• Haberler
  • Emlak Komisyonu'na yüzde 3 sınırı

Emlak Komisyonu'na yüzde 3 sınırı

Yeni düzenlemeyle beraber emlakçılık, sil baştan değişiyor. Artık alım satım işlemlerinde hizmet bedeli oranı sözleşmede yer...

Yeni düzenlemeyle beraber emlakçılık, sil baştan değişiyor. Artık alım satım işlemlerinde hizmet bedeli oranı sözleşmede yer alan satış bedelinin yüzde 3’ünden fazla olamayacak. Konuyla ilgili açıklama yapan Duran İnşaat ve Emlak’ın sahibi Osman Duran,  yüzde 3’ü alabildiklerinde havaya uçtuklarını dile getirerek, ”Diyelim ki 500 bin liraya ev sattınız. Yüzde 3’ü ve KDV’si ile beraber 17.700 TL yapar. Biz emlakçılar, 500 bin liraya sattığımız bir evde 15 bin lira ve KDV’sini alamıyoruz. Daha kötüsü isteyemiyoruz da. Çünkü müşterimize ağır geliyor. Bu durum alıcıya da satıcıya da ağır geliyor. Siz, aldığınız bir eve 17.700 TL fark vermek ister misiniz? Genellikle yüksek meblağlı alışverişlerde alışverişin fiyatına göre yüzde 1-1.5 civarı komisyon alıyoruz. Bunun yanında 100 bin liralık bir evde 2000-2500 lira aldığımız oluyor. O zaman da yüzde 2-2.5 komisyon oranına ancak ulaşabiliyoruz. Nadiren de olsa bazı emlakçıların gayrimenkul sahibinin veya alıcının özel durumlarını kötü amaçlı kullanarak yüzde 5-10 arası çok fahiş komisyonlar aldığını duymaktayız. Bu işi yapan emlakçılar ve yalan dolan ile kusurlu malların satışını yapan emlakçılar, mesleğimizin imajını ve itibarını yerle bir eden en önemli etkenlerden. Çünkü her işte en önemli unsur karşılıklı güvendir” dedi.

 

“Hizmet sektörüne para vermek istemiyorlar”

 

Duran, “İnsanların çok büyük kesimi, hizmet sektörüne para vermek istemiyor.  Büyük şehirlerde emlakçılar, 20-30 bin lira gibi paralar kazanıyorken biz ise Ödemiş’te nadiren bu paraları kazanabiliyoruz. Ödemiş, küçük bir şehir olduğu için her sokakta tanıdığınız biri muhakkak çıkıyor. Ya alışverişi yapacak insanlar birbirini tanıdığı için emlakçıyı aradan çıkarıp kendi aralarında alışverişi tamamlıyor ya da eşiniz dostunuz olan bu insanlardan yüzde 3’ü isteyemiyorsunuz. Bunun düzenlenmesini herkesten çok istiyoruz. Bu konudaki düşüncemiz şu yönde: Tapu dairesine yapılan her başvuruda emlak komisyoncusundan fatura alınarak dosyaya eklenmesi şartı getirilmesi. Komisyon oranı, gerekirse yüzde 3 olmasın yüzde 2 olsun ama yüzde 2 + KDV üzerinden fatura kesilmesi zorunlu hale gelsin. Gayrimenkul sahibi, bir emlakçıyla yetki sözleşmesi imzalasın. Gayrimenkul sahibi, 200-300 TL gibi bir ücreti en başta emlakçısına ödesin ve emlakçısı derhal ilgili gayrimenkul ile ilgili resmi kurumlardan alınmış orijinal belgelerden oluşan bir dosya hazırlasın. Alıcılara bu şekilde sözlü değil, yazılı bilgi versin.  Alışverişin sorumlusu emlakçı olsun. Alışverişin sonrasında ortaya çıkabilecek sorunlar için ise yetkili muhatap olsun. Bu, aynı zamanda vergi tahsilatının arttırılması için de çok önemli bir yöntemdir.  Bununla beraber seyyar emlakçıların da ortadan kaldırılmasına katkı sağlar. Vergi kaybı önlenir” diye konuştu.

