Geçen yüzyılın destanı: Kuvayı Milliye

'Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar korkak, cesur, cahil, hakîm ve çocukturlar...

“Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, cahil, hakîm ve çocukturlar ve kahreden yaratan ki onlardır, destanımızda yalnız onların maceraları vardır.”

Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı kitabı, üstteki dizelerle başlar ve yine aynı dizelerle sona erer.

Tarih bilgileri, bize Birinci Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle ayrılan Osmanlı Devleti’nin Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Anadolu’nun işgal edilmesine karşı tepkisiz kaldığını anlatıyor. Ya da tepki gösteremediğini…

Antlaşmanın ardından Osmanlı orduları ‘terhis’ edilince ortaya çıkan askeri boşluk, halkın işgallere karşı kendiliğinden mücadele etme gerekliliğini ortaya koyar. Kuvayı Milliye (Milli Kuvvetler) birlikleri adı verilen bu güçler, işgalci orduları yıpratmak ve yavaşlatmak için mücadeleye başlarlar. Halk tarafından kurulan bu kuvvetlerin eylemlerine Kuvayı Milliye Hareketi denilir. Kuvayı Milliye Hareketi’nin Kurtuluş Savaşı açısından çok önemli bir anlamı vardır. Hareket, yurdun düşman işgalinden kurtarılmasında büyük rol oynamıştır.

Kuvayı Milliye Destanı, 1939-41 yılları arasında İstanbul, Çankırı ve Bursa hapishanelerinde yazılmıştır. Bir başlangıç ve sekiz bölümden oluşur. Her bölümde savaşa ait bir hikâye anlatılır. Hikayeleri anlatılanlar, çoğunluk savaşın isimsiz kahramanlarıdır. Toplumun çeşitli kesimlerinden seçilmiş tipler yoluyla ülkenin genel görünümü de sergilenmiş olur. Anlatımı da hikaye tekniğine uygun olarak yumuşak, uyakların sağladığı neredeyse görülmeyen bir uyum egemendir. Tarihsel bilgiler, istatistik sayılar, araç-gereç listeleri ve coğrafya bilgileri bile metnin şiir olma özelliğini bozmaz:

“Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu / Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki / şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu / ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, / birdenbire beş adım sağında onu gördü. / Paşalar onun arkasındaydılar. / O, saati sordu. / Paşalar “Üç” dediler. / Sarışın bir kurda benziyordu. / Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. / Yürüdü uçurumun başına kadar, / eğildi, durdu. / Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak / ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak / Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı”

Ödemişli bakan ve yazar Alev Coşkun, ‘En Uzun On Beş Gün’ adlı kitabında İzmir’in işgal edildiği 15 Mayıs 1919’dan sonra yaşanan en uzun 15 günü, Kuvayı Milliye’nin sancılı doğum günlerini gün gün anlatır.

“Yurtseverlerin bıçak sırtında soluklarını kestiği zaman dilimidir. Ne olduysa 16’ncı günde oldu.”

**

Cuma akşamı, senaryosu Hasan Özaşlamacı tarafından yazılan, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılı dolayısı ile Türkiye’nin birçok ilinde sahnelenen EMANET adlı tiyatro oyunu izledik.

İlk gösterimi Kırşehir’de yapılan oyunun 19 Mayıs’ın 100’üncü yılı anısına sahnelenmesi önemlidir.

Atatürk’ün Samsun’a çıkışını ve Kurtuluş Savaşı’nı oyunlaştırarak sahneye koyan Hasat Tiyatro oyuncuları, salonu ağzına kadar dolduran Ödemişli izleyicilerden bol bol alkış aldı.

Oyun, ‘didaktik’ sayılabilecek bir öğretici metin halinde izleyiciye sunulurken Kurtuluş Savaşı’nın önemli isimleri, olayları ve Atatürk’ün önemli sözleri zaman zaman alkış aldı.

Söyleyenlerin adlarını hatırlayamayacağım ama arada gitar eşliğinde canlı seslendirilen türküler de iyi seçilmişti.

**

Kuvayı Milliye’nin kuruluşu, Ödemiş ile özdeştir. Hatta ilk kıvılcımlarının bugünkü İlkkurşun köyü bölgesinde çakıldığını da söyler tarihçiler.

Bu yıl, 19 Mayıs’ın ve Kuvayı Milliye ordusunun kuruluşunun 100’üncü yılı.

Ben, İlkkurşun köyü girişindeki İlkkurşun anıtının bulunduğu tepenin açık hava müzesine dönüştürülmesi gerektiğini ve Ödemiş’in Kuvayı Milliye’ye sahip çıkması gerektiğini çok yazdım çizdim ama bunca yıl birileri çıkıp da “Evet ya, yapalım bu işi” diyen olmadı ne yazık ki!

Bu yıl, geçtiğimiz yıllara göre konuyla bağlantılı daha çok etkinlik yapıldı. Mayıs ayı sonunda köy meydanında yapılan etkinlik de bunlardan biri idi.

Bir aksilik olmazsa Ödemiş Belediyesi ve Kent Konseyi işbirliği ile 24 Aralık tarihinde “Kuvayı Milliye Destanı” adlı tek kişilik oyunu liseli öğrencilerimizle buluşturacağız. Ve oyuna gelen öğrencilerimize ‘Gençler için NUTUK’ ile Nazım Hikmet’in ‘Kuvayı Milliye’ kitaplarını armağan edeceğiz.

Kitaplara sponsor olmak isterseniz haberleşelim.

Bakmadan Geçme