Gençler ve gelecek

2,5 milyon öğrencinin yarıştığı üniversite sınavlarının sonuçları, geçtiğimiz hafta açıklandı.

Kısaca YKS denilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda bilindiği gibi iki aşama var. Bu yıl iki sınav da hiç ara vermeden iki gün üst üste yapıldığı için öğrenciler, hazırlık aşamasında çok zorlandılar. Özetle öğrenciler, öğrenim hayatları boyunca öğrendikleri bütün bilgilerden sınava girdiler.

Geçtiğimiz yıllarda sınava iyi hazırlanamayan ve doğal olarak iyi puan alamayan öğrenciler, doğrudan ‘başaramadım’ demek yerine ‘kaydırma yapmışım’ derlerdi.

Bu ‘kaydırma yapmışım’ bahanesi ailelerden tarafından da benimsenmiş, “Bizim çocuk kaydırma yapmasa iyi yerleri kazanacaktı” savunmasına dönüşmüştü.

Şimdilerde de ‘mezuna kalma’ demimi ortaya çıktı.

Öğrenci, eğer iyi puan alamamış veya gelecek yıl bir kez daha denemek istiyorsa, “Bizim çocuk mezuna kalacak” cümlesini sık sık duyar olduk.

Eğer gerçekten çalışacak ve puanını yükseltecekse bu durum anlaşılabilir ama yerleşebileceği bir program (okul) varken bir kez daha denemenin de riskleri olduğunu unutmamak gerekir.

Neyse; tercihler farklı olabilir, saygı duymak gerekir.

Konuyla ilgili çıkan haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla sınavın ilk aşaması olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) ile sayısal, sözel ve eşit ağırlık puan türlerinden birer, yabancı dilden ise beş aday 500 tam puan alarak birinci olmuş.

Yani sekiz öğrenci, bir alanda bütün soruları yapıp 500 tam puan almış.

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından hazırlanan 2019-YKS sonuçlarına ilişkin sayısal bilgilere göre, ilk aşama olan TYT’ye 2 milyon 390 bin 491’i sınava katılmış.

İkinci aşama olan Alan Yeterlilik Testi’ne (AYT) de 1 milyon 880 bin, Yabancı Dil Testi’ne (YDT) de 113 bin 956’sı sınava girmiş.

TYT’ye katılan adaylardan yüzde 75’i, barajı geçerek 150 veya üzerinde puan almış.

AYT’nin sayısal puan türünde ise adayların yüzde 40’ı, barajı geçerek 180 ve üzerinde puan alırken sözelde yüzde 75’i, eşit ağırlıkta da yüzde 57’si barajı geçmiş.

Ortalama soru yapma oranı da ilginç sonuçlar ortaya çıkarmış: “TYT’de Türkçe 40 soruda 15 ortalama, sosyal bilimler 20 soruda 7 ortalama, temel matematik 40 soruda 6 ortalama, fen bilimleri 20 soruda 3 ortalama.”

AYT’ye giren 1 milyon 880 bin 711 adayın ortalama net sayıları da şu şekilde: “Türk dili ve edebiyatı 24 soruda 5 ortalama, tarih-1 10 soruda 2 ortalama, coğrafya-1 6 soruda 2 ortalama, tarih-2 11 soruda 2 ortalama, coğrafya-2 11 soruda 3 ortalama, felsefe grubu testinde 12 soruda 2,5 ortalama, din kültürü ve ahlak bilgisi veya ek felsefe grubu testinde 6 soruda ortalama 1, matematik 40 soruda ortalama 5, fizik 14 soruda 1 ortalama, kimya 13 soruda 1 ortalama, biyoloji 13 soruda 1 ortalama.”

Özetle, bu tablonun eğitim sistemi ve öğrencilerimiz açısından başarılı sayılamayacağını söyleyebiliriz.

Şimdi genel anlamda bir değerlendirme yaparsak 25 milyon öğrencinin içinden yaklaşık 200 bini şöyle ya da böyle bir yerlere yerleşecek.

Kimi, neresi olursa olsun gitmek isteyecek kimi de şansını gelecek yıl bir kez daha deneyip daha iyi okullara girmenin yollarını arayacak.

Gençler sudan çıkmış balık gibiler: Okul bilmiyorlar, program bilmiyorlar, meslekleri tanımıyorlar, en önemlisi de kendilerini tanımıyorlar.

Yani “Ben bir okula kaydolacağım ama sonuçta ne olacağım?” sorusunun yanıtı havada kalıyor.

Durum böyle olunca bir iki yıl sonra girdikleri okulları beğenmeyip yeniden sınava girip okul değiştirmenin peşinde olabiliyorlar.

Bu konuda rehberlik servisleri ve öğretmenlerinden yardım alınması gerektiğini düşünüyorum. Aileler yönlendirici olmalı ama kesinlikle zorlayıcı olmamalılar.

Bu konuda yazılacak çok şey var ama her işte olduğu gibi bu konuda da bilinçli olmak çok önemli.

Her mezun olanın iş bulamadığı bir dünyada yaşıyoruz. Diploma ile birlikte kişisel beceriler ve sosyal ilişkiler öne çıkıyor.

Yarın tercih dönemi başlıyor. Gençler ve aileler, önümüzdeki pazartesi gününe kadar tercih yapacaklar. Muhtemelen iki hafta sonra da yerleştirmeler açıklanacak.

Herkesin ‘gönlüne göre’ olması dileğiyle.