Farklı bir güne
Şöyle alsanız düşlerinizi yanınıza, koyulsanız yola. Yolunuzu düşürseniz tarihi bir beldeye. Arşınlarken sokakları ve tarihi geçmişi...
Şöyle alsanız düşlerinizi yanınıza, koyulsanız yola. Yolunuzu düşürseniz tarihi bir beldeye. Arşınlarken sokakları ve tarihi geçmişi solusanız her adımda. Geçmişin izlerini, yaşanmışlıklarını toplasanız her ayrıntıda. Eskimiş bir evin duvarında direnen kalem işlerinde kullanılan renklerin cazibesine kapılıp orada yaşayanlara dair kurgulara kapı aralasanız usulca.
Hatta her sokak köşesinde durup eskiyi yeniye adapte etmeye çalışan o sokağın sakinleri ile güne ve geçmişe dair sohbetler yapabilseniz. Onlardan dinleseniz mekanın öyküsünü. İnsanların mekanları ile nasıl örtüştüğünü ve coğrafyasının özelliklerini nasıl yaşattıklarını da yaşayarak deneyimleyebilseniz ne güzel olur.
Gün, elbette fazlası ile yorar sizi bu süreçte. Bedenen çok yorulursunuz ama zihnen ve ruhen farklı bir algıyla ve anlayışla yol almanızı sağlar bu gezinti. Özellikle geçmişle kurulan bu bağ, güne ve yarına bakışınızı da değiştirebilir. Detaylarda yakaladıklarınız, uzun süre dimağınızı meşgul eder. Buna da hazırlıklı olmak lazım.
Günü akşama bağlarken şöyle günü, solan güneşin ışıkları altında bir yorgunluk çayı ile uğurlamadan da oradan ayrılmayın. Soluduğunuz havanın etkisini uzun süre üzerinizde taşıyacağınız bilinciyle gönlünüzü o tarihi beldede bırakıp vakti geldiğinde hiç istemeseniz de ayrılırsınız oradan. Günün size kattıkları ve özümsediğiniz güzellikleri ile yola koyulursunuz bir daha gelmeyi umut ederek…
Belki ben tarihçi olduğum için bu hissiyatları taşıyorumdur ama kimse deneyimlemeden bunu bilemez değil mi?
Tıkırtılar çoğalıyor
Taş sokaklarda
Ağırlıyor yeni adımları
Yorgun sokak
Kaçıncı hayat
Geçiyor üzerinden
Kaçıncı düşü savuşturuyor
gün
akşamı bulurken
tülleniyor umutlar…
Bakmadan Geçme





