Gençlerle açık açık

Geçen hafta da söz ettiğim gibi sizlere bir yazı dizisi hazırladım. Adım adım madde bağımlılığı ile...

Geçen hafta da söz ettiğim gibi sizlere bir yazı dizisi hazırladım. Adım adım madde bağımlılığı ile ilgili olarak alt başlıkları açıklayacağım. Bir önceki yazıda madde ve bağımlılık kavramları ayrıca

tolerans ve yoksunluktan söz etmiştik. Bu hafta da nedenleri üzerine

odaklanacağız.

Madde bağımlılığının kesin ve net bir nedeni yoktur. Aksine birçok nedenleri vardır. Bu nedenler kişinin ihtiyaçları doğrultusunda değişir. Kimi zaman sadece merak duygusudur. Kimi zaman ise hayatın getirdiği zorluklardan kaçınmak için başvurulan bir kaçış yöntemidir.

Başlama nedeni ve gelişim sürecinin nedenleri, yaş gruplarına göre de değişir. Ayrıca ergenlikte madde kullanımı, yetişkinlik süreci kullanımın yordayıcısıdır.

Ergenlik dönemindeki kişiler, bireysel kimlik oluşturma çabası içerisindedirler. Sosyal ve bilişsel olarak birçok şeyi yerine getirmeye çalışırlar. Bu süreçte madde kullanımı, deneyebilecekleri yöntemlerden biri olur. Çünkü madde kullanımı, ergenlik dönemindeki kişiler için bağımsızlık ve yetişkinliği temsil eder. Fakat işler planlanılan gibi olmaz. Madde, hayatta bir ayrıcalık ya da kolaylık sağlamaktan çok zorluk çıkarır. Sonucunda yaşıtlarından geri kalır ve anlaşılmadıklarını hissederler. Bu anlaşılamama, yerini zamanla yalnızlığa bırakır ve yalnız kalan genç maddeye daha da yakınlaşır. Böylece bu süreç, döngüsel olarak devam eder. Fakat yine de başlık başlık belirtmek gerekirse madde kullanım nedenlerini; ebeveynlere bağlı etkenler, bireyin kendine bağlı etkenler, arkadaş grubuna bağlı

etkenler, toplumsal- sosyal ve kültürel etkenler ve biyolojik etkenler olarak verilebilir.

Ebeveynlere bağlı etkenler: Çocukluk döneminde anne babasından yeterince sevgi görmemiş ya da istenmemiş ve reddedilmiş gençler, sevgi ihtiyaçlarını madde kullanımı ile gidermeye çalışırlar. Ayrıca evdeki çocuklar üzerinde var olan dominant bir tutum ya da bu durumun tam

tersi aşırı esnek tutumlar, bağımlılığa yatkınlık geliştirten durumlardır. Ek olarak ebeveyn ve ergen arasındaki iletişimin kalitesi de bu konuda oldukça geniş bir öneme sahiptir.

Bireyin kendine bağlı etkenler: Bireysel nedenler, değişkenlik gösterir. Kimi zaman merak, kimi zaman farklı olma çabası. Bazen akademik başarısızlıklar. Fakat yapılan çalışmalar şunu gösteriyor ki; olumsuz duygu durumuna sahip, dürtüselliği yüksek ve tehlikeli olaylara yatkınlığı olan kişilerde madde bağımlılığı daha yüksek oranda seyrediyor.

Arkadaş grubuna bağlı etkenler: Ergenlik dönenimdeki arkadaşlıklar hayata karşı bir tutum oluşturmada etkili olan arkadaşlıklardır. Özellikle ergenin ailesi olan ilişkileri sağlıklı değilse, arkadaşları ile kurduğu bağ daha da önem kazanır. Ayrıca arkadaş grubunun maddeye

karşı olumlu bir tutumu varsa, ergen de grup dışında kalmamak adına gruba uyum davranışları göstermesi oldukça olasıdır.

Toplumsal etkenler: Toplumun her kesiminden olduğu gibi, özellikle düşük gelire sahip kesiminde kullanım oranı yüksektir. Ayrıca işlenen suç açısında incelendiğinde, suç oranı yüksek toplumlarda bağımlılık oranı da yüksek olur.

Biyolojik etkenler baktığımız da ise genetik bir yatkınlığın olduğu ve kişide var olan nöropsikolojik etkenlerin de bağımlılık konusunda etkili olduğu, yapılan çalışmalarca ortaya konulmuş bir gerçektir.

Haftaya farklı bir alt başlıkta görüşmek üzere… Bilinçli ve farkındalığı yüksek günler dilerim.

Bakmadan Geçme