Gerçeğini arayan dünya
Ne çok değişiyor hayat. Her gün yeni bir yüzle karşılıyor bizi ve farklı bir şekilde sınıyor...
Ne çok değişiyor hayat. Her gün yeni bir yüzle karşılıyor bizi ve farklı bir şekilde sınıyor bizleri. Değişenlerle birlikte hayatı algılayışımız ve hayata bakışımız da değişiyor.
Gönül sularımız dalgalandıkça, sınır çizilemeyen hayallerimiz de biçim değiştiriyor. Bir bakıyorsun uçuyorsun tüysüz, kanatsız. Ooo… Bulutların üstünden bakıyorsun her ne varsa hayatına dair, hepsine. Tutsun seni tutabilen, tutabilene aşk olsun…
Bir bakıyorsun yerle yeksan olmuşsun, saçılmış umut kırıkları, toplamaya mecalin yok. Eee… İşte zoru o oluyor haliyle. Toparla toparlayabilirsen. Neresinden tutacağını bilemiyorsun hayatın. Zira neresinden tutsan elinde kalacak gibi…
Kimi zaman da o kadar bunalıyorsun ki; “bırak inceldiği yerden kopsun, ne olacaksa olsun” deyiveriyorsun. Koptuktan sonra ne olacağını öngöremesen de…
İnsan, hayatı boyunca bir şeylerin ardından koşturuyor da sonunda kısmeti, nasibi neyse ondan öteye geçemiyor. Kendini paralıyor ama dönüp bir bakıyor ki masallardaki gibi “bir arpa boyu yol gitmiş.” Bir arpa boyu yolu küçümsüyor ve kendi içinde küçülüyor. Bunu yaşadığı, daha doğrusu hissettiği an da kırılma anı oluyor ve hayat, anlamını yitiriveriyor.
İnsanı yücelten de küçülten de kendisi değil midir? Önce insan kendini tamamlayıp, kendisiyle barışık olup sonra dışarıya yansıtmıyor mu bunu? O yansıttığıyla bir algı oluşturmuyor mu? İnikas. Etki – tepki. Ne derseniz? Özgüveni yüksek ama alçakgönüllü, bilen ama bildiğiyle tepeden bakmayan bireylerin algılattığı imaj da farklı oluyor. Duygu ve düşünceler abartılıp azaltılmadan, doğal haliyle ortaya konulduğunda iç huzur ve öz saygının varlığını da hissettiriyor haliyle.
Yani aslında “ben”i ben yansıtıyorum karşıya ve karşıdakinin gözünde bana dair algısının oluşmasına yine ben sebebiyet veriyorum. Değer bilirlik, yansıtılıp kazanılıyor. İç dinamiğimiz ne kadar sağlamsa o kadar az oluyor can kırıklarımız. Kendimizle olan serüvenimiz, yolculuğumuz ne kadar sağlam zeminde ise dışarıdan geleceklere de o kadar dirayetli oluyor ve etkisi de o derecede oluyor çünkü dış dünya, bize göre şekilleniyor…
gerçeğini yitirdi onu arıyor dünya…
yollar değişti
yollarda yürüyen insanlar…
yıllar değişti
yıllara rengini veren olaylar…
aktı su misali zaman
algılar değişti…
sarılmak lüks
samimiyet sakıncalı
tedbir elzem oldu.
Uzaktan, uzaktan, uzaktan…
hayatımızda her şey uzaktan
ve
en popüler kavram
hep uzaktan…
gerçeğini yitirdi onu arıyor dünya…
Bakmadan Geçme





