Geleceğimizin teminatı evlatlarımız

“Küçük hanımlar, küçük beyler! Siz hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa...

“Küçük hanımlar, küçük beyler! Siz hepiniz; geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizden çok şey bekliyoruz.”

Geleceğimiz teminatı olan evlatlarımızın ilim ve irfan yuvalarında eğitim öğretimin ışığıyla iyi bir eğitim alıp vatanına ve milletine karşı iyi bir birey olarak yetiştirilebilmesi ve kendi kişisel gelişimini en iyi bir şekilde tamamlayabilmesi için anne ve babalarımıza büyük görevler düşmektedir. Kuşkusuz ki Ata’mızın yukarıdaki sözünden de anlaşılacağı üzere büyük önderimiz de gençlere çok büyük önem vermiş, gençlerin geleceğimizin teminatı olduğunu ve bütün ümidinin gençlikte olduğunu söylemiştir. Gençlerimize 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı armağan etmiş ve doğum tarihini soranlara “19 Mayıs, benim doğum günüm” demiştir. Ata’mızın bu sözünden de gençliğe verdiği önemi çok iyi anlıyoruz. Geleceklerini inşa etme adına eğitim basamaklarını yavaş yavaş ve emin adımlarla çıkmaya çalışıyorlar ve bu yolda karşılaştıkları zorluklar onları yıldırmıyor, aksine kuvvetlendiriyor. Kendi ayakları üzerinde durmayı, zorluklarla başa çıkmayı ve artık bireysel kararlar almayı öğreniyorlar.

İşte Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde öğrenim gören aile dostumun oğlu, torunum gibi sevdiğim, yaz aylarında çalışma arkadaşım Egehan İsmet Akçam ile sohbet ettiğimizde, Akçam öğrencilerin sorunlarını bana anlatmaya başladığında pür dikkat dinlemeye başladım. “Adnan Amca; toplumumuzda hiç beğenmediğim, değişmesini can-ı gönülden istediğim ama benim ve gençlerin değişeceğinden hiç umudumuz olmayan bu zihniyetin adı fırsatçılık zihniyetidir. Örneğin ülkemizde bir deprem görülsün, evler fahiş fiyatlara satılmaya ve kiralanmaya çalışıyor. Hala içinde bulunduğumuz pandemi döneminin başlarında bir şişe kolonya 50 TL’ye, tek kullanımlık maskeler 30 liraya kadar fırsatçılık yaparak satıldı. Askerler ve biz öğrenciler, esnaf ve okul veya askeriye bölgesindeki halk tarafından bir gelir kapısı olarak görülmeye devam ettikçe zihniyetimiz ve ülkemiz, hiçbir zaman istenilen düzeye gelmeyecektir. Elbette bizim gelir kapısı olarak görülmemiz, biz öğrencileri çok üzmektedir. Biz öğrencileri bugün gelir kapısı olarak görenler; örneğin yarın çalıştığımız hastanelere gelip bizden muayene olmak isteyecekler, çalıştığımız bankalara gelip yatırımları hakkında bilgi alacaklar, en değerli varlıkları olan evlatlarını bugünün öğrencileri, yarının öğretmenleri olan bize emanet edeceklerdir.

Adnan Amca, bu konuda size sayısız örnek sunabilirim ancak uzun lafın kısası bu fırsatçılık zihniyeti değişmedikçe öğrencilere karşı olumsuz ve asılsız bulunan kişilerin dedikleri de bizlerin umurunda olmayacaktır çünkü saygı kazanılan değil, hak edilen bir şeydir. Biz öğrenciler olarak aslında sayısız zorlukla mücadele ediyoruz. Atalarımızın da dediği gibi davulun sesi uzaktan hoş geliyor. En büyük sorunlarımız; fahiş ev kiraları, ulaşım, beslenme, kaprisli hocalarla uğraşmak vb. şeyler. Birçok sorunumuz var ama en büyük sorun, okuldan mezun olduktan sonra başlıyor.  Bazı esnaf çocuklarının babası devlete gelir göstermediği için onlara burs çıkarken aylık gelirleri asgari ücretin biraz üzerinde veya denk olan ailenin çocuğuna burs çıkmamaktadır. Bu ailelerin çocukları, son çare olarak devletin verdiği faizli geri ödemeli öğrenim kredisi almaktadır. Dört yıllık bir lisans programından mezun olduğunda bugün için 40-50 bin lira arasında değişen borçla karşı karşıya kalıyorlar. Oysaki tüm öğrencilerin öğrenim kredisi borcu, vergisi silinen şirketlerin silinen vergileri yanında çok cüzi bir rakam. Biz gençlerin bizi yönetenlerden, hükümetimizden en büyük isteği, sorunlarımızın farkında olmalarıdır.”

Yok olmuş bir imparatorluk üzerine devlet kuran devletimizin ve cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ümüz, ülkemizin geleceğini Türk gençlerine armağan ederek gençlere verdiği değeri vurgulamıştır. Elbette ki gençlerin heyecanı, ak saçlıların tecrübesiyle harmanlanırsa ülkemizin Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine geleceğine inanıyorum. İşte Atatürk’ün getirdiği demokrasi sayesinde düşüncelerini özgürce söyleyen Türk kültürünün örf ve adetleri, saygısı ve mütevaziliği ile kaynaşan genç evladımız Egehan İsmet Akçam’a teşekkür ediyor, her şeyin gönlünce olmasını diliyorum.

Bakmadan Geçme