 

“Gayrimenkul, emlakçısız alınamamalı”

 

Emlakçılığın sigortasız işçilerin yoğun olarak çalıştırıldığı bir sektör olduğunu kaydeden Duran, “Emlakçı, kesinlikle satılacak gayrimenkulün içeriğine göre gerekli evrakları içeren bir dosya hazırlamalı ve müşterisine imzalı ve kaşeli bir şekilde teslim etmeli. Daire, dükkan, arsa, tarla vb. gayrimenkuller için ayrı ayrı dosya içeriği olmalı. Mesela eksperlerin hazırladığı tarzda ama biraz daha sade ve vatandaşın anlayacağı şekilde dosyalar bu işe çözüm olabilir. Bu dosya içerisinde oturma ruhsatı, daire numarataj planı, imar durum belgesi, gayrimenkulün kusurları, olumlu yönleri, ileriye dönük değer artışı olup olmayacağı, kolay satılıp satılamayacağı bilgilerini içeren ve emlakçının hazırlayacağı rapor gibi belgeler olmalı. Eksiği, kusuru varsa bunları yazılı bir şekilde tutanağa bağlayıp bütün belgeleri emlakçı imzalayıp kaşelemeli ve müşterisine teslim etmeli. Bu dosya müşteride kalmalı ancak emlakçının keseceği fatura ile tapu dairesinde işlemler yürütülmeli ve şahısların kendi aralarındaki alışveriş engellenmeli. Böylelikle vergi kaybı, SSK kaybı da engellenmiş olur. Aynı zamanda kusurlu gayrimenkulün satışı gibi konularda sorumlu emlakçı tespiti ve hatta mağduriyetler oluşursa da tazminat davasının açılabileceği muhatap gibi konular çözüme kavuşturulmuş olur. Nasıl mahkemeye başvururken avukatsız başvurulamıyor ise ev, arsa, daire ya da dükkan alınırken de emlakçısız alışveriş yapılamamalı.  Böylece devlet, gelir kaybını ortadan kaldırırken emlakçılık mesleğine de ciddiyet kazandırılır. Ayrıca basit mesleki yeterlilik belgeleri ile değil, gerçek bir eğitimden geçmiş kişilere emlakçılık yetki belgesi verilmeli. En basitinden, tapu dairesinde alım satım işlemleri için gerekli evrakları toplayıp başvuru yapmasını bilmeyen emlakçılar da böylece ortadan kaldırılmış olur.

 

“Genel piyasayı düzenlemenin başka yolu yok”

 

Duran, işin resmiyete dökülmesinin önemini vurgulayarak, ”Devlet resmiyete dökülmeyen satışlardan hem gelir vergisi hem KDV alamıyor. Seyyar emlakçılardan Bağkur primini de alamıyor. Vatandaşlara zaman zaman hileli mal satılarak mağduriyet oluşturuluyor. Ve bütün bunlardan kimse sorumlu değil. Tapu dairesine giren hiçbir işlemin emlakçısız başvurusu alınmamalı. Emlakçı da resmi faturasını kesmeli, dosyasını da müşterisine sunmalı. Böylelikle alıcı da satıcı da resmi komisyon rakamlarını görecek ve her iki tarafta da mağduriyetin doğması engellenmiş olacak. Her şey resmiyete döküldüğünde aradaki kaçaklarda ortaya çıkmış olacak. Genel piyasayı düzenlemenin başka yolu yok. Belediyelerde ve tapu dairelerinde personelin iş yoğunluğu da işten anlayan insanlarla muhatap olacakları için evrak talep eden kişilere harcadıkları zaman da azalmış olacak. Çünkü vatandaşların çoğu hangi evrakın ne şekilde istenmesi gerektiğini dahi bilemiyor, derdini personele anlatamıyor ve personeller, her gelen kişiye fazlaca zaman harcadıklarından asli işlerini yerine getirmek için fazla zaman bulamıyor. Vatandaşa şunu da belirtmek isterim: Siz, emlakçıyla işbirliği yaptığınızda emlakçının tüm süreç boyunca size verdiği hizmete para ödüyorsunuz, sadece malı satmaya değil. İnsanların çoğu bunu algılamıyor. Bu komisyon dediğimiz para, o malı satma sürecimizdeki emeğimize veriliyor” diye konuştu.

 

Ece Köseoğlu

Bakmadan Geçme