mücadele, mekanizasyon, sulama, yem ve kredi gibi girdileri kullanarak yapılan tarımsal uğraşlar, bilimsel bir sistem ve kontrol içinde gitmiyor, planlanmıyor. Geriye çiftçiye belirsizlikler, tarım ürünlerini ve girdilerini pazarlayanlara tatlı su kurnazlıkları, tüketiciye de ucuza üretilen, güvenliği şüpheli ve göreceli pahalı pazar kalıyor…
Tarımsal üretim sırasındaki harcamaları yani girdi kullanımını, güncel bilimsel istatistikler ışığında ayrıntılarını hatırlayarak başlayalım. Yıllardır çok canlar yakan patatesin üretim maliyetine bakalım:
Öncelikle, patatesin gelecekte tahılgiller gibi, pamuk gibi insan yaşamının stratejik ürünleriden biri olduğunu bilinmeli. Sonra dünya patates üretimindeki 13. sırası ile önemli tarım ülkelerinden biri olduğumuzun da altı çizilmeli. Yıllara göre değişmekle birlikte 5.5 – 6 milyon ton civarındaki patates üretiminin, 3 milyon ton iç tüketimi var…
Ortalama değerler üzerinden birim patatesin üretim maliyetini %27 tarla kirası ya da amortismanını, %25 tohumluk yumru, % 15 iş gücü, % 10 gübre, % 8 sulama, % 7 makine ve akaryakıt, % 4 kredi ve % 3 tarımsal mücadele giderleri oluşturuyor. Dekardan alınan verim ile değişmek üzere yukarıdaki ortalama paylardan gerçekçi fiyatlarla bir kilogram patatesin üretim maliyeti 50–60 kuruş dolayında…
Adana, Ödemiş, Afyon başlayıp İç Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz bölgeleri ile devam eden patatesin sökümünden sonra önemli bir kısmı büyük üretici olan tüccarlara “Parası ne zaman gelir?”, hatta “Gelir mi gelmez mi” satış fiyatları ise; genelde 15-25 kuruş arasında…
Hadi bakalım, Türkiye’de küçük-orta ölçekte çiftçi olun da Adana’da, Ödemiş’te, Afyon’da, Niğde’de, Nevşehir’de, Bitlis’te, Bolu’da, Sakarya’da yani ülkenin en özel ekosistemlerinde, topraklarında patates üretin, sonra geleceğinize güvenle bakın…
Üç yıl önce üretici, tarladan 1,00 TL’ye patatesini sattığında, hipermarketlerde 5.00 TL tüketiciye ulaşınca, stok takibinden, üretim planlamasına kadar bir dizi veryansınlar yapılmıştı. Süt krizinde de, kısa süre önce benzer yakarışlar, ardından popülist ve geçici çözümler…
Patates bitkisel üretimin, süt ise hayvansal üretimin iki güzel örneği topraklarımızda. Tekrar eden ve kalıcı çözüm bulunamayan sorunlarıyla da Türk tarımın içinde bulunduğu duruma da örnek aynı zamanda. Yazık ki gerek bitkisel, gerek hayvansal, gerekse su ürünlerin de benzer bulanık, sisli hava hâkim üretimleri adına…
Oysa Anadolu gibi özel tarım havzalarını içeren cennet coğrafyada üretmenin asıl derdi, yukarıda saydığım tarımsal girdileri, fayda-maliyet analiziyle, insan ve çevre sağlığı odaklı nasıl sürdürülebilir kullanımı olmalıydı…
Tarımda önemli tarımsal girdilerden biri olan gübreyi biraz açalım örneğin…
Gübreleme, Türkiye GSYİH’dan %12 pay alan tarım sektörünün, verimlilik değerlerinin 1/3 oranında artmasını sağlıyor. 40 milyon hektara yakın tarım alanlarımızda 5 milyon tona yakın gübre kullanılıyor ve 1,6 milyon ton gübreyi de dövizle ithal ediyoruz…
Buna karşın gübre kullanıcılarının % 40’ı, gübre çeşidini, kullanım zamanını ve miktarını, herhangi bilimsel veriye, analize dayandırmaksızın, kendi tecrübeleriyle uyguluyor. Ve gübre kullanıcılarının %80 ‘i, gübreleme tabanlı hiç bir eğitim almamışlar…
Olayı biraz daha yerele indirgeyip Küçük Menderes Havzası’nın önemli üretim alanlarını içeren Ödemiş’e indirgersek durum biraz daha iyi anlaşılır:
Dekarda ortama 105 kilogram civarı gübre kullanan Ödemiş’teki mısır ve patatesin üreticileri, bir zamanlar çalışan (!) tahlil laboratuarında topraklarının ancak %1’ini tahlil ettirmişler…
Ürünlere göre hesaplamalarla, kullanılması gereken saf makro besin maddelerinden; Azot’un üç katı, Fosfor’un iki kat fazlasına gereksiz harcama yapmışız…
Oysa tarım ürünlerinde direnç, kuru madde ve tat kaynağı, patatesin en gerekli elementi Potasyum’u ise, kullanılması gerekenin beşte biri oranında kullanmışız…
Ödemiş toprakları için en fakir makro elementi Kalsiyum’un ise ancak kırkta birinin kullanıldığını, rakamlarda söylüyor, bitkilerin genel durumu da…
Yanlış, eksik ya da fazla uygulanan, uygun fenolojik dönem denk getirelemeyen gübreler, %35 ithal edilip, ülke tarımsal hasılasına ve verime % 35 katkı beklerken, toprağa, suya ve tarımın sürdürebilirliğinde zarara dönüşüveriyor…
Önümüzdeki pazartesiyi tarımda girdi kullanımını zirai ilaçlar verileri ile değerlendireceğiz…
Ürününüz ve şansınız bol olsun…