Duygusallıktan Aptallığa Terfi mi? (!)
Kaldığımız yerden devam edelim biz duygusalların aptallıkla eşdeğer gören zihniyetlerin yaşantılarına bir bakın yalnız, kimsesiz ve...
Kaldığımız yerden devam edelim; biz duygusalların aptallıkla eşdeğer gören zihniyetlerin yaşantılarına bir bakın; yalnız, kimsesiz ve acıdan beslenmeye çalışan zavallılardır. Çünkü başka türlü var olmayı beceremezler. Başarıları da paraları da sevgileri de hep bir anlık, belirli zamanlıktır. Çünkü eksikleri, kendilerine olan sevgileridir.
Dedikten sonra dünkü maddelerimizin analizine kaldığımız yerden devam edelim.
10. Eşyalarına fazla bağlandığın için onları atmak istemezsin, birisine verdiğinde bile için gider. Çünkü eşyalarla geçmişe bağlılığı net olarak pekiştiririz. Onların elimizin altında olması demek, geçmişe olan bağlılığımız olarak nitelendirilse de geleceğe açılacak kapıda çoğumuzda büyük bir engeldir. Hatıra olarak bırakmak başka, yaşantımızın içine dahil ederek yol almaya çalışmak daha başkadır. Fark ediniz!
11. Her zaman herkesin yaşadığı herhangi kötü bir durumu büyütüp dünyan yıkılmış gibi davranabilirsin. Çok gereksiz. Kimse için kendi hayatının akışını bloke etme. Dünyaya bir kere geliyorsun. Ve bırak herkes, kendi kötü durumunun sorumluluğunu alsın. Kimsenin sıkıntısını karşılıksız halletmeye çalışma!
12. Çoğu zaman hayranlığını abartılı biçimde ortaya koyarsın. Eğer bu durumu sindirebilen birileri ise karşıdaki sıkıntı olmaz. Ancak kendi bile bunun ağırlığında eziliyorsa vay halimize (!).
13. Daha önce yaşadığın bir olayı anlatırken tekrar yaşıyormuşçasına tepkiler verirsin. Çünkü doğalsındır, samimisindir, heyecanlısındır. Artık çoğu insanda olmayan meziyetler bunlar ama iyi ki böylesin, bana inan!
14. Dışarıdan sinirli durmazsın ama sinirlendiğinde içindeki canavar ortaya çıkıverir. Kimseye boşu boşuna sinirlenmeyiz. İyi niyetimizden her daim faydalanmaya çalıştıklarını da anlasak. Onları anlamaya çalışırız. BU da ta ki bizi aptal yerine koyduklarını fark edene kadardır. Sessizliğimizden daha vurucudur sesimiz. İşte onların yerinde olsam bu tarafımızı görecek aptallıkları aslı onlar yapmasın!
15. Gerçek bir hayvanseversindir. Kendini sevdirmeye çalışan bir hayvanı okşamadan edemezsin. Hem de nasıl. Sevgi, şefkat, merhamet ve vicdan bizlerin hamurunun ana öğesidir. Ve bir de nankör olmadıklarını görünce bazen en yakınından bile daha çok okşayasın geliyor. Çünkü yaptığın onca iyiliğe sırtından vurmayı bilemez onlar. Bir kap su ver, biraz da sevgi, kapından sevgiyle ayrılmaz zaten. Asıl onlar bizi sevdikçe ruhlarımız tazeleniyor kanaatindeyim.
16. İnsanlara fazla güvenirsin ve kendine “bir daha güvenmemeliyim” desen de yine güvenmeden edemezsin. Aha işte dün konunun ilk başında yazdığım cümleyle ne güzel de örtüşüyor. “Biz duygusal insanlar, her defasında kendimize söz verip ve her defasında da bunu kendi bozan insanlarız.”
17. Ve en önemlisi, için dışın birdir. Ah şükür ki böyleyiz. Yalan, riya, entrika bizin yakınımızdan dahi geçemez. Hep söylediğim gibi “beynim, yüreğim ruhum neyse dilim onun sözcüsüdür” diye.
Biz duygusal insanları aptal gören ya da aptal konumuna dönüştürmeye çalışan yiğitler (!) olsa da zaman göstermiştir ki kimsesiz, sevgisiz, pespaye yaşamaktansa yüreğimizin ekmeğiyle ama az ama çok yaşıyor olmamız, insan ruhunda cennetini kendi yaratmasıyla eşdeğerdir. Diğerleri, kasvetli ve sevgisiz bencil diyarlarında sahteliklerle yaşlansınlar. “İyi ki varsın” ile “Allah belanı versin” arasındaki nüanstır bu!
Yarın görüşene değin, şimdilik sevgi ve şansla kalınız efendim.
Sevgiler.
Bakmadan Geçme





