Duygusallıktan Aptallığa Terfi!
Biz duygusal insanlar, her defasında kendimize söz verip ve her defasında da bunu kendi bozan insanlarız....
Biz duygusal insanlar, her defasında kendimize söz verip ve her defasında da bunu kendi bozan insanlarız. Çünkü hayatımızın merkezine birini, bir şeyi koymak adet haline gelmiştir bizde. Lakin bu merkez, asla kendimiz değilizdir. Ve sonra kendimize biz yeteri kadar kıymet vermezken karşımızdaki kişilerin kıymet vermeyişlerine de laf ederiz.
E ama ana konu biziz. Biz özel ve kıymetliyiz. Üstelik evrenin de en kıymetlisiyiz diye düşünmediğimiz sürece ne “duygu anlamında” yüreğimizden yükleri, ne “ruh manasında” sırtımızdan asalakları ne de “beynimizdeki” acabaların üstesinden gelmemiz mümkün olamaz.
Kendinden daha çok başkalarını düşünen duygusal insanların ortak davranışlarına birlikte bakalım mı? Birileri listelemiş, biz de kendimize uyarlayalım bakalım.
1. Arkadaş canlısı ve her zaman iyi niyetlisindir. Oysa zaman, bize arkadaşlarımıza ihtiyacımız olduğunda çoğu vakit yalnız bırakıldığımızı da göstermiştir.
2. En ufak şeyde bile hemen kırılıp alınabilirsin. Naiflikten mi desem, gelincik misali kırılganlıktan mı bilemem ama çoğu vakit, yaşların yanaklarımızdan süzüldüğü anlardır.
3. Romantik-dram filmlerinde gözyaşların sel olup akar ve arkadaşlarının “Ne var ağlayacak?” laflarını sıkça duyarsın. Hiç unutmam genç kızlık zamanımda her cumartesi, Türk filmi zamanıydı ve komşu kızı bize gelir, biz hem filmi seyreder hem de ağlardık. Ailelerimizin de o gecelerde alay konuları biz olurduk.
4. Hislerin hareketlerinden, yüz ifadenden kolaylıkla anlaşılabilir. Rol yapmak, yalan söylemek, bizim işimiz değildir. Yüreğimiz, yüzümüze nasıl yansıyorsa o an öyleyiz.
5. Hoşlandığın kişi sana olumlu bir şey söylese hemen farklı anlamlar yükleyip günlerce bununla mutlu olursun. E ama bizim zamanımızda da böyleydi. Bir güzel söz, bize dünya cennetlerinin kapılarını açmaya yeterdi. Ardına bakmazdık. Çünkü biz neysek onu bize söyleyen de öyledir diye düşünürdük/düşünürüz. Ki maalesef aptallık artık bu durum!
6. Çoğu zaman mantığın kalbine yenik düştüğü için zararlı çıkan sen olursun. Çoğu zaman mı? Her zaman. Her (!) Biz duygusal insanlar yürekleri beyinleri ve dilleri hep aynı olur. Bizi böyle bilenler de yüreklerimizden vurduklarını sanmalarına rağmen ey gözünü sevdiğimin ilahi adaleti, onları yerle bir eder/ediyor/etti (!) Ve mantık, bizde ancak iş ortamında gereklidir. Onun harici “yüreğimin gözünü seveyim”
7. Güzel bir haber aldığında verdiğin tepkiyi bütün mahalle duyabilir. Kesinlikle doğru. Bunun en büyük faydası, evlat sahibi olduğumuzda anlaşılıyor. Çünkü çocukların yaptıkları işteki mutlulukları ve kendilerine olan inançları, bizim sevinç şeklimizin büyüklüğü ile doğru orantılı artıyor. Anne-baba olanlar, söylediklerimi iyi anlayacaklardır.
8. Arkadaşının başına gelen iyi ya da kötü bir durumda onunla rahatlıkla empati kurup duygularını salıverirsin. Belki de ondan daha çok üzülürsün. Oysa bu konuda da ne kadar aptal olduğumuzu er geç zaman gösterir!
9. Geçmişe fazla bağlı kalırsın. Ah o geçmiş var ya! Tüm hayatımızın akışının hızına gem vurmaktan ve radikal kararlar almakta en büyük engel. Geçmişten kurtulamadığımız sürece kendi değerimizi bulacak yaşama asla ayak basamayız.
Yarın konunun devamı için yine birlikte olalım inşallah. Şimdilik sevgi ve şansla kalınız efendim.
Sevgiler .
Bakmadan Geçme





