- Haberler
- 'Egemenliğini hiç kimseye verme'
'Egemenliğini hiç kimseye verme'
Türk Milliyetçileri Hayır Diyor Platformu Ödemiş Temsilcisi İsmail Balkan, referandum öncesinde açıklamalarda bulundu. Başkanlık sisteminin Türk...
Türk Milliyetçileri Hayır Diyor Platformu Ödemiş Temsilcisi İsmail Balkan, referandum öncesinde açıklamalarda bulundu. Başkanlık sisteminin Türk tarihine uygun olmadığını belirten Balkan’ın açıklamasında, “Türk tipi başkanlık deniyor. Bu doğru değil. Türk tarihinin hiçbir döneminde egemenliğin tek kişiye verildiği bir devir olmadı. Göktürk Devleti’nde devletin başında kağan olarak Bilge Kağan bulunurken vezir yani başbakan olarak Tonyukuk görev yapıyordu. Bazı önemli konular, toyda görüşülüp karara bağlandıktan sonra uygulamaya konuyordu. Örneğin, Budizm dinini yaymak isteyenler, Bilge Kağan’a başvurunca Kağan, Vezir Tonyukuk’a ‘Ne dersin?’ diye sordu. Tonyukuk, ‘Kağanım! Budizm’de sığır, kutsal bir hayvandır, eti yenmez. Budizm dini Türklerin arasında yayılırsa sığır eti yemeyen asker, gücünü kaybeder’ diye cevap verdi. Kağan da bu görüşü doğru buldu ve Budizm dinini yaymak isteyen propagandistlere izin vermedi.
Yeni Osmanlıcılık, bir Türk için asla akla gelmemesi gereken bir sistem. Bizim için akla ziyan bir sistemdir. Osmanlı’yı Ege Bölgesi özelinde ele alalım. Bizim bölgemizin beyliği olan Aydınoğulları Beyliği, 1390 yılında savaşmadan Osmanlı egemenliğini kabul etti. 1402’de Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid, Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilip esir düştü ve Timur, beylikleri yeniden ihya etti. Yıldırım 1403’te, Timur ise 1405’te vefat etti. Yıldırım Bayezid’in oğulları arasındaki taht savaşını kardeşlerinin hepsini teker teker mağlup eden Birinci Mehmet kazandı.
Birinci Mehmet, Timur’un yeniden eski sahiplerine verdiği Aydınoğulları’nın başında bulunan Cüneyd Bey’i Tuna Nehri üzerinde bulunan bulunan Niğbolu’ya sürgün ederek beyliğin başına Bulgar devşirmesi Aleksandr’ı getirdi. Bu devşirme, İskender Bey olarak isimlendirilmişti. Çok zalimdi, Türkleri inim inim inletiyordu. Ege Türkmenleri, Börklüce Mustafa’nın buyruğu ile isyan hazırlıklarına başladılar. Tire’nin Kızılbörklü köyünden olan Börklüce Mustafa, Şeyh Bedreddin’in akrabası idi. Yıldırım Bayezid’in oğullarından Musa Çelebi, Edirne’de tahtı ele geçirip üç yıl süreyle Osmanlı Devleti’nin başında bulunduğu sırada Şeyh Bedreddin, onun kazaskerliğini yapmıştı ve onun da ataları Tireli idi. Börklüce de onun yardımcısı idi. Musa Çelebi öldürülünce Bedreddin İznik’e sürgüne gönderilmiş, Börklüce de Ege’ye dönmüştü. Börklüce, Türkmenleri örgütledi. 1416 yılında İskender Bey komutasındaki Osmanlı ordusunu yendiler. İskender Bey öldürüldü.
1417 yılında Saruhan ve Aydın illerinin Osmanlı Sancak Beyi Timurtaş Paşazade Ali Bey komutasındaki Osmanlı ordusu, Ege Türkmenleri üzerine gönderildi. Üçüncü savaş ise 1418 yılında oldu. Bayezid Paşa ile Şehzade Murad, 30 bin kişilik bir ordu ile Ege’ye gönderildi. Son savaşta esir alınan Börklüce, Ayasuluğ’a (Selçuk) götürüldü ve çarmıha gerilerek sokaklarda dolaştırıldıktan sonra gırtlağı kesilerek başı padişaha gönderildi. Aynı yıl içinde Şeyh Bedreddin, Serez’de idam edildi. Kendisi çağlar ötesi görüşleri savunan, Sünni bir din alimi. Devşirmeciliğe karşı çıkıyor, bunun İslam dinine aykırı bir düzen olduğunu söylüyordu. Ülkeyi yönetenlerin Devr-i Saadet’te olduğu gibi halk tarafından seçilmesini ve İslam dinine uygun bir sosyal paylaşım sistemi kurulmasını savunuyordu. Börklüce de onun düşüncesini hayata geçirmek için isyana başlamıştı. Türk tarihi, o tarihten sonra 500 yıl karanlıkta kaldı. Ta ki ‘Hamiyetli anneni cesur evladı’ Mustafa Kemal, 1919’da Samsun’a çıkana kadar. 1418’den 1919’a kadar.
Cumhuriyet’e can suyu veren Egeliler, Mahmut Esat Bozkurt, Şükrü Saracoğlu ve Dr.Reşit Galim’dir. ‘Cumhuriyet’in Üç Fedaisi’ isimli kitapta anlatılmaktadır. Bu muhteşem kitabı, gazeteci yazar Özdemir İnce yazmış. Her Egeli, hatta her Türk mutlaka okumalı” ifadeleri kullanıldı.
Haber: Bilgehan SAKICI