Düşürme enerjini
Umudun eli kolu uzun. Sen nereye kadar uzatabiliyorsan oraya kadar gidiyor. Hayal ne kadar güçlüyse umut...
Umudun eli kolu uzun. Sen nereye kadar uzatabiliyorsan oraya kadar gidiyor. Hayal ne kadar güçlüyse umut da o kadar güçleniyor. Hayal etmeden umut etmek olmuyor gibi.
Özellikle gençlerde umudun gözü daha parlak, daha kara. “Yapabilirim” inancı daha güçlü, gençliğin getirdiği cevvaliyetle. Umutlar taze, yeşil, bahar gibi…
Tazecik duygular. Bir de onu besleyecek, destekleyecek birilerini buldu mu onları kimse durduramıyor. Ama çok da hassas oluyor bu dönem. Dikkatli olunması lazım. İncitmemek gerekiyor duygularını. Yapabilecekleri konusunda ufuklarını açıp izleyebilecekleri yollar gösterilebilir. Eğer fazla ütopikse düşünceleri, bunu da şevklerini kaçırmadan, kırmadan söylemek gerekiyor. Yoksa hayata küsebiliyorlar bir anda. Yani ince bir çizgi, belki her an kopabilir bugün ile gelecek bağı.
İnsanları geleceğe bağlayan bu bağ ne kadar güçlüyse o kadar tutunuyorlar hayata ve gayret ediyorlar. Çabaları, bu çerçevede şekilleniyor. Ama o kırılgan noktada destek çıkanların dozu iyi ayarlaması gerekiyor. Eğer gerçekten yapamayacakları bir hayalin peşine düşmüşlerse, onlara uygun değilse yapmayı planladıkları, bunu fark etmelerini sağlamak gerekiyor. Bunu yaparken de ölçüyü iyi ayarlamak çok önemli. Bir de hayal kurup umut etmekle kalmış, yoksa gereğini gerçekten yapıyor mu, yapmış mı? Ona bakmak lazım. Yapmış da olmuyorsa o zaman durumu kabullenmesi daha kolay olacaktır.
Genç dimağ, geleceğe dair hayaller kuruyor, planlar yapıyor belki işi biraz daha ileriye taşıyıp yapabileceklerini yazıyor, maddelendiriyor kendince önceliğine göre. Ve yaşıtı bir arkadaşı ile paylaşmak istiyor. Ne güzel, paylaşmak güzeldir. Zannediyor ki onun heyecanına, şevkine iştirak edecek arkadaşı, onu destekleyecek. Bu süreçte beki iyi niyetle, belki dünya algısının farklı olmasından belki de ufkunun daha dar olmasından kaynaklı sıkıntılar da yaşanabiliniyor. Arkadaşı, bir sürü olumsuz söylemle şevkini kaçırıyor ve “Acaba?” diye bir kurt düşürüyor içine. “Acaba arkadaşımın söylediği doğru mu?”, “Ben bunları başaramaz mıyım?”, “Gerçekten çok mu zor bunları başarmak?” gibi sorular, motivasyonunu bozuyor ve gittikçe büyüyor bu sorular içinde. Sonunda içinden çıkılmaz bir yığına dönüşüyor. Ve kopuyor gelecek bağı. Yıkılıyor köprü. Tekrar toparlamak ise zor oluyor durumu. Böyle bir durumda eğer biz yetişkinlerden destek alma yoluna gidiyorsa genç, ona yardımcı olabilir, “fikrini paylaşma” diye öneride bulunabiliriz. Hani “Enerjinizi düşüren, sizin şevkinizi kaçıran insanlardan uzak durun derler ya, hakikaten öyle. Bu durumda da uzak durmak lazım. Fikirlerini gerçekten seni anlayacağını bilmediklerinle paylaşmamak, kendine saklamak en iyisi.
bir gülüş bazen
ısıtır güneşten çok
bazen bir söz
üşütür ayazdan beter
ufak bir dokunuş zannedersin
izleri kazınır
bir daha silemezsin…
Bakmadan Geçme





