Gök kubbede hoş bir seda bırakmak

Gün gelir hayatımız normal seyreder, gün gelir şaşkınlıkla bakarız hayata. Gün gelir acı ve tatlı sürprizler...

Gün gelir hayatımız normal seyreder, gün gelir şaşkınlıkla bakarız hayata. Gün gelir acı ve tatlı sürprizler karşılar bizi. Önceki gün ziyaretime gelerek mutlu olmamı sağlayan can dostum, Torbalı’dan emekli öğretmen, İl Genel Meclisi’nde çalışma arkadaşım Bahattin Karaca’yı çevremizi tanıtmak adına Birgi’ye gezmeye götürdüm.

Birgi, tarihsel ve kültürel dokusu ve inanç turizmi merkezi olması hasebiyle ziyaretçileri 5000 yıl öncesine götüren gizemli bir beldemizdir. Bir zamanlar Aydınoğulları Beyliği’ne başkentlik yapan zengin bir kültür ve o kadar da etkileyici bir coğrafyaya sahip. Bozdağ’ın güney eteklerine dokuz kilometre uzaklıkta bulunan şirin bir yerleşim birimidir. Lidya, Pers, Bergama krallıklarının, Roma ve Bizans imparatorluklarının egemenliğinde kalmıştır. 1308 yılında Aydınoğulları Beyliği ile başlayan Türk egemenliğiyle sonrasında Osmanlı uygarlığı, Birgi’nin tarihi ve kültürel kimliğini oluşturmuştur.

Bu döneme ait mimarlık mirasının günümüze kadar taşınmasında büyük emeği olan Cumhur Şener ile Birgi’nin tarihi atmosferinde tesadüfen karşılaştık. Şener, bize Birgi ile ilgili ayrıntılı bilgiler sundu. Kendisi, 1989 yılında Birgi Belediye Meclisi üyeliği ve ardından 2004-2014 yılları arası Birgi Belediye Başkanlığı yapmış, Birgi’yi çok iyi koklayan değerli bir şahsiyettir ve Birgi sevdalısıdır. Hizmet aşkı ile dolu bir anlayışla bizi Birgi’nin en ücra köşelerine kadar götürerek tanıtım yaptı. “Birgi, benim evladım gibidir” ifadesini söylerken gözlerindeki o mutluluğu kelimelerle ifade edemiyorum.

Birgi’yi dokusunda sadık kalarak ulusal ve uluslararası projelerle restore ettirip 5000 yıl öncesinin tarihsel dokusunu gelen ziyaretçilerin hissetmesini sağlamıştır. Her gittiğimiz noktada yöre halkı tarafından sevgi ile karşılanıp kucaklanmaktadır. İnsanlar, adeta sevgi ve saygılarını sunmak için sıraya girmektedirler. Bu manzara karşısında hepimizin gözleri doldu ve tüylerimiz adeta diken diken oldu.

Malını mülkünü tekrar kaybedebilirsin ama onları tekrar kazanmak mümkündür. İtibarını kaybetmek, çok daha acıdır. ‘Gönüllerin sultanı olmak’ diye bir tabir vardır. Bunu Cumhur Şener Başkan’ın halkta olan karşılığında gördüm. Zenginliğin ölçüsünün para, pul ve mevki olmadığını; gönülleri fethetmek olduğunu öğrendim. Kısacası bir gün bu dünyadan çekip gideceğiz ama gök kubbede hoş bir seda bırakmak, gelecek nesillerin feyiz almasını sağlamak da hepimizin hedefi olmalıdır.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar…

Bakmadan Geçme