'Ellerim acıdı yahu'
Ödemiş Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) olarak geçtiğimiz Çarşamba günü akşamı nikah salonunda bir anma etkinliği...
Ödemiş Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) olarak geçtiğimiz Çarşamba günü akşamı nikah salonunda bir anma etkinliği düzenledik. Anma etkinliği derken, korona günlerinin salgın şartlarında sessiz sedasız bir şekilde toprağa verdiğimiz Ömer hocamıza gecikmiş bir vefa borcumuzu ödemiş olduk. Öyle protokol töreni falan değil, sanki evde birlikte çay içiyormuşçasına bir muhabbet ortamı.
Etkinlik için davetiye falan bastırıp afişler de yaptırmadık. Malum, sosyal medya ortamından duyurduğumuz anma etkinliğimize ÇYDD ve Ömer Akşahan dostları gelsin yeter dedik. Öyle de oldu. Dediğimiz gibi Akşahan ailesi ile birlikte bir akşam oturması sohbeti yaptık.
Birlikte, onun okuduğu şiirleri dinledik, daha önce çekilmiş görüntüleri eşliğinde anılarımızı paylaştık.
Ömer hoca, bizden önce derneğimizin üç dönem şube başkanlığını yapmıştı. Katkılarını ve çabalarını anmak ve bizi izliyorsa unutulmadığını göstermek istedik. Zaman zaman duygusallaştık, zaman zaman de anıları ile neşelendik.
Eğitimde, gönüllü sosyal etkinliklerde ve doğa savunuculuğunda öne çıkan az sayıdaki insanlardan biri olan Ömer hocaların anılması ve unutulmaması gerektiğini ifade ettik.
**
Herkesin, her geçen gün bireyselleştiği, toplumsal çalışmaların unutulduğu bir dönemde Bozdağlarda altın madeni arama girişimlerine karşı örgütlenen Havza-Plat çalışmaları içinde biraz daha aktifleşen Ömer hoca aramızdan erken ayrıldı. İnsani yanı güçlü ve kendi doğruları ile farklı bir portre çizen hocayı anlamak elbette kolay değildi. Anma töreninde de belirttiğimiz gibi zaman zaman farklı düşündük ama ayrı düşmedik.
Köy kahvelerinde ‘Yerin üstü ALTIN’dan değerlidir’ temelinde yaptığımız bilgilendirme çalışmalarında Günlüce’de yaptığı konuşma kayda değerdi. Birlikte bulduğumuz örneği ilk kez dillendirirken fazla heyecanlanmış ve kahvenin ortasında duran kolona avuçlarıyla vurarak, “Tanımadığınız yabancılar buraya gelip, ‘sizin bu kolonu istiyoruz deseler ne yaparsınız?” diye sormuştu.
Konuşma bittikten sonra yanıma geldiğinde avuçlarını gösterip, “Ellerim acıdı yahu” dediğinde gülüşmüştük…
Önce edebiyata ardından basın yayına karşı da tutkulu idi. Küçükmenderes gazetesinin orta sayfası olarak başladığımız Tmolos edebiyat sayfalarının sayfa tasarımı konusunda yollarımız ayrılınca o da bu serüveni tek başına sürdürme ve yayını dergiye çevirme kararı almıştı.
Gazetecilik, dergicilik ve yayıncılık konusunda deneyimli biri olarak bu işten para kazandığını söyleyemem. Zaten para kazanmak için değil istediği gibi bir yaşamı sürdürme derdinde idi. Kendisine destek olan Ödemişli esnafların katkıları ile derginin masraflarını çıkarıyor ve bu çalışma onu hayata daha çok bağlıyordu.
**
Ölüm ne yazık ki sıralı değil… Kime ne zaman yaklaşacak kimse bilmiyor.
Her ölüm erken ölümdür ama Ömer hocanın yapacak daha çok işi vardı.
Çarşamba akşamı, anma etkinliğinin sunuculuğu dernek adına bende idi. Okulda ders anlatmak başka, topluluk karşısında böyle özel günlerde konuşmak başka idi. Yazıyorum ama sanmayın ki rahat konuşan biriyim.
Dedim ya evde birlikte çay içer gibi muhabbet ortamında idik ama yine de heyecan ve duygu yoğunluğundan dolayı başlarda ister istemez cümleleri kurmakta zorlandım.
Yozlaşmanın ve bireyselliğin ormanında Behiç Galip Yavuz, Ömer Akşahan gibi meyve veren ağaçlar kolay yetişmiyor.
Bir başka alemlerde yeniden buluşmayı dilerim.
Bakmadan Geçme





