Eşek tıraşı!

Gençlik yıllarımda, yani vaktimin bol olduğu yıllarda bir ara bir berber dükkanının çevresinde takılırdım. Doğal olarak...

Gençlik yıllarımda, yani vaktimin bol olduğu yıllarda bir ara bir berber dükkanının çevresinde takılırdım. Doğal olarak saç tıraşımı da aynı berberde yaptırırdım. Benimle genellikle dükkanın kalfası ilgilenir, usta son olarak bir iki makas atardı. Tabii o zamanlar simsiyah saçlarım vardı.

Derken kalfa, askere gidip geldi ve dükkanını ayırdı. Ben de açılış günlerinin adeti üzerine bu kez kalfada tıraş olayım dedim. Tabii usta bunu fark etti. “Tıraşını kimde oldun?” diye sordu hemen… Ben yanıt bile veremeden, “Eşek tıraşı gibi olmuş!” deyip sırıttı.

Ben de, “Ustası eşekti, herhalde o yüzden eşek tıraşı gibi olmuştur!” dedim…

Bazen hazır cevabımdır. Kimi zaman da gerekli yanıtı veremem ve içime atarım. O zaman da uzun süre dert olur…

Berberlik, ustalık ister ama efendilik her berberde bulunmaz. Ustalık ve efendilik, birlikte olursa berberin iyi bir dostun olur çıkar.

Lafı şuraya getireceğim: Okulların kapanmasına az bir zaman kala okulumuza gelen bir ağaç budama ekibi, bahçemizdeki bazı ağaçları kaşla göz arasında kesip budama yaptı. Bana göre kesilen ağaçlar sağlamdı. Budama yapılan ağaçların da anası bellendi! Hiçbir estetik görüntüsü kalmadı. Yani eşek tıraşı gibi bir şey oldu… O gün o budamacılara bir şey diyememek ya da onları engelleyememek beni bir hayli üzdü. İki üç gün atamadım bu üzüntümü.

Şimdi sağda solda ağaç kesimi ve eşek tıraşı budama işi gördüm mü “Neden bu şehirde usta ve efendi ağaç berberleri yok?” diye hayıflanırım!

Yaklaşık üç haftadır Ödemiş’e kısa aralıklarla gelip gidiyorum… Eski adı Endüstri Meslek Lisesi olan Ödemiş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde de geçtiğimiz günlerde ağaç kesimi yapılmış…

Eski hastane bahçesindeki üç beş çam ağacı bakımsızlıktan kurudu gitti. Sırada diğerleri var…

Atalar, “Yaş kesen, baş keser!” demişler… Arılar olmazsa bitkiler, bitkiler olmazsa canlı hayat biter.

Belki son günlerdeki bu ağaç kesim ve budama haberleri de tetiklemiş olabilir, kendimizi Kaz Dağları’nda bulduk…

**

Beni yolda belde gören bazı arkadaşlar, “Nasıl gidiyor?” diye soruyorlar. Ben de “Ne, nasıl gidiyor?” diye karşı soru soruyorum. “Kent Konseyi! Neler yapıyorsunuz?” diyorlar…

Genel kurulun ardından çok sayıda kutlama mesajı aldık. Güven ve beklentinin yüksek olduğunu biliyoruz. Araya yaz tatilinin girmesi ve Kurban Bayramı telaşının eklenmesi nedeni ile çalışmalarımızın Eylül ayından sonra hız kazanacağını söyleyebilirim.

Kent Konseyi, sihirli bir değnek değil. Bir iki ay içinde Ödemiş’e takla attıracak da değiliz. Yılların birikmiş sorunları için bir çırpıda proje üretmek ve icraata geçmesini beklemek, biraz acelecilik olmaz mı? Halen kurulu olan ama iki üç yıldır hiç bir faaliyet yürütmeyen Kadın ve Gençlik Meclisi var. Bunların yönetimleri kağıt üstünde devam ediyor. Eylül ayı ile birlikte yeni meclisler ve çalışma grupları kurulacak. Meclislerin çatısı altında oluşturulacak çalışma gruplarında etkinlik yürütmek isteyenler şimdiden başvurularını yapabilirler. (0 232 545 41 85)

**

Ödemiş Belediyesi, belediye bünyesinde konservatuar kurmayı planlamış. Geçtiğimiz günlerde sanıyorum haberlerden takip ettiniz. Belediye Başkanı Mehmet Eriş, belediye bünyesindeki mevcut kültür sanat kurslarının ve koroların daha da genişletilerek konservatuar çatısı altında hizmet vereceğini açıkladı. Bildiğim kadarı ile yürütülen çalışmalara tiyatro da eklenecek. Konservatuar, İtalyanca’dan dilimize geçmiş, ‘müzik yapılan yer’ anlamına gelen bir kelime. Günlük konuşmada beste ve sahne sanatları üzerine eğitim veren okul anlamına geliyor.

Dilerim başarılı olur ve Ödemiş’ten üniversitelerin konservatuar bölümlerine öğrenci yetiştirilir.

**

Ödemiş Muhtarlar Derneği Başkanı ve İnönü Mahallesi Muhtarı Nihat Savuran, hem eski muhtarım hem de Kent Konseyi yürütmesinden arkadaşımız. Belediye tarafından ilki Saraçoğlu Caddesi’nde yapılan, devamının da farklı meydanlarda yapılacağı bildirilen ‘Alışveriş Fest Günleri’ üstüne konuştuk. Geri dönüşlerin olumlu olduğunu söyleyen Savuran ile mahalle meclisleri ya da cadde meclisleri üstüne fikir yürüttük. Vatandaşların kendi sorunları ile ilgilenmesi ve sorunlarıyla ilgili çözüm üretmesi, demokrasinin gelişmişliği ile ilgili. Nihat başkanımız, Ödemiş’i bütün mahalle ve köyleri ile tanıyan bir dernek başkanı. Bu işi hakkıyla yapıyor. Güzel işler çıkaracağımıza inanıyorum.

**

Yazılarımı Facebook’ta bir ya da iki gün önceden yayınlıyorum. Gazetecilik, artık sadece basılı kağıt ile yapılmıyor biliyorsunuz. Gazetecilik, gitgide internet ortamına evriliyor. Yazılarım için ‘beğen’ tuşuna basmanızdan ziyade okumanızı yeğlerim. Tabii herkes beğenildiğini görmek istiyor, o da başka bir konu…

**

Yarın, bayramın birinci günü. Dini ve milli bayramlarımız, toplumun kaynaşması adına anlamlı. Şimdiden bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum.

Bakmadan Geçme