Düşünseli
Güneş yürüyor günün üzerine. Günlerdir katmerlenen sis kalkıyor tabaka tabaka. Sanki kaybolan şeyleri afişe ediyor tekrar....
Güneş yürüyor günün üzerine. Günlerdir katmerlenen sis kalkıyor tabaka tabaka. Sanki kaybolan şeyleri afişe ediyor tekrar. Önce evler beliriyor birer birer. Sonra ağaçlar ve ötelerde tepeler ve en sonunda dağlar. Zirvesine beyazın oturduğu, güneşin altında gümüş gibi ışıyan dağlar. Ağırlaşan mevsim silkiyor üzerinden fazlalıklarını. Silinen tabloyu yeniden çiziyor, yeniliyor yüzünü. Sanki günlerce kendine sabreden insanları ödüllendirir gibi. Müthiş bir güzellik sunuyor bakan gözlere. Alışılmışı değiştirip sonra yeniden gösterip değerini bildirmek ister gibi bir hali var…
İnsanı en çok yoran beklemek galiba. Beklemek eğer bir belirsizlikle beraber ise daha ağır oluyor haliyle insan için. Sıradan zamanlarda nasıl geçtiğini bile anlamadığımız, farkına varmadığımız vakitler, beklerken uzadıkça uzuyor. Uzadıkça yoruyor dimağları. Biliyor sabırsızlık bıçağını. Kesiyor sonra kendini…
……
Hayat insana sürprizler hazırlıyor bazı. Hiç olmadık bir yerden bir kapı açılıyor önümüze ve o açılan kapıdan içeri girip, güzelliklerini yaşıyorsunuz bir dem. Yeni insanlar tanıyıp, o insanların hayata ve insanlara güzel bakışını, yaklaşımını izleyip, özümsüyorsunuz. “Ne insanlar varmış meğer hayatı kendi dışındaki hayatlarla paylaşan” diyebiliyorsunuz. Onların yaklaşımı, samimiyeti, özverisi, hoşgörüsü, paylaşımı hoş bir lezzet bırakıyor belleğinizde. Kendinizi ailenizin sıcaklığı içinde hissedebiliyorsunuz. Eminim ki hepimiz şahit oluyoruz zaman zaman bu yaklaşıma. Ne güzel hala öz değerlerimize sahip çıkan, insana değer veren ve samimiyeti kaybetmemiş insanlarımızın olması. Hemhal olmasını bilen bir anlayışın yaşıyor olması…
Yitik zamanlar ülkesinde
yitirilmiş değerler
ardına düşmüş
yitmeyen insanlar…
diren
direnç
güç…
Yitik zamanlar ülkesinde
ben
bize dönmüş yüzünü
biz bize
hoşgörü
mutluluk…
Yitik zamanlar ülkesinde
ketleme zamanı
kitle-me anı
nezaket
güleryüz
sakla anı…
Bakmadan Geçme




