Eğitim şart!

Facebook'ta anılar bölümünü karıştırırken, Başar Uçar'ın 24 Eylül 2014 tarihli Küçükmenderes Gazetesi'nde yayınlanan bir haberini gördüm....

Facebook’ta anılar bölümünü karıştırırken, Başar Uçar’ın 24 Eylül 2014 tarihli Küçükmenderes Gazetesi’nde yayınlanan bir haberini gördüm. Haberi ben de kendi sayfamda paylaşmışım. Eğitim sistemindeki değişikliklerle ilgili bir eylem haberi.

“Eğitim sendikalarının yurt çapında gerçekleştirdiği 1 günlük iş bırakma eylemi, Ödemiş’ten de destek buldu. Sabah saatlerinde Salı Pazarı’nda bir araya gelen Eğitim Sen üyeleri, Saraçoğlu Caddesi boyunca esnafa grevin nedenleri ile ilgili ‘velilere açık mektup’ başlıklı broşür dağıtıp Milli Eğitim Müdürlüğü önüne kadar yürüdüler”

Üstteki giriş ile verilen haberi bir köşe yazısı boyutunu aşmayacak şekilde sizin için özetliyorum:

“Yürüyüş boyunca zaman zaman atılan çeşitli sloganlarda, eğitim ve sağlığın parasız kamu hizmeti olması gerektiğini belirten Eğitim Sen üyeleri, güzergah üzerindeki vatandaşlara da grevin amacını anlatan broşür dağıttılar. Milli Eğitim Müdürlüğü önünde okunan basın bildirisinde, son dönemde yaşanan sıkıntıların giderek arttığı iddia edilerek, TEOG sınavı sonrasında ortaya çıkan olumsuzluklar, müdür atamalarına bağlı olarak yapılan kadrolaşma iddiaları, özel okullara verilen teşvik ve türban konusu ile ilgili açıklamalar yapıldı. Eğitim Sen Ödemiş ilçe temsilcisi Selim Şahan’ın okuduğu basın bildirisinde şu ifadelere yer verildi:

“Bilimsel, demokratik, laik ve parasız eğitim hakkı için, kadrolu çalışma, güvenceli gelecek için, hükümetlerin emir eri değil, emeğimizin tek sahibi olduğumuzu göstermek için, işimiz, eşimiz ve evimiz dikkate alınmaksızın yapılan zorunlu rotasyondan vazgeçilmesi için, haklarını arayan eğitimcilere uygulanan baskılara, sürgünlere, soruşturmalara dur demek için, özgür bilim ve nitelikli üniversite için, özel okul teşviki ve zorunlu imam hatip dayatmasından vazgeçilmesi için, eğitim yöneticilerinin gerçek demokratik seçimlerle belirlenmesi için, çocuklarımızın geleceklerinin karartılmasına, emeğimizin yok sayılmasına karşı bugün memleketin dört bir yanında GREVDEYİZ!

Bilindiği gibi eğitim sisteminin, eğitim ve bilim emekçilerinin yıllardır biriken sorunları, hız kesmeden artmakta, her eğitim-öğretim yılı bir önceki yıla göre giderek ağırlaşan sorunlar ve çelişkiler eşliğinde açılmaktadır. Bu yıl da Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı kargaşası ve yönetici atamalarında ortaya çıkan haksızlıklar, öne çıkan en önemli sorunlar arasında yer almıştır.

TEOG sonucunda öğrencinin hangi okulda ve hangi sınıfta okuyacağına karar veren bilgisayarlar, insan unsurunu hiçe sayıp ilgi ve yetenekleri görmezlikten gelmiştir.

Öte yandan kendi siyasal öncelikleri adına okullardaki çağdaş ve demokratik düşünceli yöneticileri 1 aylık tetikçi Milli Eğitim Müdürleri’nin verdiği ‘0’ puanlarla başarısız ilan eden bakanlık, projeleri önünde engel gördükleri Eğitim Sen başta olmak üzere muhalif sendikalara üye yöneticileri elemiş olmanın mutluluğunu yaşamaktadırlar.

Milli Eğitim Bakanlığı bu aşamada çözüm üretmekten çok, yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamalarıyla başta eğitim emekçileri olmak üzere, öğrenci ve velileri mağdur etmeye devam etmektedir.

Hükümetlerin, herkese eşit ve parasız olması gereken eğitim sistemini ticarileştirme ve dini içerikte yeniden biçimlendirme uygulamaları 4+4+4 dayatması sonrasında katlanarak artmıştır. 4+4+4 uygulaması sonrasında okul dönüşümlerinde yaşanan sorunlar giderek ağırlaşmaktadır. Okul dönüştürmelerinde merkezi ve alt yapı sorunu olmayan okulların imam hatibe dönüştürülmesi kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin bir sonucudur. Var olan İmam Hatipler yetmiyormuş gibi şimdi de normal ortaokullarda imam hatip sınıfları açılarak ‘bütün okulları imam hatipleştirme’ yolunda büyük bir adım atılmıştır.

Tüm çağdaş ve gelişmiş ülkelerin benimsediği laik eğitim anlayışına meydan okurcasına diğer temel sorunlar görmezlikten gelinerek din derslerin arttırılması çabaları ile birlikte liselere mescit açılmasının zorunlu hale getirilmesi, kamuoyunu yanıltmakta sorunların gizlenmesine neden olmaktadır. Bugün ülkemizdeki eğitimin sorunu mescit ve başörtüsü değildir.

Okullarda giderek artan fiziki donanım ve altyapı sorunları, kalabalık sınıflar, ikili eğitim, birleştirilmiş sınıf ve taşımalı eğitim, ücretli öğretmen çalıştırma gibi pek çok sorun, 2014-2015 eğitim öğretim yılı başında öne çıkan temel eğitim sorunları olarak dikkat çekmektedir.

Siyasi iktidarlar eğitim sistemini kendi dünya görüşüne göre yeniden biçimlendirmeye çalışırken, eğitimin sorunlarına kalıcı çözümler üretmekten çok, tamamen dayatmacı bir tutum izlemektedir.

Derslik, okul, öğretmen açıklarından eğitimin genel bütçe içindeki payına kadar, eğitimin hemen her alanında köklü bir değişime gereksinim vardır. Eğitim-Sen olarak, 2014-2015 eğitim öğretim yılı başında, siyasi iktidara ve Milli Eğitim Bakanlığı`na çağrımız tüm toplumun ve öğrencilerin geleceğini doğrudan olumsuz etkileyecek dayatmalara, politika ve uygulamalara derhal son verilmeli, eğitim sistemi üzerinden toplumda yeni kutuplaşmalar yaratılmasının önüne geçilmelidir. Bunun için öncelikle öğrencinin kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır”

7 yıl geçmiş… Bizim üye sayımız düşmüş ama sorunlar azalmamış…

Ne diyelim!

Bakmadan Geçme