Eskişehir ve Ödemiş…

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen'e yapılan saldırı haberlerini görmüşsünüzdür. İddialara göre Büyükerşen, sandalye ve...

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen’e yapılan saldırı haberlerini görmüşsünüzdür. İddialara göre Büyükerşen, sandalye ve masaların kaldırılması talimatını verdiği kafenin önünde bir kişinin yumruklu saldırısına uğradı. TV’lerde izlediğim görüntülere bakılırsa saldırgan silah da çekmiş. Saldırganın 1992 yılında Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nden emekli olduktan sonra otopark, kahvehane işletmeciliği yaparken ismi bazı cinayet, yaralama ve azmettirme suçlarına da karıştığı ortaya çıkmış.

Ara ara yazıyorum. Tabii başkaları da çeşitli ortamlarda konuşuyor ve yazıyorlar. Konu, kentlerde denetim sorunu.

Kent ismi vermek önemli değil. Kaç kentte ne kadar sağlıklı denetim var bunu siz de anlayabilirsiniz. Sokaklarda biraz tur attıktan sonra, oradaki yöneticilerin kenti nasıl yönettikleri hakkında genel bir bakış açısına sahip olabilirsiniz.

Üniversite yıllarında bulabildiğim değişik işlerde çalıştım. Beyoğlu Belediyesi’nin kapı numaraları ile sokak levhalarının çakım işinden tutun da gazete dağıtıcılığına kadar. Tabii ki her çalışan öğrencinin bulaştığı anketörlük işinde de.

Yanlış hatırlamıyorsam 1989 yılında yapılan yerel seçimler öncesinde de Veri Araştırma anket şirketi adına Isparta, Afyon ve Eskişehir’de çalışma yürüttüm. Herkesin İstanbul’da Bedrettin Dalan’ı favori gösterdiği seçimlerde SHP adayı Dr. Nurettin Sözen kazanmıştı. Cumhuriyet Gazetesi adına yaptığımız anket çalışmasında seçim sonuçlarına çok yakın sonuçlar elde etmiştik. Sözen’in kazanacağını söyleyen az sayıdaki anket şirketinden biri idi Veri Araştırma.

Eskişehir’de de yine SHP adayı Selami Vardar ipi göğüslemişti.

İlk kez o seçimlerde duymuştum Yılmaz Büyükerşen’in adını. O seçimlerde ANAP adayı idi. Anadolu Üniversitesi Rektörü olmasından dolayı iddialı idi.

Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, o yıl kaybettiği seçimleri 1999 yılında DSP’den kazandı.

Bugün Eskişehir merkezli turistik turlar düzenleniyor. Ben 89’dan bu yana gidemedim ama eşim dahil her giden Eskişehir’in düzen ve temizliğinden söz ediyor. “Bal dök, yala” diyenler var.

Bir şehrin düzen ve temizliği, bana göre belediye başkanlarının en çok üstünde durması gereken işlerinin başında gelmesi gerekir.

Büyükerşen’in titiz biri olduğu da söylenir. Anlatıldığına göre, ‘aman sen deci’ biri değil.

Yaşadığımız şehirlere şöyle bir göz atalım. Özellikle kaldırımların nasıl kullanıldığına! Açıkça söylemek gerekirse Ödemiş’te bir kaldırım kültürü oluşamamıştır. İlçemizde kaldırımlar, ‘kapanın mülkü’ haline gelmiştir. Ödemiş’teki birçok caddede kaldırımda yürümek akrobasi ister.

Öte yandan bir ilçenin yeşillikler içinde olması da önemli bir göstergedir. Cadde ve sokaklarındaki ağaç varlığı, hem serinlik verir hem de estetik bir güzellik katar.

Ödemiş’te belediyenin elinde sokakların ağaç envanteri var mı onu da bilemiyorum ama kesilen ağaçların yerine yenilerinin dikildiğini göremiyorum. Yavaş yavaş ağaçsız bir kente doğru yol alıyoruz gibi geliyor bana. Dilerim bu gözlemimde ben yanılıyorumdur!

Geçtiğimiz hafta Gölcük’te dolaşırken bazı pankartlar dikkatimi çekti.

Pankartlarda Ödemiş Belediye Başkanı’na teşekkür ediliyordu. Teşekkür pankartlarının altında da Örselli ve Karşıyaka sakinleri imzası dikkat çekiyordu. Bilindiği gibi Gölcük’te bir çevre düzenlemesi çalışması var. Ayrıca Örselli ve Karşıyaka yollarında yeni asfaltlama çalışması yapıldı.

Teşekkür, bu asfalt çalışması içindi. Vatandaş, yapılan çalışmaları görür ve çalışanın hakkını verir diye düşündüm… Ama küçük bir aksilik var gibiydi sanki!

Geçtiğimiz pazar sabahı babamla şöyle bir gezintiye çıkıp Karşıyaka Mahallesi’ndeki kahvede bir iki çay içelim dedik. Kahvedekilerin bazıları tanıdık çıktı.

Tabii konu, asfaltlama çalışması ve pankartlara geldi. “Ne güzel yapmışsınız teşekkür etmekle” dedik. Aldığımız yanıt şu oldu:

“Abi, yapılan iyi çalışmalara teşekkür ederiz ama pankartı biz asmadık. Belediye’nin adamları gelip astılar. Zaten Karşıyaka sakinleri adına yazdırılanı Örselli’ye, Örselli adına yazdırılanı da Karşıyaka’ya asmışlar. Gelen gide,n ‘Mahallenin adı mı değişti!’ diye bize takılıyor!”

Dilerim bu asfaltlar ilk kışta bozulmaz ve dilerim Gölcük’te yapılan çevre düzenlemeleri betona boğulmaz…

Buradaki çevre düzenlemeleri ile ilgili bir önerim olacak. Bence mangal kültürünü ortadan kaldırmak mümkün değil! Ama hiç olmazsa şehir içinde yasaklanabilir. Bizim insanlarımız, araçlarını da hemen yanlarına park etmek istiyorlar. Bu çerçevede Prenses Oteli’nin yanından şehir merkezine doğru çapraz parka izin verilebilir. Ayrıca her araç için bir ahşap masa düzenlemesi getirilebilir ve bunun için örneğin 10 lira talep edilebilir. Bu parayı vermek istemeyenler, gölün karşı tarafına yönlendirilebilir. Bu sayede insanların daha temiz ortamlarda mangal yapması sağlanabilir!

Yapılacak iş çok… Tabii denetim de şart…

Bakmadan Geçme