Gözyaşına dokunmak
Duymak başka şeydir, dinlemek başka bir şey. Tıpkı görmek ile bakmanın aynı olmadığı gibi. 'Ağlasam sesimi...
Duymak başka şeydir, dinlemek başka bir şey. Tıpkı görmek ile bakmanın aynı olmadığı gibi.
“Ağlasam sesimi duyar mısınız
Mısralarımda
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma
Ellerinizle…”
Orhan Veli KANIK, Anlatamıyorum adlı şiirinde böyle der.
Mısralarda ağlama sesi duymak…
Gözyaşına dokunabilmek sözcüklerde.
Çokluk duymuyor insanlar. Çokluk dokunmuyor.
Duymayınca dokunmayınca bilmiyor. Bilmeyince anlamıyor. Ve yabancılaşıyor her geçen gün insanlar birbirine. Uzaklık arttıkça birbirimize verdiğimiz değer de azalıyor. Gün oluyor bir eşyadan farkımız kalmıyor birbirimiz için.
Oysa tohum,
Toprağa dokununca çoğalır.
Su toprağa değince toprak çoğalır.. Güneş insana değse ısınır, güzelleşir.
Dokunmak sevgiyle ve içtenlikle yapılıyorsa her şeye değer katar. Her şeyi tek ve özel yapar.
Böyle dokunuşlar yıpratmaz insanı.
İncitmez.
Kırmaz.
Azaltmaz.
Yaşam bir öğretiler dizgesidir aslında. İnsan duyduklarını unutur da dokunduklarını unutmaz. Sardığı bir yarayı, okşadığı bir başı, göz yaşını sildiği bir yanağı..
Anlatamıyorum şiiriyle bitirelim.
Bir garip Orhan Veli’yi de sevgi ve özlemle yad edelim.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
SEVGİ, DOSTLUK VE UMUTLA.
Bakmadan Geçme





